Görkem ve arkadaşları sigara içerken dükkanın önünde sohbet ediyorlardı. Adem üzgün bir şekilde "Benim motosiklet yine teklemeye başladı. Akşam eve elimde götürdüm" dedi.
Görkem sigarasının dumanını havaya doğru üflerken "İşimiz bitince bir ara bakalım ona" diyerek baktı motosiklete.
Kaportacıdan çıkan arabayı getiren babası dükkanın karşısına park ederek aşağı indi. Onların yanına geldikten sonra arabanın anahtarlarını oğluna verirken "Al bakalım. Bir daha araba kullanırken önüne bakarsın artık! Polat bana iki çay kap gel kahveden!" dedikten sonra kapının önündeki sandalyeye oturdu.
Remzi'ye seslenerek "Komşu bırak şu gazeteyi de gel sana çay ısmarlayım" dedi.
O yanlarına gelirken Yavuz ve mahalle komşusu İsmet düşünceli bir şekilde yürüyorlardı kahveye doğru. Adam onlara "Günaydın. Çınar çıktı mı hastaneden? Durumu nasıl?" diye sordu. Kahveye gitmekten vazgeçen iki arkadaşta onların yanlarına doğru yürümeye başladılar.
"Oğlum Polat. Çaylar dört oldu!" diye seslendi arkasından. Görkem ve Adem üç sandalye daha çektiler dükkanın önüne. Yavuz otururken "Geldi geldi. Evde. Ama hâlâ bizimle konuşmuyor. Ne yapacağımızı şaşırdık hanımla" derken sıktı dudaklarını çaresiz gözlerle bakarak.
Görkem'in babası "Fazla gitmeyin çocuğun üstüne. Zamanla düzelir" diyerek teselli olmaya çalıştı adama.
Remzi "Yavuz kusura bakma uyuşturucu kullanıyor diye anlayıp dinlemeden yaygara yaptım. Affet beni" dedi mahçup bir yüz ifadesiyle.
"Kendisi derdini anlatmayınca her şeyden şüpheleniyor insan. Yanlışta olsa sen yapman gerekeni yaptın. Sorun değil. Asıl suç bizim oğlanda. Bak hâlâ ne sıkıntısı var söylemiyor."
Ayakta duran gençlere bakan Görkem'in babası "Sahi siz niye uyuşturucu kullandığınıdan şüphelendiniz Çınar'ın? Nereden çıktı bu?" diye sordu.
"Bir adam!.." diyen Adem'i koluyla dürten Görkem onu susturarak "Tamamen yanlış anlama baba. Yavuz abi gerçekten biz de özür dileriz sizden" dedi telaşla.
Bu sırada diğer adamın telefonu çalmaya başladı. Polat çayları getirirken İsmet "Hey Allah'ım ya! Niye gitmiyor bu çocuk okula? Dün akşamdan beri bir şeyler var bu çocukta. Hayırdır inşallah. Tamam ben birazdan gelip konuşurum onunla" dedikten sonra sinirle kaşlarını çatarak telefonu kapattı.
Görkem'in babası ve arkadaşları merakla ne olduğunu sordular adama. İsmet "Bizim çocuk bir garip oldu son günlerde. Odasından çıkmıyor dışarıya. Yemek yemiyor. Sürekli annesiyle, kardeşiyle kavga ediyor. Şimdi de okula gitmeyeceğim artık demeye başlamış. Neyse size iyi günler. Gidip Kerem'in ne derdi varmış öğreneyim!" diyerek eve gitmek için hızlı adımlarla yanlarından ayrıldı.
Onun arkasından şaşkın gözlerle bakan Görkem'in babası "N'oluyor bu mahallenin çocuklarına anlamıyorum!" dedi.
Görkem ve Adem birbirlerine baktılar. Çınar'dan sonra Kerem'in de evde sorun çıkarması hiç hayra alamet değildi. Üç arkadaş dükkanın içine girerken, diğerleri sohbet etmeye devam ettiler dışarıda.
Polat "Abi n'oluyor ben bir şey mi kaçırdım?" dedi diğer ikisinin yüz ifadesindeki düşünceli hali görünce.
Adem "Önce Çınar, şimdi de Kerem. O da odasına kapatmış kendini. Kimseyle konuşmuyormuş. Abi var ya bu ikisi bir boklar yedi. Şimdi de işin içinden çıkarmıyorlar. Bunun başka bir izahı yok!" diyerek baktı arkadaşlarına.
"Nasıl boklar?"
Yine Adem, Polat'a bakarak "Bilmiyorum. Kimseye anlatılamayacak kadar çok büyük boklar yemişler herhalde!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇINARIN GÖLGESİ //BxB//Final Yaptı
Ficção AdolescenteÇınar'ın son günlerde içine kapanması ve kimseyle konuşmaması ailesini tedirgin eder. Babası, arkadaşının tavsiyesiyle mahallenin gençlerinden yardım ister. Görkem ve arkadaşları bu teklifi kabul eder ve Çınar'ın ne gibi bir sıkıntısı olduğunu öğren...