Final

44 4 24
                                    

Hoseok

Koskoca iki yıl, dudaklarını aramıştım Yoongi'nin. İki yıldır insanların gözlerinden sonra baktığım yer dudakları olmuştu ve hiç bir zaman bulamamıştım aradığımı.

Sadece eğlenmek için geldiğim mekanda iki yıldır aradığım dudakları görünce gözüm kararmış ve açtığımda her şeyi hatırladığımı fark ettim. Gözlerimi açtığımda Yoongi'yi görmüş ve iki yıldır öpemediğim yumuşaklıkları öpmüştüm. İşte benim için her şey tamam olmuştu.

Akrep ve yelkovan birbirlerini kovalarken mekan yavaş yavaş boşalıyordu. Jimin mekanı ilk terk eden kişiydi. Bizim yanımızdan ayrıldıktan sonra Taehyunglara bakmaya gitmişti ama gidişi ve dönüşü bir olmuştu. Onları da öpüşürken bastığını söyleyip kızaran yanaklarıyla çantasını kaptığı gibi evinin yolunu tutmuştu. 

Ardından Taehyunglar gitmişti. Aramıza geldiklerinde ter içindelerdi ve üstleri başları dağılmıştı. Evle ilgili bir durum olduğunu söylemişti Jeongguk, ama boyunlarındaki kızarıklar her şeyi açıklıyordu.

Mekandan çıkan insanlar bizi kutlamışlardı ve iyi dileklerini iletmişlerdi. Buna hayli bir mutlu olmuştum. İnsanların bize davranışları çok güzeldi ve bu iyi hissettiriyordu. İki erkeğin ilişkisi dünyada çok kabul edilir değildi.

Mekan sakinleştiğinde Minho'nun nişanlısı Jisung gelip devriyeyi Yoongi'de devraldı. Yoongi ile kaldığı çatı katına çıktık. Odası çok güzeldi. Yerden bir kapı açılıp odaya giriliyordu ve oda full ahşaptı. Ahşap, büyük dolapta kıyafetleri vardı ve yerde yatağı vardı. Camın olduğu yerde kitaplık vardı ve camın direk altında minderle dolu yer vardı. Yatağın önündeki yerde masa ve üzerinde bilgisayarı ve tableti vardı. Odası acayip huzur vericiydi ve bu çok hoşuma gitmişti.

Gidip kendimi yer yatağının üzerine attım. Çift kişilik baza fazlasıyla komforluydu. Çok rahat uyunurdu fakat Yoongi'nin gözleri rahat uyuyamadığını, hatta  uyumadığını belli ediyordu. Bu iki yılda ne kadar uyumuştu acaba...

Yoongi havlu aldı ve banyoyu gösterip "Duş alıp geleceğim bebeğim, beni burada bekle." dedi o aşık olup uğruna kurşun atıp kurşun yiyeceğim derin sesiyle. Başımı usulca aşağı yukarı salladım ve yatakta yatıp tavanı izlemeye  başladım.

Yoongi duşa girdiğinde bugünü düşünmeye başladım. Eğer onu görmeseydim nasıl olurdu? Ben onun dudaklarını arardım, o da burada yaşardı giderdi. İkimizde bilinmezlik içinde yaşar ve iyi anılar pek biriktiremezdik. O benim özlemimle yanarken, ben onu arardım. 

Bir süre daha bugünü düşündüm ve kalkıp Yoongi'nin kitaplığına göz attım. Kitaplığı hoştu. Mangadan ibaret genç kurgu ve LGBT konulu kitaplar da vardı. Yüzümde buruk bir gülümseme belirdi bir kitabı görünce. Red White And Royal Blue. Bu kitap iki prensin kaza onucu yaşadıkları olaylardan aşka gidişini anlatıyordu. Çok sevdiğim bir kitaptı ve Yoongi'nin okuduğunu görünce bir sırıtış peyda oldu yüzümde. Kitapta açık sahne var denilecek derecede azdı ama gene de bu kitap benim için farklıydı.

O kadar uzun süre dayanamadan banyoya gittim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Yoongi elleriyle saçlarını geri tarıyordu. "Siktir."

Fısıldamam ile Yoongi bana döndüğünde alt dudağımı dişledim. Çıplak ve yapılı vücudu için her şeyi yapabilirdim. O vücudu beni deli gibi tahrik edebilirdi ve ediyordu da.

Yoongi başını omzuna eğdi ve alt dudağını dişleyip "Bebeğim, sabredemedin mi?" dedi derin ve tahrik edici sesiyle, eş zamanlı kendini okşadığında deli gibi tahrik olmuştum. Kasıklarımdaki sızı benim için her şeyin habercisiydi. Kalbim bel altımda atıyor gibiydi ve tüm kanım bel altına pompalanıyor gibiydi.

Youre My Tear |𝙎𝙊𝙋𝙀| ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin