24

253 43 16
                                    


Jisung dün Minho'nun yanına gidip ondan hoşlandığını itiraf ettikten sonra geri hastaneye dönmüştü, Jeongin için.

Hasta gencin yanına gittiğinde uyuduğu için olanları ona anlatamamıştı, ama Seungmin ve Felix'in haberi vardı tabii.

Dün onlara telefonda anlatırken oldukça zorlu dakikalar geçirmişti. İkisine ayrı ayrı haber vermek yerine aynı anda görüntülü arayıp anlatmıştı olan her şeyi. Ama o her ne kadar sakin kalsada diğer iki çocuk için aynı şey geçerli değildi.

Seungmin ilk başta dalga geçtiğini düşünüp Jisung'u ciddiye almamıştı fakat daha sonra gayet ciddi duran surat ifadesini görünce iki dakika boyunca nefes almadan arada küfürler ekleyerek hem Jisung'u tebrik edip hem de neden öpüşürken fotoğraf çekmedin diye azarlıyordu.

Felix ise haberi alınca çok fazla mutluluk ve şaşkınlıktan olsa gerek bayılmış bir süre sonra ayılmıştı. Ayıldıktan sonra da baygınlık geçirdiği için Jisung'un yeniden anlatmasına çığlık atarak tuhaf tepkiler vermişti.

Kısacası Jisung için oldukça zorlu bir saatti, şimdi de Jeongin uyanınca hastaneden çıkmışlar birlikte buluşmak için Felix'in evine gitmişlerdi.

Jeongin'e anlatmak için salona geçip oturmuşlardı, Seungmin'de dün akşam yaşanan olayda ki gibi yeni bir bayılma durumu olmaması için Jeongin'e kahve yapmıştı. Belki biraz olsun bayılmasını önlerdi, yani bir ihtimal.

"Jeongin sana bir şey söyleyeceğim ama çok tepki vermemeye çalış tamam mı?"

"İşten mi atıldın?"

"Ne? Hayır yok öyle bir şey!"

"Of tamam söyle o zaman, ne gerilim yaptırıp duruyosun?"

"Ben Minho ile sevgiliyim, yani dün oldu tüm olaylar."

Jeongin, Jisung'un söyleyeceği şeyi dinlerken cümlenin başlarında kahvesine uzanmıştı, kahvesinden bir yudum almış tam yutacakken duyduğu şeyle çığlıkla karışık küfür etmişti. Ağzındaki kahvede üstüne dökülünce yeniden bi küfür edip kendini Jisung'a doğru fırlatmıştı.

"Bana yalan söyleme çocuk!"

"Ya delirdin mi?! Neden yalan söyleme gereği duyayım, insene üstümden!"

"Hayır hayır! Sus işte değilsiniz, önce ben Hyunjinle sevgili olucaktım! Sonra sana gelip seni sinir hastası edicektim!"

"Tabii hayatım, ama sen Seungmin'i korkutucam diye çocuğun üstüne atlarsan biz seni daha çok bekleriz. Çocuğu korkutuyorsun Jeongin!"

"Bu konu bir daha açılmamak üzere kapanmıştı Jisung."

"Üzgünüm, beş yıl daha seni bununla rezil edebilirim!"

Felix, konuşan ikilinin birazdan dövüşüceklerini bildiği için konuyu değiştirmeye karar verip Seungmin'e dönmüştü.

"Seungmin o değilde sizin Chanla habire bakışıp kaş göz yapmanız ne iş?"

Felix'in ortaya attığı soru ile Jeongin ensesinden yakaladığı Jisung'u bırakmış ardından tekli koltukta oturan Seungmin'e dönmüştü.

Seungmin hem farkedilmenin hem de konunum bir anda ona gelmesi ile gerilmişti. Aslında gerilicek bir şey yoktu, yani Chanla öpüşmek
dışında başka bir şey yapmamışlardı. Sahi neden yapmamışlardı, yapsalardı!

"Bir şey olduğu yok, öyle uğraşıyo benimle işte."

"Niye şu an kızardın o zaman?"

Jeongin'in sorduğu soruyla ve diğer iki çocuğun bakışlarıyla daha fazla kaçamayacağını anlamıştı. Söylemeyip diretmeye devam etse eninde sonunda öğreneceklerdi o yüzden uzatmaya gerek yoktu.

pugile /minsungWhere stories live. Discover now