Sencer'e döndüm,
"Neler oluyor?"
Cevap vermeden çekti gitti, ardından Zeynep, Kübra'yı hava alması için dışarıya çıkardı.
Odama girdim, bir dal sigara yaktım, derin nefes aldım. Neler oluyordu, tüm bu konuşulanlar neydi. Güvenmeli miydim insanlara yoksa güvende zihnim gibi şeytan mıydı bana oyun oynayan.
Ard arda yaktım sigaraları, ciğerlerimi zehirlemek istercesine sanki içine çektiğim duman, dışarıya verdim nefesle ruhumu alıp götürecekti.
Hayat böyle miydi, sağımda solumda güvenemediğin insanlarla dolu bir mahzen miydi?
Kapalı olduğum, tutsak olduğum mahzen, şuanki hayatımdan daha mı güvenliydi!
Bu beyaz odayı sahiplenmiştim, bütün her bir köşesini sanki burası benim sığınağımdı, güvenliydi burası. Şimdi nasıl terk edecektim burayı?
Odamın kapısı çaldı, Sencer kafasını uzattı,
"Bir saniye gelir misin?"
Yanına doğru ilerledim, elimi tuttu, koridora çıkardı, masanın üzerine oturttu. Ardından mutfağa doğru baktı. Temkinliydi, bütün hareketleri kontrollüydü. Normal olmayan durumlar hissediyordum. İşaret parmağını dudağına götürdü,
"Maria!"
Seslendiği andan itibaren odaya bir sürü koruma girdi, vucudum titremeye başlayacaktı ki Sencer elimi tuttu, kulağıma yaklaştı.
"Şuan olacak şeylerin hiçbirinden sakın korkma. Yanında ben varım."
Sende herkes gibisin Sencer...
Maria korumaların tam ortasında kalmıştı. Hauser, Maria'ya doğru yaklaşırken Maria çığlıklar atmaya başladı.
"Sadece bana söyleneni yaptım! Ben hiçbir şey bilmiyorum!"
Dizlerimin bağının çözüldüğünü hissettim, elimi koruyan el bedenimle temasını kestiğinde nefesim kesildi.
Sencer, Maria'ya doğru ilerlerken hiçbir zaman görmediğim karanlık yanını görüyordum, siyahları gece kadar siyah, yüz hatları keskin bir bıçak gibi sertti.
Cebinden telefonunu çıkarttı, bir video izletti. Maria bağırmaya başladı,
"Tehtid etti beni!"
"Kim o?"
Maria cevap vermedi, Sencer yanına doğru yanaştı, koca elleriyle boğazını kavradı kadının, nefessiz kalan kadın çırpınıyordu,
"Bilmiyorum, bilmiyorum."
Sencer'in elini tuttum. Siyahlarına baktım,
"Beni korkutuyorsun."
Siyahları söndü, sıktığını elini gevşetti.
Kadının boğazını tek elimle sıkmaya başladım,
"Kimsin sen?"
hiçbir tepki vermeden izliyordu. Dünyayı yakabilecek kadar sinirliydim, içerisinde bulunduğum durum, beni deli edecek kadar büyümüştü!
Maria'nın yüzü morarmaya başlasa dahi karşı koymuyordu.
Bağırışlarım, delirmenin de ötesindeydi,
"Kimsin sen!?"
"Boğazımı bırak, sana anlatayım."
Elimi yavaşca çektim boğazından,
"Konuş."
Öksürdü, daha çok öksürdü, nefes almaya çalıştı,
"Hizmetli evinde uyurken bir gece kapım çaldı, kapının önüne bakındım, kimse yoktu, tam içeriye girecekken, bi adam belirdi, o kadar karanlıktıki, adam olduğunu sesinden anlayabildim, elimi tuttu bir not bıraktı, bu notu sana ulaştırmam gerektiğini söyledi, eğer yapmazsam küçük kızımı öldüreceğini söyledi, bir kızım var benim, tek başıma büyütüyorum başka ne yapabilirdim!?"
Ellerim titrerken parmaklarımın arasına sigaramı yerleştirdim,
"Yüzünü hiç mi görmedin?"
Hatırlamak ister gibi duraksadı, biraz bekledi,
"Yüzünde tuhaf bir iz gördüm sadece, arabanın ışığından beliren küçük bi ışık ile görebildim, tuhaf bir yüzü vardı, yani... bilmiyorum, yanık gibi."
