03 Mayıs 2006

255 6 0
                                    


03 Mayıs 2006


Dün geceye ve alkole rağmen sabah saat 8'de hastanedeydim. Aslında bugünü tamamen uyuyarak geçirmek isterdim. Açık konuşmak gerekirse hiç günümde değildim.


Sıradan bir rahim ameliyatıydı. Her şey yolundaydı, ta ki elimdeki neşter kayıp da rahim arterini kesene kadar. Allah'ım! Karmaşaya bak. Bir anda her yer kan oldu. Gerizekâlı hemşire Hazal ne yaptı peki? Paniğe kapıldı. Resmen dondu kaldı. Talimatlar yağdırıyordum, bağırıyordum, o ise ağır çekim hareketleri ve o çirkin kurbağa gözleriyle bana salak salak bakıyordu. Niçin hastanenin en beceriksiz hemşiresiyle aynı ortamdayım ki? Hazal'a rağmen, hastanın kanamasını durdurdum ve ameliyata devam edebildim.


Kızıl saçlı orospu Hazal ameliyat sonrasında doğrudan Profesör Aslan'ın odasına koşmuş olmalı. Temizlenirken yanıma geldi. O koca götü bu kadar kızarmış görmemiştim daha önce.


"Sarhoşsun," dedi, "Daha fazla bu hastanede kalamazsın." Tabii ki itiraz ettim. Ama o bana inanmadı. Gerçek anlamda sarhoş değildim. Yani bir rahim ameliyatı yapamayacak kadar sarhoş değildim. Kazara oldu her şey. Herkesin başına gelebilecek bir durum. Burayı terk etmemi emretti bana. Disiplin kurulu karar verene kadar görevden alınmıştım.


Sakin kalıp konuşmaya çalıştım onunla. Bütün gece uyuyamadığımı ve bu yüzden böyle berbat göründüğümü izah ettim. Birkaç kadeh içtiğimi, ancak sarhoş olmadığımı söyledim. Salak bir hemşirenin lafına inanarak beni aşağılamasına bayılıyorum bu adamın. 5 yıldır bu hastanede adıma bir leke sürdürmeden çalıştım. Ama birden günah keçisi ilan edildim. O şişko profesörden çok daha zekiyim ben. Çok daha formdayım. Kellesini kesip gözümün önünde kanlar içinde gebermesini isterim.


En sinir bozucu durum ise, ona geri dönüp yalakalık yapmak zorunda olmam. Uzun süreli bir görevden alınmayı göze alamam. Leyla'nın paramı nasıl çarçur ettiğini göz önünde bulunduracak olursam, bu sorunu bir an önce çözmem gerek.


Allah'tan, başka bir ameliyat planlamamıştım bugün için. Muayenehaneme gittim. Orada birkaç hastaya baktım. Bu delilerin aklından ne geçiyor tahmin bile edemiyorum.


Son hastam da ayrıldıktan hemen sonra, çekmecemdeki şişemden büyükçe bir yudum aldım. Aklımdan geçen tek şey intikamdı. Aslan denilen piçin nasıl icabına bakabilirdim? Aklıma düzinelerce çılgın fikir geldi, ancak bunların birçoğunun fayda etmeyeceğini ve uygulanamayacağını düşündüm.



Birkaç saat uyuduktan sonra, bara gittim. Bora ve Fırat beni bekliyorlardı. Amaçları hastanede olup biteni kahramanından dinlemekti. Bütün hastane arkamdan konuşup durmuş. Her zamanki gibi Hazal hemşire olayı kendi bakış açısıyla yaymış. Fırat orospuyu neşterle kovaladığımı duymuş. Aslında olaya şu anda baktığımda belki de yapmamalıydım.


Fırat saat 9 gibi ayrıldı. Ben de akşam yemeği olarak bifteğimi yedikten sonra ayrılmaya karar verdim. Aslında niyetim eve gitmekti. Ama niçin kendime zorla işkence ettireyim ki? Bugün yaşadıklarım bana yeterli geldi. Böylece bir geceyi daha muayenehanemdeki sevgili kanepemde geçirmeye karar verdim.


Bir Seri Katilin Günlüğü - Uyanış (Kitap olarak yayınlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin