FİNAL

1 1 0
                                    

Onların kaderleri bir olmak için yazılmamıştı. Peki ne yapacaklardı, kadere krşı mı geleceklerdi yoksa boyun mu eğeceklerdi...

Avcılarla olan kavganın ardından herkes güçsüz düşmüş ve bir köşeye çekilmiş, yaralarını sarıyordu. Michael her ne kadar kızıl saçlı sevgilisi için endişelense de uzandığı yataktan kalkabilecek gücü kendinde bulamıyordu. İçinden kendine sinirle ettiği her söz ise sinirini daha çok arttırıyordu.

Öte yandan Evângeline herkese huzurlu bir uykunun kollarında görünse de aslında içinde bulunduğu şey rüyadan çok bir kâbus gibiydi. Daha önce yaşamadığına emin olduğu anılar gözünün önüne geliyordu.
Kocaman alevler arasında yanan bir ev, sessiz hıçkırıklarla kendisine sarılan kızıl saçlı bir kadın. Birşeyler dese de henüz duymuyordu ya da duysa da anlayamıyordu. Sonra onu gördü yıllarca babası bildiği adamı, kadının kucağından onun kucağına geçti. Babası koşar adımlarla uzaklaşırken son kez kızıl saçlı kadına ve ağlamaktan kızarmış ama kararlı bakışlarını gördü. Son lez bakıştılar ardından kadın hızla arkasını dönüp ellerinden çıkan alevlerle dumanı tüten eve koştu. Sonra herşey karanlık.
Gözlerini tekrar açtığında yine tanımadığı bir yerdeydi. Etrafa baktı. Ufak tahtadan bir klübeydi. Sonra bir erkek sesi duydu. Ne dediğini tam anlamadı ama yataktan kalkıp sese doğru yöneldiğini fark etti. O an yanından geçtiği aynayla göz göze geldi. Ama bu kendisi değildi. Az önce onu kucağında taşıyan kızıl saçlı kadındı. Adam tekrar seslendi ve çinde olduğu beden sese koşar adımlarla yöneldi. Dışarı çıktığında kucağında bir bebekle bahçede üzerinde çeşitli  yemekleirn olduğu bir masaya oturmaya çalışan adamı gördü ve annesiyle babasını. Üvey anne babasını. Sonra yine karanlık.
Bu kez gözlerini açtığında bir aynanın karşısında kendini gördü. Üstünü başını kontrol etti. Siyah bir elbise giyinmişti ve saçları bir at kuyruğuyla sıkıca bağlanmıştı. Sonra arkasındaki gölgelerdeki kıpırdanmayı farketti. Ama oturduğu yerden kalkamadı. Karanlıktan o kızıl saçlı kadın geldi gene ve ellerini omuzlarına koydu. Elleri buz gibiydi. Bir an için o ellerin hep ne kadarda sıcak olduğunu düşündü. Ve kendine şaşırdı. Ama birşey dmeek istesede sesi çıkmıyordu. Sonra kadının sesi kulaklarını doldurdu. Sesi sanki bomboş bir odaydılar ve elindeki kristal vazoyu yere düşürmüş gibi hiddetle yankılanıyordu.
"Bunu neden yapıyorsun? Seni korumak için yaptığım onca şeyden sonra neden? Burdan git ve güçlerini sakla. Onlara bize , bana kötü şanstan başka birşey getirmedi. Sen büyürken yanında olamamamın nedeni bu güçler, benim yerime başkasına anne diyor olman hepsi bu güçler yüzünden. Bir ateş cadısı olduğunu öğrendiklerinde neden korktular biliyor musun? Gücümü kontrol edememenden değil. Biz ateş cadıları lanetlenen cadıların soyundanız çünkü. Neden veya ne zaman lanetlendiğimizi hatırlamıyorum ama lanetimiz etrafımıza uğursuzluk getirmek. Nereye gidersen git bela seni bulacak. Ve yanında kim var kim yoksa onu da seninlr birlikte yok edicek. Babanla birbirimizi sevdiğimizde bu saçma laneti yenebileceğimizi sandık. Genç ve aptaldık. Bizi durdurmaya çalışan kimseyi dinlemedik ve kaçtık. Ama uğursuzluk peşimizi bırakmadı. Ne kadar dikkat etsekte avcılar bir şekilde hep bizi buldu. Sonra sen doğdun. Seni şanssızlığımızın bitişi kabul ettik. Ama sadece şanssızlığımızı sana bulaştırmışız.  Baban sürünün gelecekteli lideriydi. Çok güçlü bür ateş kurduydu. Onun gibi olman benim lanetimi taşımaman için her şeyi yaptım. Tüm yaşlı cadıları dolaştım, bulduğum tüm kitapları okudum. Kadim kitapları bile. Ama hiç birşey yoktu. Şanslıysan sadece babanın güçlerini alacaktın. Bunu öğrenemeden Avcılar bizi buldu. Çok, çok fazlalardı ve... Ve baban dolunaydaki dönüşümünü yeni bitirmiş güçsüzdü. Baban Avcıları oyalarken bende Mark'ı aradım ve benimle buluşmasını istedm. Seni başka kime emanet ederim bilemedim. Amacım o Avcıları öldürüp dönüp seni almak ve babanla ortadan kaybolmaktı. Ama döndüğümde çok geçti, onlar Andreas'ı çoktan öldürmüşlerdi. İşte o zaman kontrolğ kaybettim. Sadece havadaki dumanı ve yansn cesetleri hatırlıyorum. Zorla Andreas'ı bulup ona sarıldıktan sonrasını hatırlamıyorum. Ama sonra sen güçlerini ilkkez kullandığında uzunca bir uykudan uyanmış gibi oldum. Güçlerimi almış olman , büyüyüp böyle güzel ve kararlı bir genç kız olman ne kadar beni gururlandırsa da sonrasında olanlar bana kaderimi hatırlattı." Kadının Evângeline'in saçlarını okşayan parmakları bir anda durdu. "Evângeline." İsmini ondan duymak kızı derinden sarstı.
Sanki içinde yıllardır süren o boşluk şimdi doldu. Babasının ölümünden sonra ortaya çıktığını düşündüğü boşluğun aslında asıl ailesine olan özlemi olduğunu anladı.
"Kızım. Bunu sana söylemek canımı çok yaksa da bunlar gerçekler. Sevdiğin insanların yanında kalmak onları sadece incitecek. Tıpkı Andreasın ölümüne yol açtığı gibi. Mark'ın, Catherine'in veya Diana'nın. Bir karar verme zamanı ya yanlarında kalıp lanetin onları günden güne yıpratmasını izleyeceksin ya da onlardan uzaklaşacaksın. Çok geç olmadan bir seçim yapman gerekiyor."
Ve yine dipsiz bir karanlık ama başka görüntü yoktu sadece karanlık ve sessizlik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UçurumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin