20

371 56 54
                                    


(2 gün sonra)

Jisung gece uyuyamadığı için Minho'ya yazacaktı, belki oda uyuyamamıştır diye düşünmüştü. Ama Minho'nun bugün tüm gün antremanı vardı o yüzden mesaj yazmak istemiyordu.

Çünkü çok yorulmuştu ve şu an uyuyorsa mesaj sesine uyanabilirdi.

"Off.. gözlerini kapa uykun gelir Jisung."

Kendi kendine konuştuktan sonra telefonunu kapatmış yatağının yanında duran küçük komidine bırakmıştı.

Gözlerini kapatıp uykusunun gelmesini beklerken telefonunun çalması ile komidine geri dönüp telefonu eline almıştı, kimin aradığına bakmak için.

Ekranda yazan 'Minho' yazısını görmeyi beklemiyordu, çoktan uyumuştur diye düşünmüştü. Yüzündeki gülümseme ile daha fazla oyalanmadan telefonu açıp kulağına yaklaştırdı.

"Alo Jisung?"

"Alo Minho?"

"Ah, telefonun gece hep sessizde oluyordu.. yani genelde aradığımda duymuyorsun. Rahatsız etmedim öyle değil mi? Eğer uyuyacaksan kapayabilirim."

"Sakin ol Minho. Hayır rahatsız etmedin hatta iyi oldu araman, uyuyamamıştım bende."

"Neden uyuyamadın, bir şey mi oldu?"

"Hayır hayır, sadece uykum gelmedi. Asıl sen neden uyumadın bugün tüm gün antremanın vardı, yorulmadın mı?"

"Pek değil, bende yatıcaktım ama bugün seni hiç göremedim o yüzden yatmadan arayayım demiştim.."

Jisung telefonda duyduğu şeylerle gülümsemesi büyümüştü. Minho gerçekten çok şirindi, ve şu an uykulu olmasına rağmen kendisini arayıp cümleleri toparlayamaması, üstüne birde hızlı hızlı konuşması daha şirindi.

"İyi yapmışsın, yemeklerini güzelce yedin değil mi? Bak eğer yememezlik yaparsan Mark'a söylerim sana musallat olur."

Telefonun diğer ucundan küçük bir kahkaha sesi gelince Jisung'un zaten telefon konuşmasından beri yüzünden düşmeyen gülümseme büyümüştü. Çenesi ağrıyordu gülümsemekten, ama bundan hiç şikayetçi değildi.

"Lütfen Mark'ı üstüme salma ve evet yedim yemeklerimi, inanmıyorsan Chan'a sorabilirsin bugün o geldi spor salonuna."

"Sana inanıyorum."

Minho birkaç mırıltı çıkardıktan sonra esnemişti. Jisung'ta önce esneyip sonra 'pardon' diyen çocuğa gülmüş ve sorun olmadığını söylemişti.

"Hadi git yat Minho, çok yorulmuşsun ayakta uyuyosun."

"Tamam, yatarım birazdan."

"Yarın antrenmanın var mı? Gidicek misin spor salonuna?"

"Hayır yok, bugün fazladan kaldığım için Mark yarın gelme diye bağırdı hatta dövüyordu beni az kalsın!"

Jisung, Minho'nun hafif sinirle söylediği şeylere gülmüştü. Boksörle konuşmak iyi gelmişti kendisine, hiç uykusu yokken şimdi uykusunun geldiğini hissediyordu.

"Tamam, o zaman yarın güzelce dinlen. Ayrıca alarmını da kapamayı unutma sabah erkenden çalmasın."

"Tamamdır kapatırım jis."

"Hadi şimdi git yat, iyi geceler minho!"

"İyi geceler, tatlı rüyalar jis."

Yarım saatten fazla olan konuşmaları sonunda sona erdiğinde Jisung, telefonunu komidine bırakmış ve yüzündeki gülümsemeyle uykuya dalmıştı.

pugile /minsungWhere stories live. Discover now