Mesajıma cevap geldiğinde, evin kapısından giriş yapıyordum;
"Sen için her zaman hazırım."
Kapıdan giriş yaptığımda, zihnimin içinde dönen tilkiler ile derin muhasebeler yapıyordum, kafamın içinde dönen tilkiler bana bu zaferi kazanacağımı söylüyordu. Ben kazanacaktım.
Kübra yolun ortasında gelen bir telefonla, geri dönmüştü.
Eve girdiğimde Sencer'i göremedim, odasına baktığımda orada da yoktu. Mesaja devam ettim;
"Neredesin?"
"Ofisimde."
Mesajına cevap vermeden telefonu cebime götürdüm. Küçük kızı ziyaret edecektim. Belki de tilkilerimle anlaşma yapacaktım.
Odanın kapısına elimi götürdüğümde bedenimin titrediğini hissediyordum, kapıyı açtığımda mavi gözlerle buluştum. Beni gördüğünde yüzüne ufak bir gülümseme yerleştirdi. Yattığı yatağından hafifçe doğruldu.
Ne demem yada nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum, titreyen vücuduma engel olmak için sigara yakmak istiyordum.. tırnaklarımı birbirine sürterken göz teması kurmaktan kaçınıyordum, elimin kenarını hızlıca bastırırken tırnağımı kanaması ile irkildim. Hemşire duruma müdahele etmek ister gibi oturduğu sandalyesinden kalkarak yanıma geldi;
"Şila Hanım, Masal kızımızın değerleri oldukça normal fakat bizimle muhabbet etmek istemiyor, belki sizinle bir şeyler paylaşabilir."
Durumu kurtarmaktan ziyade sanırım batırmaktı bu. Derin bir nefes aldım, yatağının hemen kenarına oturdum. İçimde büyük bir nefret vardı büyük bir özlemin getirdiği. 'Senin hiçbir zaman ablan olmayacağım.' Belkide içimde bulunan pişmanlıktı. Eğer iyi bir abla olsaydım, bunları yaşamayacaktı.
Belki onu hatırlasaydım, koruyabilecektim. Belki ablalık yapabilseydim, benim yaşadığım şeylerin hiçbirini yaşamayacaktı.
Küçük ellerini ellerimin üzerine götürdü, kanattığım parmağımı dudağına yaklaştırarak üflemeye başladı.
"Mavi! Sana yüz kere söylüyorum bıçağı kullanırken dikkat et!"
"Anne, canım acırken beni azarlamaktan vazgeç."
Kanayan işaret parmağımı dudağına götürdü, üfledi.
"Sihir yaptım, birazdan geçecek perim."
"Anne.. ben çocuk değilim artık."
"Sen benim küçük perimsin."
Zihnime dolan anı ile irkildim, elimi hızlıca elinden çektim. İrkildi, ellerini hemen kucağında birleştirdi.
Cesaretimi topladım derin bir nefes aldım, yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim.
"Merhaba, benim adım Şila Lahzen."
Kafasını iki yana salladı, kaşlarını çattı, kollarıyla çapraz işareti yaptı.
"Bu ne demek oluyor şimdi?"
Kafasını salladı ve hareketini tekrar etti kollarıyla çapraz yaparken daha sinirli gözüküyordu, ne demek istediğini çok iyi anlamıştım, yanlış olduğunu söylüyordu.
"Seni anlamıyorum. Bana ne olduğunu söyleyebilirsin."
Dudaklarını açmadan garip sesler çıkarıyordu, kollarını ısrarla çapraz yapmaya devam ediyordu, yerinde huzursuzlanmaya başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nevrotik
Romancetepkisiz gözlerine baktım ikisininde, korku ve endişe vardı. Zeynep'in elinde bulunan küçük kağıda kaydı bakışlarım, titreyen elleriyle kağıdı parmak uçlarında bir o kadar da iğrenirken tutuyordu. Kağıdı elinden hızlıca çektim, ...