Sencer'e döndüm,
"Bu kadını bir daha görmek istemiyorum, ya onu gönder ya da ben giderim."
Sencer, Hauser'a kaşları ile Maria'yı işaret etti.
Maria, yalvarmaya başladı, diz çöktü,
"Ne olur kovmayın beni, lütfen, tek kızıma bu şekilde bakabilirim. Nereye giderim ben! Lütfen kovmayın beni, size yalvarıyorum."
Bende eğildim, yüzü ile aynı hizaya geldim, çenesinden tutarak yüzünü kendime kenetledim,
"Kendi huzurun ve refahın için diğer insanların hayatını tehlikeye attın. Sadece bencil bir yaratıksın. Odama kağıdı bırakacağına Sencer ile konuşup ondan yardım isteyebilirdin! Senin yüzünden neler yaşadım ben biliyor musun!!"
Fırlatır gibi bıraktım çenesini, odama geçtim.
Dedektif Sinem, mesaj atmıştı, parti de yaşanan olaylar hakkında konuşmak istiyordu. Üstümü değiştirerek, dışarıya çıktım. Sencer, kapının önündeki salıncakta oturarak sigarasını içiyordu, gözleri beni buldu,
"Nereye?"
"Dedektif ile buluşacağım."
"Gelmemi ister misin?" Yerinden kalkmaya hazır bir oturuşa geçmişti.
"Olur tabii"
Beklemediğim hızla yerinden kalkarken, kırışan pantolonunu düzeltti.
Arabaya yerleştiğimiz zaman tek kolunu camdan sarktırken bir sigara yaktı, kalın dudaklarının arasına yerleştirdi,
"Konuşmalarınızı duydum."
"Ne konuşması?"
Yutkundu, belirgin bir şekilde..
"Sencer, çocuk değiliz."
Arabayı sağa çekti, sigarasını camdan dışsrıya fırlatırken bedenini hızlıca bana çevirdi, bacaklarımı kavradı kendine doğru çevirdi, siyahlarını kenetledi gözlerime, sıkıca kavrarken dizlerimi,
"Kuşum, bazı şeyleri sana anlatmam seni çok yormak anlamına geliyor. Bana güveniyor musun?"
Kafamı salladım, dolan gözyaşlarımı geri itmek ister gibi kafamı arkaya yasladım, derin nefes aldım,
"Sorun da bu Sencer, sana güveniyorum ama neden bilmiyorum, sana teslim oluyorum, neden bilmiyorum, içimde bir duygu seni sahipleniyor, seni benimsiyor, engel olamıyorum, kafayı yemek istiyorum, sen kimsin ve ruhum seni delicesine istiyor!"
Elini yavaşca baldırıma doğru çekti, açıkta olan baldırıma yavaşça daireler çizerken
"Bazı olaylar var ve sana anlatamam, zamanı geldiğinde, kader sana bunu tekrar yaşatmak istediğinde beni anlayacaksın. Bana güven sana asla zarar vermeyeceğim ama sadece bana güven ve bu konuşmayı unut. Kader tekrar sana yaşatması gerektiğini yaşattığında, o zaman sana her şeyi anlatacağım ama şuan değil kuşum."
Baldırımda gezen parmağını tuttum, sıkıca kavradım,
"Ben böyle bir insan değilim, asla bu olayı bırakmak istemiyorum burada ama.. ilk kez sana teslim olacağım, sana güveneceğim."
Elimi bıraktı tekrar arabayı çalıştırdı,
"İlk defa değil mavi kuşum."
Bir şeyler mırıldandığını duydum ama üstünde duramayacak kadar yorgundum küçücük mırıldandım, cevabını çokta önsemeden,
"Ne dedin?"
"Yollar diyorum, çok tozlu di mi kuşum?"
Kafamı salladım,
"Hehe öyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nevrotik
Romancetepkisiz gözlerine baktım ikisininde, korku ve endişe vardı. Zeynep'in elinde bulunan küçük kağıda kaydı bakışlarım, titreyen elleriyle kağıdı parmak uçlarında bir o kadar da iğrenirken tutuyordu. Kağıdı elinden hızlıca çektim, ...