2

641 102 48
                                    


Maçın başlamasına son bir saat kalmıştı. Minho ona beklemesi için verilen odada bekliyordu. Mark minho'nun başında bekliyor habire bir ihtiyacının olup olmadığını soruyordu.

"Su ister misin? Çok içme tuvaletin gelir. Bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Mark artık otur lütfen. Bir şeye ihticayım yok sadece geç otur."

Minho'nun aklında maçın nasıl geçeceği değilde yeni gelicek doktor vardı onu hala görememişti. Erken gelirde tanışırlar diye düşünmüştü ama hala ortalıkta yoktu.

"Mark şu yeni gelicek doktor gelmedi mi hala?"

"Hayır gelmedi, birazdan gelir biraz geç kalacağını söylemişti."

Minho oturduğu sandalyede arkasına yaslanmış kafasını geriye atarak gözlerini kapatmıştı.

Geçen yarım saatin sonunda odalarına görevli gelmiş ve birazdan maçın başlayacağını artık hazırlanmalarını söylemişti. Minho ringe çıkmak için ayağa kalkmıştı. Ve hala doktor gelmemişti belkide gelmişti ama o görmemişti?

"Minho iyisin değil mi?"

"Evet iyiyim."

                                        ***

Maç başlamak üzereydi. Daha şimdiden bir taraftan "Lee minho!" diğer taraftan "Namkyu!" tezahüratları ve bağrışmalar yükseliyordu. İki boksör karşı karşıya geçmiş hakemin başlatmasını bekliyordu. Bir taraftanda sunucu taraftarları daha da alevlendirmek için bir şeyler söylüyordu.

Mark minhoya su içmesi için uzatmış su içtikten sonra dişlerine zarar gelmemesi için takılan plakı uzatmıştı. Minho kafasını sağa ve sola yatırmış ve uzatılan plakı takmıştı. Mark minho'nun omuzlarından tutup konuşmuştu.

"Bitir işini minho."

İkili karşı karşıya geçmiş ve hakeme dönmüşlerdi. Hakem ikisinin arasına geçmiş elini öne doğru uzatmıştı.

"Bir,iki,üç başla!"

Maç tam anlamıyla şuan başlamıştı. Başından beri etraftan gelen bağrışmalar imkanı varmış gibi daha da çoğalmıştı.

İlk darbeyi vuran Namkyu'du. Minho'nun tam gözünün altına vurmuş ve sırıtmaya başlamıştı. Minho karşısındaki adamın sırıtmasına sinirlenmiş çenesine doğru yumruk atmıştı. Daha namkyu'nun aldığı darbe yüzünden geri giden kafasını kaldırmasına fırsat vermeden bir tane daha geçirmişti. Namkyu gelen yumruklara sinirlenmiş oda daha sert vurmaya başlamıştı.

Daha iki dakika bile olmamıştı ama iki boksörde birbirlerini öldürücek gibi vuruyorlardı. Seyircilerin istediği de buydu zaten ne kadar çok kan o kadar güçlü tezahürattı.

Minho'nun dudağı patlamış, gözünün altı morarmış ve kaşı yarılmıştı. Namkyu içinde aynı şey söylenebilirdi. Minho gittikçe sinirlenmeye başlıyordu. Şuan dövüşüyorlardı neden karşısında duran adam habire sırıtıp duruyordu ki? Eğer namkyu'nun amacı sinirlendirmekse başarmıştı.

Minho artık son damlalarındaydı. Namkyu gelen yumruğun ardından hafif gülmüş sadece minho'nun duyacağı ses tonunda konuşmuştu.

"Abarttıkları kadar değmezsin."

Minho duyduğu şeyler ile ipin koptuğunu hissetmişti. O kimdi de ona "abarttıkları kadar değmezsin." diyordu. Namkyu'ya maçın başından beri kendisine attığı sırıtmadan atmış ve tam burnunun ortasına vurmuştu. Namkyu'dan gelen bağırma ve burnundan akan kan ile herkes kırıldığını az çok tahmin edebiliyordu.

pugile /minsungWhere stories live. Discover now