3

625 93 46
                                    


Jisung dün gece gittiği boks maçını düşünüyordu. O bu tarz şeyleri pek sevmezdi. Normalde gitmeyecekti o maça daha doğrusu gidemeyecekti çünkü hastaneden çıkma iznini alamamıştı. Ama chan onu aradıktan sonra "lütfen gelmeye çalış jisung, minho için çok önemli." Temalı mesajlarından beş kere daha atmıştı. E haliyle de jisung kıramamıştı chanı. Jisung bir hastenede çalışıyordu bundan pek memnun olduğu söylenemezdi açıkçası.

Çünkü jisung küçüklüğünden beri kan görmeyi sevmezdi. Böyle söyleyince biraz tuhaf oldu değil mi? Doktor olmuş ama kan görmekten hoşlanmıyor. Jisungta böyleydi fazla merhametliydi, diğer insanları çok düşünürdü. Hasta olan insanlara yardım etmek onları iyileştirmek istemişti ama kanı hesaba katmamıştı.

Hastanede arkadaşı vardı, Felix. Ortaokuldan beri arkadaşlardı sadece Felixle değil jeongin ve seungminde vardı tabi. Felix ile aynı hastanede çalışıyorlardı o yüzden de jisungun bu hastaneye katlanma payı vardı. Seungmin veteriner, jeongin ise hala okuyordu okuldan sonra garson olarakta çalışıyordu aynı zamanda.

Jisung dün akşamdan sonra eve gelmiş duş alıp yatmıştı. Hastaneye gitmesi gerekiyordu normal şartlar altında ama Felix ona eve gitmesini geri kalan hastalara kendisinin bakacağını söylemişti. Jisungta çok sorgulamadan eve gitmişti.

Şimdi ise sabah olmuş ve her gün yaptığı gibi hastaneye gelmişti. Uyandığından beri aklına takılan bir şey vardı. Dün gittiği maçta bir adamla konuşmuştu adı Marktı. Mark ona hastanede çalışmak yerine burda çalışıp minho'nun özel doktoru olmasını teklif etmişti. Hem daha az yorulucaktı hem de her sabah hastaneye gitmesine gerek kalmayacaktı.

Bu jisung için iyi bir teklifti aslında. Ama bir yandan felixi burda tek bırakmak istemiyordu. Felix'in tek arkadaşı jisung değildi bu koca hastanede, fazlasıyla sosyal birisi olduğu için herkes felixi severdi. Yinede ortaokul arkadaşı yanlız kalsın istemiyordu o yüzden bunu felixle konuşucaktı.

Şuan kafeteryadaydı jisung. Telefon rehberinden felixi arıyordu arayıp buraya gelmesini söyleyecekti. Sonunda aradığı numarayı bulunca tıklamıştı üstüne ardından telefonu kulağına götürmüştü.

"Aloo efendim jisuung!"

"Alo felix şuan müsait misin?? Yani hastan var mı?"

"Hayır hayır yok. Oturuyorum odamda neden sordun hayatım?"

"Kafeteryadayım ben, gelsene yanıma işinde yokmuş zaten."

"Tamamdır iki dakikaya ordayım, görüşürüz."

"Görüşürüz lix."

Jisung vedalaşmanın ardından telefonu kapatmış ve masanın üstüne koymuştu. Biraz bekledikten sonra ona gülümseyerek gelen arkadaşını görünce oda gülümsemişti. Felix masaya doğru gelmeden bir kahve almış ve öyle oturmuştu.

"Ee jisungie naber?"

"İyiyim sen?"

"Ben kötüyüm, yine bana gece mesaisi yazmışlar. Hastaneye yapıştım artık çıkamıyorum burdan."

Jisung karşısında oturan arkadaşının sinirli sinirli bir şey anlatmasını görünce gülümsemişti.

"İstersen bugün senin yerine ben kalabilirim? Dünün telafisi olur hem."

"Yok yok ben hallederim. Ah sana ne anlatmayı unuttum! Dün acile çok yakışıklı bi hasta geldi iyi ki senin yerine kalmışım jisungie. O yakışıklıyı kaçırsaydım yüz yıl ağlayabilirdim umarım bugün yine gelir."

"Felix deli misin acile hasta gelmesi için önemli bir şey olması gerekiyor. Neden çocuğa bir şey olsun?"

"Ya önemli bir şey değildi yani önemliydi tabii ama.. ağırlık kaldırırken kolunu incitmiş o yüzden gelmiş. Görünürde bir şey yoktu ama ben işimi sağlama almak için yarın tekrar gel yeniden bakalım dedim."

pugile /minsungWhere stories live. Discover now