İlk karşılaşma için korkmayın tamam mı. Taehyung vampir lordu doğru ama çok medeni birisi kendisi 😔
İyi okumalar, alırım bir oyunuzu ✨
🩸🩸🩸
Jungkook kendine geldiğinde hissettiği ilk şey acıydı, tüm vücudunu kasıp kavuran, parmak uçlarından kalbine dek her bir damarında hissettiği o saf acı. Acıyı hissettikten sonra bunun dışında iki his daha vardı ki içini hırsla ve arzuyla doldurmuştu.
Açlık ve susuzluk.
Bu iki hissin nedeni ise kesinlikle ne midesindeydi ne de damağındaki kurulukta. Bir şeyi damarlarına dek ulaşacak kadar derin bir şekilde arzuluyordu.
Evet bu bir tür arzu olmalıydı, çünkü daha önce dilinin üzerinde bir şeye hiç bu kadar ihtiyaç duyduğunu hatırlamıyordu. Ki bu ihtiyaç aklını alacak kadar büyüktü.
Duyduğu hisler, üzerinde uzandığı yumuşak yatakta gözlerini gerçekliğe aralamasına neden oldu.
Şimdi tekrar hayattaydı, kalbi duracak kadar yavaşlamış olsa ve bu kalp atışları bir düzene girmiş olsa da hala yaşıyordu.
Önce uzandığı kral boy yatağa göz gezdirdi, yatağın dört yanında tavana sabitlenmiş dört çelik vardı. Ve bu dört sabitin etrafı, yatağın her yerini kaplayan kırmızı ve siyah tüllerle çevrilmişti. Jungkook bu noktadan odanın geri kalanını görmüyordu. Daha doğrusu bir perdenin arkasından bakarmış gibiydi. Ama işin garip yanı perde olsa bile perdenin ardındaki odayı hala ayrıntılarıyla görebiliyor olmasıydı.
Üzerine baktı, siyah uzun bir gömlek vardı üzerinde. Yattığı yerden tülü aralayıp odanın içine çıplak gözlerle baktı. Sessizdi, sanki hiçbir canlı burada nefes almıyordu.
Jungkook'un fark ettiği bir başka şey ise artık o kadar sık nefes almadığıydı. Bunu bilerek yapmıyordu ama eskiden olsa aynı vücutta bu kadar az nefes almayla düşüp bayılacağını biliyordu. Oksijen her canlı için gerekliydi değil mi? Derslerde bunu öğrenmişti.
Vücudunda hiçbir iz yoktu, çıplak bacaklarını çarşafların arasından çıkarıp göz attı. Cidden hiçbir iz yoktu. En son hatırladığı şey beş tane adam tarafından etrafının çevrilmesiydi ve o andan sonra pek çok yerine darbe aldığına emindi. Kendini kaybetmeden önce canının yandığını hatırlıyordu. Şimdi ise turp gibiydi.
Çıplak ayaklarını zemine koydu, gördüğü ilk şey karşısındaki aynalı devasa dolaptı. Dolap duvarın tümünü zeminden tavana kadar kaplıyordu ve onlarca kapağı olduğuna emindi. Bu oda devasaydı!
Ortaçağdan kalmış gibi görünen pek çok eşya bu geniş odayı süslüyordu. Ormanın göründüğü bahçeye bakan camın üzerine gerilmiş beyaz tül perdeden tutun şamdanlara, kanepelerin işlemerine, hatta sehpaların ayaklarına kadar her şey o çağı anımsatıyordu.
Jungkook o dönemle ilgili pek çok resim yahut fotoğraf görmüştü tarih kitaplarında, ama hiçbiri bu kadar gerçekçi hissettirmemişti.
Altın işlemeli bardakların dizildiği bir dolap, kapağı el işçiliğiyle özenle süslenmiş pek çok kitabın bulunduğu kitaplık, ve Jungkook'un kendini gerçekten Rönesans tablosunun içinde hissetmesine neden olan yerde duran destekli tam boy ayna bile vardı bu odada.
Sonra meraklı büyük gözleri bu büyük odanın kapısında durdu. Hafif aralıktı, demek ki çıkabilirdi buradan.
Parmaklarının ucunda ses yapmaya korkarak yürüdü ve az önce içinde olduğu odanın bile bunun yanında küçücük kalacağını düşündüğü oldukça yüksek tavanlı, tavanından şamdanlar asılan ve bu koca kütüphane benzeri alana giriş yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Baby Vamp - Tk Minific
FanfictionVampir lordu Kim Taehyung ve onun yenidoğanı Jeon Jungkook. Daha önce bir insanı hiç dönüştürmemiş ve himayesine almamış olan vampir lordu Kim Taehyung, kendi topraklarında saldırıya uğrayan ve ölmek üzere olan Jeon Jungkook'u ısırır. Yasalara göre...