Michael bana anlamaz bakışlar atınca kendimi açıklamam gerekti. "İlk dönüşmem şans eseri oldu. Dönüşmek istemedim ya da tam olarak neden dönüştüğümü bir türlü anlayamadım. Bu yüzden bana nasıl dönüşeceğimi öğretmeni istiyorum."
Biraz düşündükten sonra cevap verdi. Nasıl dönüşeceğini öğretemem çünkü bu içgüdüsel bir şey ama sana dönüşümlerini kontrol etmeyi öğretebilirim. Böylelikle dönüşümlerin üzerinde azda olsa kontrol sağlayabilirsin."
Sonra gözlerini kapattı ve bir şey hesaplıyormuş gibi bir süre bekledi. "Ve bunu sana 1 hafta içinde öğretmemiz lazım. 1 hafta sonra dolunay var ve dolunayda her kurt adam dönüşüm geçirir. Sende farkında olarak veya olmayarak ilk dönüşümünü geçirdiğine göre artık dolunayda dönüşeceksin demek."
"Peki, dolunayın normal dönüşümlerden farkı var mı?"
"Var dolunayda kurt formumuzun kontrolünü sağlamak imkânsız. Kontrolü güçlü olanlar dolunay sırasında güvenli bir yere geçene kadar dönüşümlerini durdurabiliyorlar onun dışında dönüştüğün andan itibaren normal bir kurdun içgüdüleriyle hareket ediyorsun." Endişelendiğimi fark edince ekledi. "Merak etme dönüşümünü tamamlayana kadar yanında olacağım."
Gülümseyerek ona baktım. "Peki, nereden başlayacağız. Büyü yaptığım zamandaki gibi duygularımı mı kontrol etmem lazım."
"Evet, duygularda etkili ama kurt adamların genellikle öfkelerini kontrol etmeleri gerekir. Ne kadar öfkelenirsen dönüşme ihtimalin o kadar artar. Bir de dönüşümü kabullenmek çok önemli. Eğer dönüşümden korkar ve ona direnirsen bu hem canının yanmasına hem de kurt formunda kontrolü sağlamanda güçlük yaşamana neden olur."
Anladığımı belirtmek için başımla onayladım. "Ne yapmamı önerirsin?"
"İlk olarak vücudunu güçlendirmemiz gerekiyor. Böylelikle bedenin çabuk yorulmaz ve sende daha kolay kontrolü sağlayabilirsin. Her gün belirli saatlerde koşacağız, şınav ve mekiği de unutmayalım. Ayrıca ip atlamak ve ağırlık kaldırmakta etkili olur. "
"Bunların hepsini yapmam gerekiyor mu cidden?"
Surat astığımı görünce yanaklarımı çekiştirip beni azarladı. "Bunlar senin iyiliğin için. Kontrolü kaybedersen hem kendine hem de etrafına zarar verebilirsin. Merak etme bende yanında olacağım"
"Buna gerek yok. Söz, verdiğin bütün egzersizleri yapacağım. Kampta birçok işin var ben başımın çaresine bakabilirim."
"İşlerimi halledip aynı zamanda sana eşlik edebilirim. Hem yaşanan şeylerden sonra kamptaki kimseye güvenmiyorum. Seni yalnız bırakamam."
Yaşananlardan sonra ona hak veriyordum bende olsam Michael'ı yalnız bırakmak istemezdim.
"Ama sevgilim olduğun için eğitim sırasında sana yumuşak davranacağımı düşünme. Hatta sevgilim olduğun için daha acımasız bile davranabilirim."
Abartılı bir şekilde gözlerimi kocaman açıp "Bana kıyabilir misin?" dedim. Gülmeye başladı ve bende karşımdaki manzaranın usulca tadını çıkardım.
Ertesi sabah erkenden kalkıp şehir görevinden önce çalışmak için gittiğimiz açıklığa gittik. Michael beni uyardığı gibi hiç acımadı ve kaytarmama da asla izin vermedi. Tüm sabah ve öğlen vaktini vücudumu kuvvetlendirmek için çeşitli egzersizler yaparak geçirmiştik. Günün geri kalanında ise bana kendimi savunmam için hareketler göstermesiyle ve beni yere sermesiyle geçti. Her yanım ağrıyor ve itiraf etmem gerekirse düşündüğüm kadar iyi bir dövüşçü olmadığımı anlamış oldum. Bir kere her harekete geç kalıyordum ve ilk hamlesinde kendimi yerde buluyordum. Ve Michael avcıların kendisinden daha acımasız ve deneyimli olduğunu söyledi. Yani geçen gün ellerinden sağ kurtulmam tam bir şans eseriydi. Sonunda paydos verdiğimizde olduğum yere sırt üstü çöktüm, Michael da yanıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurum
FantasyYaşananlar bir sis bulutu gibi çökmüştü kızın omuzlarına. Nefes almasını güçleştiriyordu. Karşısında ona bakan adamın gözlerindeki çaresizliği gördükçe daha da nefes alamaz oluyordu. Sanki tüm evren onların bir arada olmalarına karşıydı. Ne kadar de...