4

591 89 43
                                    


Mark dün akşam Jisung'un attığı mesajı görmüştü ama geri yanıt vermek yerine sabah yüz yüze konuşmanın daha iyi olacağını düşünmüştü. Zaten görüşme yapıcaklardı eninde sonunda, ne kadar erken o kadar iyiydi.

O yüzden yirmi dakika önce jisungu aramış ve bulunduğu spor salonunun konumunu atmıştı. Normalde görüşmeleri spor salonunda yapmıyorlardı tabii ki ama şuan Minho'nun antremanı vardı ve Mark boksörün başında beklemezse antreman yapmayacağını biliyordu.

Jisung'un gelmesini bekleyene kadar Minho'nun yanına gidip artık bir doktorunun olduğunu söyleyebilirdi. Minho buna çok sevinmeyecekti ya da "tamam, güzel." Diyip geçecekti bunu tahmin edebiliyordu. Zaten Markta sadece söyledim haberin vardı demek için söylüyordu daha sonrasında minho ile uğraşmamak için. İkili her ne kadar dışarıdan birbirlerini sevmiyo gibi dursada aslında seviyorlardı. Mark'ın yeri minho için ayrıydı. Minho yıllardır boks ile uğraşıyordu ve bu işe başladığından beri Mark yanındaydı. Pes edeceği zamanlar ya da işe artık devam etmeyeceğine dair bir sürü şey söylesede zamanında, mark ona hep yardımcı olmuştu. Kısacası en büyük destekçilerindendi Mark.

Minho'nun yanına gitmiş ve biraz ara vermesini söylemişti. Minho omuzlarına havlu atmış ve köşeye oturmuştu.

"Bugün şu doktor gelecek, görüşme için."

"Gelsin."

"Doktor gelicek diyorum Minho."

"Tamam bende gelsin diyorum Mark."

"Oha ilk defa küçük çocuklar gibi kendini yerlere atmadın ve huysuzluk çıkarmadın inanamıyorum!"

"Yorgunum zaten lütfen kulağımın dibinde bağırınıp durma."

"Of aynı yaşlı dedeler gibisin. Konuşulmaya gelmiyo gidiyorum ben."

"Görüşürüz, gitmeden şurdaki suyu uzatsana."

"Yoo kalk kendin al. Ben senin antrenörünüm rica ediceksin lütfen nolursun de bakayım."

"..."

"Tamam bakma öyle gidiyorum. Görüşürüz!"

Mark kapıdan çıkmadan minho'nun üstüne su şişesini atmış ve koşarak uzaklaşmıştı. Çünkü koşmasa su şişesinin tekrar ona fırlatılması mümkündü.

Telefonuna gelen mesajla elini cebine atmış ve telefonunu çıkarmıştı. Jisung geldiğine dair kısa bi mesaj yazmıştı. Alt kata indiğinde köşede ayakta duran telefonuyla ilgilenen jisungu görünce yanına ilerlemişti.

"Selam jisung."

"Selam.. Marktı değil mi?"

"Evet evet Mark."

Karşısında duran doktor kafasını sallamıştı. Diyecek bir şey bulamadığından olsa gerek diye düşündü mark.

"Şöyle geç otur.. bir şey içmek ister misin?"

"Yok teşekkürler."

"Tamam. O zaman direkt konuya gireyim minho'nun şuan doktoru olmaması meselesini biliyorsun zaten o yüzden çok uzatmaya gerek yok. Sana maç tarihlerini atacağım tek yapman gereken maç gecesi orda olman ve maç olmadan bir gün önce minho'ya bakman yani bunu genel kontrol olarak düşünebilirsin. Ha birde minho'nun telefon numarasını alman lazım. Habire bizden ulaşma zahmetine girmemen için. Onun dışında başka da bir şey yok sanırım. Farklı bir durum olursa seni bilgilendiririz."

"Tamam anladım.. teşekkürler. Bir şey imzalamam gerekiyor mu peki?"

"Ah evet! İmza gerekiyor. Şu kağıdı imzalamalısın, istersen okuman için zaman verebiliriz bir de her maç öncesi bir kağıt daha imzalayacaksın. O imzada o gece orda bulunduğuna dair bir imza."

pugile /minsungWhere stories live. Discover now