Herkese annyeong! Naberr?
Ben aynı fic falan.
Bu bölümü yazarken full çığlık attım. O kadar heyecanlıydım ki bölüm adını kocaman harflerle yazdım düşünün o derece LJKJHGFXDZFGTHYJU
Okurken yani bölüm kontrolü yaparken çığlık çığlığaydım düşünün bu bölümü son yarım saatte yazdım ve yarım saattir aile fertlerinden neden çığlık atıyorum diye kızılıyor NHVCXDZVFBGNHMJNHBVFXC
Ben sizi daha tutmayım, bu özel bölümü okurken yukarıdaki şarkıyı açıp kulaklıkla dinlemenizi tavsiye ederimm
Kemerleri bağlayın, piyyuuuu
Yoongi
Kalbim atıyor muydu yoksa durmuş muydu, emin değildim. Kulaklarım uğulduyor ve balyoz yemiş gibiydim. Sarsıldım. Cidden sarsılmıştım. Başım dönmeye başlamıştı ve düşmemek için tutunacak bir yere ihtiyacım vardı ama tutunacak bir yeri yoktu.
Hoseok'un bakışları dudaklarıma kaydığı an yutkundum ve elimdeki mikrofon yere kayıp düşerken tok ses kulaklara yankılandı. Ama umursayamazdım. Şu an beynim sadece tek şey için çalışıyordu. Hoseok için.
Bir anda Hoseok dengesini kaybedip yere düştüğü an sahneden atlayıp yanına doğru koştum. "JUNG HOSEOK!"
Koşarak yanına gittiğim an herkesin ilgi odağı biz olmuştu. Fakat Hoseok tek ilgi odağımdı. O şu an buradaydı ve ben onu tam tamına iki yıl sonra görmüştüm.
Yanına eğildiğim an Taehyung başını desteklediğini fark ettim. Gözleri kapalıydı. Kahretsin! Bayılmıştı!
"Changbin, Jeongin, kalabalığı açın!" Bağrışım ile Changbin ve Jeongin hızla insan topluluğunu açtırmaya başladığında bu kez "Minho!" diye bağırdım. Minho bakış açıma girdiği an "Jimin'i ve kolonyayı al gel, hemen!" diye bağırdım.
Dakikalar sonra Jimin ve elinde kolonyayla Minho geldi. Jimin Hoseok'u gördüğü an "NE!" diye bağırsa da elimle Hoseok'un beyaza boyattığı ipeksi saçlarını bir elimle geriye ittirirken diğer elimle yüzünü okşuyordum. Benim sevgilim dayanıklıydı, şimdi uyanırdı...
Bir elimi Hoseok'un saçlarından çektim ve Minho'ya doğru uzattım. Elime değen alkollü soğuk sıvı içimi ürpertse de Hoseok'un yanağını okşamaya devam ettim. Bakışlarım saniyelik Jeongguk'a bakıp indiğinde hızla "Jeon, kendine gel, sorun yok!" diye bağırdım. Hoseok'un yanında gözyaşları içinde duruyordu ve bu hayli canımı sıkmıştı.
Jeongguk başını iki yana salladığında Hoseok'un yanağında olan elimi başının altına kaydırıp "Kim," dedim Taehyung'a ithafen. "Git sevgilini sakinleştir."
Taehyung derin bir nefes alıp kucağında Jeongguk'la giderken "Jimin," dedim bu kez, emir verme günümdeydim sanırım.
Jimin hızla yanıma çökerken "Hoseok'un başını destekle." dedim net sesle. Jimin hemen bir dizini Hoseok'un başının altına koydu. Elimi yavaş yavaş çektim ve Minho'nun kolonya doldurduğu elimle Hoseok'un yüzünü sildim. Elimi burnuna götürüp kolonyanın kokusunu aldırdığımda hafif hareketlenmesi ile buruk bir gülümseme yüzüme yerleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Youre My Tear |𝙎𝙊𝙋𝙀| ✓
Fanfiction"Tek hatırladığım şey senin dudakların..." Bilim adamların dediği şey nedir? Hafızasını kaybetmiş birine müzik dinletmek ve bir özel bir şey hissettirmek onun hafızasını yerine getirmek için en iyi şeydir. Hoseok'un hafıza kaybını iyileştirmek için...