Hoseok
Yoongi'nin uzattığı kağıdı aldım. Tek kaşımı kaldırıp "Bu bana arabada gösterdiğin kağıt mı?" dedim, kağıt normalde ince gözükse de elime aldığımda kalın ve genişti. Yani kağıdın eni ve boyu bayağı büyüktü.
Yoongi başını çok hafif sallarken "Evet güzelim, bu o kağıt." dedi sakin sesle. Sakin sesi çok mayıştırıcıydı. Çok sakinlik içeriyor, insanı huzura çağırıyordu sanki. İnsanı dinlendiriyordu.
Kağıdı açtığımda kağıdın gerçekten büyük olduğunu gördüm. Uzun ve genişti. Ayrıca kağıdın büyüklüğünün aksine yazıları küçük bir fontta yazılmıştı. Ama yazılar rahatlıkla görünüyordu. Ablam gözlerini büyütüp "Oha!" dediğinde yazıları inceleyip "Ben okuyayım, özetlerim size." dedim. Onay mırıltıları çıkınca hızla okumaya başladım.
Sevgili çocuklarım Hoseok ve Jiwoo;
Biricik çocuklarım. Babalarının biricikleri. Bir tanelerim. Şimdi bu kağıdı size büyük ihtimâl polisler verecek. Eğer bu kağıdı polislerden aldıysanız; muhtemelen mezarlıktasınızdır. Ve annenizle biz sizi cennetten izliyor olacağızdır. Hayır, ağlamak yok! Hoseok, sil o göz yaşlarını bakayım! Jiwoo şimdi net bayılmadığı kalmamıştır falan. Canım çocuklarım, ağlamayın, bakın gökyüzüne. Çünkü biz artık oradayız. Gülümseyerek bakın gökyüzüne, akşamları bizim yıldızımız olan kuzey yıldızına bakıp el sallayın, ben sizi görürüm. Annenizde görür sizi.
Bu mektubu ne ara hazırladın baba, derseniz eğer bunu sizi okula bıraktıktan sonra hazırlayıp bizim görevliye vermiştim. Nasıl öldük bende bilmiyorum, kaza yapmışızdır büyük ihtimal. Neyse kafanızı bizim ölümümüzden sonra yormanız gereken daha önemli şeyler var.
Şimdi bildiğiniz üzere iki tane tane şirket var. Biri Amerika'da, biri Güney Kore'de. Zaten Amerika'daki şirket için hisse fazlalığı sebebiyle hemen Jiwoo'yu aramışlardır. Güney Kore'deki şirkette Hoseok'un. Burada Maalesef yollarınız ayrı düşüyor çocuklarım. Jiwoo Amerika'ya gidecek ve orada şirketi yönetecek. Hoseok ise Güney Kore'de kalıp Güney Kore'deki şirketi yönetecek.
Ve bir durum daha var. Sizden biraz daha büyük olan bir ortaklarımız var. Yaklaşık üniversiteyi yeni bitirdiler. Adları Kim Taehyung ve Jeon Jeongguk. Belki şirkette duymuşsunuzdur? Güney Kore'deki şirketimizin ortakları.
Şimdi bu Taehyung ve Jeongguk ne alaka derseniz. Onlar birer gay çift. Biliyorsunuz saygı duyuyorum LGBT bireylerine. Ve evet, onlar evli bir gay çift. Geçen Amerika'da evlendiler. Çok tatlılar eşek sıpaları.
ve asıl olay şu. Eğer biz ölürsek gen de bir aile olmanızı istiyorum. Bu yüzden ben ve anneniz öldükten sonra babalık haklarınız kanunen Taehyung ve Jeongguk'a geçiyor. Yani anlayacağınız ve ya anlayamadığınız üzere iki adet babanız oluyor. Sakın önyargı ile bakmayın! Çok iyi insanlar, size onlara emanet etme sebeplerim de var. Size -benim kadar tabii ki olamasa da- çok iyi babalık edeceklerine eminim.
Ve diğer bir konu ya gelirsek. Hoseok, buraları iyi oku evladım. Benim tüm hisselerim artık senin. Annenin zaten hepsi Jiwoo'nun, yani miras kavgası yapanı diğer dünyadan çarparım!
Bu ciddi bir konuydu ve ciddiye alın lütfen!
Hadi şaka bir yana gülün ve gülümseyin.
Ayrıca, hazır aklıma gelmişken; Taehyung ve Jeıngguk sizi 5 gibi arayacak, cenazemizin ertesi günü gidersiniz.
Ve cenazeye kimse gelmedi diye üzülmeyin ben istedim bunu insanlardan. Orada gelip sizin psikolojinizi daha çok bozar gibi "Başınız sağ olsun!", "Tanrı sizi korusun!" vs. cümleler söyleyip bozuk olan psikolojinizi daha da bozsunlar istemiyorum.
Bu vasiyeti ne zaman yazdın, diye sorarsanız buna da cevabım çok açık. Ölüm kime, nasıl, ne zaman ve neden uğrayacağı belli olmaz. Ben bunu yazarken sizle az önce konuştum; Jiwoo 1 yaşında, Hoseok 16 yaşında ve Hoseok az önce telefonda bağırarak "BANA GELİRKEN ÇİKOLATA ALMAZSAN EVE GELME!" diye bağırdın. Çok tatlıydın. Birde İngilizceyi havalı konuşmaya çalışman yok mu, kahkaha atıyorum.
Ve şu an bunu okuyorsanız üzülmeyin. Gülün, eğlenin ve mutlu olun.
Ve evet, her şey bu kadardı. Yolun sonuna geldik. Bundan sonra bizsiz devam edeceksiniz. Size güveniyorum. Şimdi hadi bakalım. Ayaklanın, bir yemek yiyin. Ardından eve gidin, eşyaları toplayın, bir Taehyung ve Jeongguk'la tanışın. Ardından ne yapacaksanız yapın.
Sevgilerle,
Anne ve babanız.
Mektubu okuduktan sonra buruk bir gülümsemeyle göz yaşı akıttım. Her şeyi düşünmüşlerdi. Her şeyi. Onlar olmadan nasıl devam edeceğimizi, ne yapmamız gerektiklerini ve motivasyonumuzu. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüşlerdi.
Ablam anında "Ne diyor? Ne diyor? Ver bakim." diyerek kağıdı elimden aldı ve hızla okumaya başladı. Bir kaç saniye sonra buruk bir gülümseme ve ardından gözyaşları izledi devamını. Okuması hızlı olduğundan benden daha kısa sürede okudu ve kağıdı buruk bir gülümseme ile katlayım bana geri uzattı. Kağıdı cebime koyarken "Ne yani? Şimdi bizim iki babamız mı var?" dedi ablam. Başımı sallarken "Öyle oldu." dedim, Yoongi şaşkınlık içinde bana döndü ve "Nasıl? Sizi şimdi gay bir aile mi evlat edindi?" dedi yüz ifadesi gibi şaşkın bir sesle. Şaşkınlığına gülerken "Aşkım biz gay değil miyiz sanki?" dedim, gülerken sesim çatallaşmış çıkmıştı. Yoongi ilk aval aval suratıma baksa da sonra "Harbi lan, aa, beynim durdu benim." dedi afallayarak. Küçük bir attım ve "Şapşal!" dedim, sesim buruktu tabii ki ama güçlü durmalıydım.
Chris esnedi ve "Hadi yemeğe gidelim, ben acıktım. Kahvaltıda yapmamıştım piç Hoseok'a yetişeceğim diye!" dedi isyankâr bir şekilde. Göz devirdim ve "Gelmeseydin kıçımın kenarı, sana gel diyen mi oldu?" dedim alayla. Her zamanki esprili hallerimizdi.
Chris gözlerini kocaman açarak bana baktı ve başını iki yana sallarken "Ayıp lan ayıp, ben senin için ta Amerika'dan geleyim, sen kıçı galaksiden çıkmış piç gibi davran. Yazık lan yazık!" dedi ve cık cıkladı. Seungmin göz devirdi, "Acıktım ben, sizin boktan kavgalarınızı çekemeyeceğim, hadi gidelim. Yakınlarda bir restoran var, çok güzel yemek yapıyor, hadi gidip zıkkımlanalım."
________________________________________________________________________________
Annyeong yorobunn! Nağğber??
Panomda yaptığım şakadan sonra bana güzel küfürler gelecek gibi hissediyorum KLNSDKPD
Hadş bakalım iyi okualarrrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Youre My Tear |𝙎𝙊𝙋𝙀| ✓
Fanfiction"Tek hatırladığım şey senin dudakların..." Bilim adamların dediği şey nedir? Hafızasını kaybetmiş birine müzik dinletmek ve bir özel bir şey hissettirmek onun hafızasını yerine getirmek için en iyi şeydir. Hoseok'un hafıza kaybını iyileştirmek için...