Bir Seri Katilin Günlüğü - Uyanış (Kitap olarak yayınlandı)

27 Kasım 2006

27 Kasım 2006

Bu şehirden nefret ediyorum. Ne kadar çirkin bir yer. Pencereden dışarı baktığımda, onca insan, onca trafik. Camı açtığında iğrenç bir koku. Her yer çöp içinde. Kırık bira şişeleri, taşan çöp kutuları. Sokakta para için insanı rahatsız eden dilenciler. Her yerde sürüyle sokak köpekleri. İstanbul kaybedenler şehri. Taşralılar, köylüler ve Ruslar. Onlar için başarı tam zamanlı bir işte çalışmak. Kıçları çıkana kadar üç kuruş için çalışıyorlar. Maaşları ancak kiraya yeter bu şehirde. Hepsi başarısız kaybedenler. Aptal ve kurbanlar. Sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktım. Elimde köşeden aldığım bir simitle dolanıp durdum Bağdat Caddesi'nde. Bu kalabalık çok canımı sıkıyor. Şehrin en iğrenç hali. Üst tarafta demiryolları, şehrin dışını takip eden metal yığınlar. Caddelerde, yerlerde izmaritler. Rayları takip edersen Kadıköy'e varıyorsun. Kadıköy'ün de taşraları var. Arka sokakları. Baktığında o gecekondular son yıllarda arttı. Hep taşralardan buraya bir umutla göç eden insanlar. Yenisahra'ya bir git. Orada resmen tenekelerden yapılmış evler var. Öğretmen Evi'nin tam karşısı. Çamur içinde yaşayanlar. Dilencilik yapanlar geceleri buralara geliyor işte. Yırtık eski kıyafetleriyle bir köşede oturup günün birinde ciğerlerini iflas ettirecek tinerleri içlerine çekiyorlar. Onlar insan çöpü benim için. Arada sırada arabama atlayıp gidiyorum oralara. Bugün de öyle yaptım. Ama bu yerden her ne kadar iğrensem de, nedense hayranlıkla baktığım bir yanı daha var buranın. Yaklaşık bir saat boyunca o mahlûkatları, insanları gözlemlediğim oluyor. Dışlanmışlığın simgesi burası. Yarım kalan hayallerin son durağı, mezarlığı. Onlar da beni gözlemliyor. Akşamları yaktıkları varillerin ateşiyle parlayan gözlerle bana bakıyorlar öylece. Acaba bulunduğum yerden dibe doğru hızla düşersem onlar gibi biri olabileceğimin farkındalar mı? Bu şehirden nefret ediyorum. Bu şehir kanserli bir hücre. Kontrolsüzce büyüyen bir tümör. Yenilenmeyi ve iyileşmeyi engelleyen, boğan bir şehir.