20 Mayıs 2006 (ilk Cinayet)

130 3 0
                                    


20 Mayıs 2006


Saat sabah 09:30. Bu güzel heyecan uyumamı sağladı. Tecrübenin zirvesinde. Tekrar kontrolü ele aldım. İçimdeki gerçeği nihayet keşfettim. Yıllardır derinliklerde gizlediğim, bastırdığım bu duygu, açığa çıkmak için doğru zamanı bekliyormuş. Görememişim, fark edememişim. Son zamanlardaki renksiz dünyamdan sıyrıldım. Artık eziyetler geride kaldı. Gücümü ve gerçek kimliğimi kullanacağım artık.


Bu deneyimi tekrar yok olmadan en ufak ayrıntısına kadar yaşamalıyım. Dün akşam yaşadığım heyecanı bir daha asla başka bir şekilde yaşayamam. Zirveye ulaşmak için yıllarca o kötü deneyimleri yaşadım. Artık bu zirveyi hayatımın sonuna kadar yaşamak istiyorum.


Bara giderken kadının beni ekebileceği aklıma geldi. Bu beni öldürürdü gerçekten. Sabaha kadar kurduğum hayaller boşa giderdi. Ben erken gittim. Saat ondan önce gelecek olursa diye. Onu kaçırmak istemiyordum. Sonuç itibariyle o bir fahişeydi ve benden önce başka bir erkek tarafından alınmasını göze alamazdım.


Tedirginlik içerisinde beklemeye başladım. Keşke onun için ulaşımı daha kolay bir yere davet etseydim. Burayı bulabilecek miydi? Otobüsle mi gelirdi? Yoksa bir taksi mi tutacaktı? Belki de kendi arabası vardı. Aptallığıma kızıyordum.


Saat on oldu, ama hâlâ ortalıkta görünmüyordu. Biraz daha geçince artık gelmeyeceğini düşündüm. Benim hatamdı. Niçin buraya gelip beni görmek için zahmet etsin ki? Yakınında onca erkek varken. Onu yeterince etkileyebildim mi acaba? Paralı bir müşteri izlenimi yaratabildim mi? Onu yanımda tutup bir daha çalışmak zorunda olmadığını hissetmesini sağlayabildim mi? Orospuların ne şekilde düşündüğünü Allah bilir. Tabii ki düşünme kabiliyetleri varsa.


Her geçen dakika içtiğim kadehleri saymamaya başladım. Gözüm sürekli kapıdaydı. 15 dakika geçti ve hâlâ ondan bir haber yok. Böyle içmeye devam edersem, gelse bile hiçbir şey yapamayacak kadar sarhoş olacaktım. Bu sebepten biraya döndüm.


25 dakika sonra tüm korkularım sona erdi. Camın kenarından ilerlerken siyah uzun saçlarını gördüm. Neşem ve heyecanım geri geldi. İçeri gelip beni bulana kadar barın içini süzmesini bekledim ve sonra ayağa kalkıp ona el salladım.


Bana doğru yavaş yavaş ilerledi. Yürümesi bile dikkat çekiciydi, o bunu çok iyi biliyor ve kullanıyordu. Seçtiği kıyafet her adım attığında kalçalarının hareketinin belirgin bir şekilde gözükmesini sağlıyordu.


Bunu şu an fark etmiyordum. Tahrik oluyordum. O da tahrik olduğumu yüzümden okumuştur. Sol gözünü kapatan saçları onu daha da seksi yapıyordu. Heyecanımı kocaman bir sırıtışla örttüm. Bana göz kırparak karşılık verdi.


Omuzlarını kapatan şalı üzerinden alarak boş sandalyenin üzerine bıraktım. Sonra oturacağı sandalyeyi tutup karşısına oturdum. Kibarlığımdan etkilenmiş gibiydi. Görüştüğü diğer erkekler asla böyle davranmazdı.


Bardan aldığım içkiyle masaya geri döndüm. Çok sakin ve sessizdi. Neredeyse sıkıcı. Genelde söyleşimizi havadan sudan konularla ben yürütüyordum. Yavaş yavaş açılmaya başladı. Ama sıradan bir fahişenin söylediği cümleler dökülmüyordu ağzından. Artık kendisini bana daha yakın hissediyordu. Gözlerinden okuyabiliyordum. Sözlerinden anlıyordum.

Bir Seri Katilin Günlüğü - Uyanış (Kitap olarak yayınlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin