Kerem üstü kapalı da olsa gay olduklarını, tepede gizlice öpüşürken, İsmail'in videoya aldığını ve bu görüntülerle şantaj yaptığını anlattı.
Görkem kalktığı sandalyeye geri oturup anlattıklarını şaşkın bir şekilde dinledikten sonra "Gay olma mevzusunu ayrıca konuşuruz da, ulu orta öpüşecek kadar kafayı mı yediniz? Hiç mi kafanız basmıyor. Çocuk musunuz siz?Hey Allah'ım ya! Nasıl yaptınız böyle bir şeyi?" dedi sinirle.
"Az önce söz vermiştin. Gay olduğumuzu söylemeyeceksin babama değil mi?"
"Önce İsmail'i bulup görüntüleri yok etmek lazım. Göt İsmail uyuşturucu için her türlü şerefsizliği yapar. Diğer konuyu sonra konuşuruz!" diyerek kalktı ayağa. Ellerini beline koyup, gözlerini sıkıp bir süre düşündükten sonra tekrar Kerem'e baktı.
"Peki o Harun denen adam size kötü bir şey yaptı mı? En son Çınar'ı okul çıkışı onun arabasına binerken görmüştüm. Aklından geçen kötü düşünceler canını yakarken, yüreğindeki öfkesini de misliyle büyütüyordu.
"Çınar'ın dediğine göre o gün ormana gitmişler. Ama avcılar geldiği için korkup geri dönmüşler. Bir şey yapamamış yani."
Bu söylediğine inanmaktan başka çaresi yoktu. Yine de derin bir nefes aldıktan sonra "Tamam. Ben gidip şu İsmail'i bulayım. Telefonundaki görüntüleri silip bu işi çözelim. Bir daha da sakın böyle bir salaklık yapmaya kalkmayın!" dedikten sonra onun evinden ayrıldı Görkem. Neyse ki adam isteğine ulaşamamıştı. Kerem'in söyledikleri biraz da olsa içini rahatlatmıştı gencin.
Dükkana geri döndüğünde Polat "N'oldu abi konuştun mu Kerem'le?" diye sordu merakla.
Masada oturan babasına bakarak "Sonra konuşuruz" derken "Naptın konuştun mu Kerem'le? Ne derdi varmış?" diye soran kişi babası olmuştu bu defa.
"Bir kız meselesi varmış. O kadar büyütülecek bir mevzu değil. Yakında unutur!"
Babası ayağa kalkarak kapıya doğru yürümeye başlamıştı. "Zibidilere bak sen! Ders çalışmak yerine kızların peşinde koşuyorlar. Sen önce derslerine çalışıp okulu bitir hele. Sanki kızlar kaçıyor! Kesin Çınar'ın da derdi aşk meşk meselesi! " dedi.
Görkem "Aynen öyle. İşleri güçleri başlarını derde sokmak" dedi başını sağa sola sallarken.
"Neyse soran olursa ben Remzi'yle kahvedeyim. Sizde ortalığı toplayın. Birazdan Nuri bey arabasını getirecek. Yağına suyuna bakarsınız" diyerek dükkandan ayrıldı.
Polat "Ali ustayı inandırabilirisin ama yemezler abi. Beni meselenin kız meselesi olduğuna inandıramazsın. Kesin başka bir şey var öyle değil mi?" diye sordu.
Ona bakan genç "Adem gelsin sonra anlatırım. Olaylar sandığımdan daha karmaşık hale geldi" dedi üzgün bir ses tonuyla.
Görkem sessiz bir şekilde olanları düşündü. Çınar ve Kerem'in gay olduklarına hâlâ inanamıyordu. Birbirlerini tepede öptüğü o görüntüyü hayal etmeye çalıştı zihninde. Çınar'ın dudaklarının, Kerem'le birleştiği o anların hafızasında canlanmasıyla yüreği garip bir şekilde burkuldu. İkisinin arasında duygusal bir ilişkisi olması, şu an için adını koyamadığı garip bir hisle doldurmuştu yüreğini.
Bütün gün onları ve onların başına bela olan İsmail ve Harun'u düşünmekle geçmişti. Sonunda akşam olduğunda dükkanı kapatıp, yemekten sonra buluşmak üzere evlere dağıldılar.
Fakat Görkem'in ayakları, kendi yaşadığı ev yerine Çınar'ın evinin kapısına getirmişti onu istemsiz bir şekilde. Buraya kadar gelmişken aklından geçenleri ona söylemeye kadar vermişti. En azından onun iyi olduğunu görmek belki biraz olsa şifa olurdu fırtınalar kopan yüreğine. Zile basıp beklemeye başladı kapının açılmasını.
"İyi akşamlar yenge. Yavuz abi yok mu?"
Kadın "Daha işten gelmedi Görkem. Hayırdır niye aradın Yavuz abini?" diye sordu meraklı gözlerle bakarken.
"Ben aslında Çınar nasıl oldu onu öğrenmek için rahatsız etmiştim sizi bu saatte. Ama Yavuz abi yoksa daha sonra da gelebilirim."
Kadın onu içeri buyur ederken "Estağfurullah ne rahatsızlığı evladım. Çınar odasında yatıyor. Kimseyle konuşmuyor zaten. Geç içeriye belki seninle konuşur" dedi.
Görkem ayakkabılarını çıkardıktan sonra gencin odasının olduğu kapıdan içeriye girdi. Çınar yatakta yatıyordu. Onu görünce yerinden doğruldu. Gözlerinde beliren korkuyla bir annesinin yüzünde, bir gencin yüzünde gidip geldi bakışları.
Kadın "Ben çıkayım siz rahat rahat konuşun" dedikten sonra kapıyı üstlerine kapattı.
Görkem yatağın yanındaki sandalyeye otururken "Bugün Kerem, senin anlatmaya cesaret edemediğin her şeyi anlattı sonunda" dedi.
"Biliyorum söyledi. Sende vakit kaybetmeden babama gay olduğumu söylemeye mi geldin buraya hemen?"
Başını sağa sola sallarken "Hayır! Ne gay olduğunuzu, ne de Kerem'le dağ başında öpüştüğünüzü ispiyonlamaya gelmedim babana. İkinizin ne yaptığı umrumda da değil zaten. Sadece Harun ve İsmail'den korkmana gerek olmadığını söylemeye geldim" dedi.
"İsmail dediğini yapmazsam görüntüleri herkese gönderecek. Ailemin öğrenmesini istemiyorum. Eğer öğrenirlerse ölürüm ben!" diyerek baktı korkulu gözlerle ona
Görkem sinirle "Keşke bunları sevgilinle dağ başında ulu orta öpüşmeden önce düşünebilseydin!" dedi.
Çınar şaşkın bir şekilde "Biz sevgili falan değiliz! Bir anlık hataydı o. Çok pişmanım zaten" derken sözünü kesti ayağa kalkarak.
"Neyse ne işte!.. Ben İsmail'i bulmaları için her yere haber saldım. Bir kaç güne girdiği delikten çıkarsa kıstırıp telefonundan görüntüleri sileriz. Seni arayıp yine şantaj yaparsa hemen bana haber ver. Kendi başına bir şey yapmaya kalkma. Bu işi kimse duymadan sessizce çözeceğim. Ama bir daha öyle ulu orta yerde öpüşüp başını belaya sokma sevgilinle!" dedikten sonra Çınar'ın yanından ayrıldı.
Eve gidip bir şeyler yedikten sonra arkadaşlarıyla tepede buluşmak için arabasına atladı. Çınar ve Kerem'in öpüşmesini ve sevgili olduklarını bir türlü çıkaramıyordu aklından. Sorun ikisinin gay olması mıydı? Yoksa aralarındaki duygusal ilişki mi? Çınar'a kızgın mıydı? Yoksa kendine bile itiraf edemediği bir şekilde kıskanıyor muydu? Bu mesele kadar Görkem'in duyguları da karmakarışık bir hal almıştı yüreğinde.
Adem ve Polat aldıkları biraları içmeye başlamış meraklı bir şekilde Görkem'in gelmesini bekliyordu tepede. Arabasını onların yanına çekip aşağı inerken "Nerde kaldın be abi?" diye sordu Adem sabırsız bir şekilde.
Birasını alıp oturduktan sonra bugün öğrendiklerini arkadaşlarına derin bir iç çekip "Bakın bu söylediklerim burada kalacak. Bu meseleyi çözdükten sonra asla bir daha bu mevzu açılmayacak! Hiçbirimiz onları yaptıkları yüzünden sorgulamayacağız. Hesap sormaya yada başka bir saçmalık yapamaya kalkmayacağız anlaştık mı?" diyerek baktı arkadaşlarına.
Adem ve Polat söz vererek bir kez daha başlarını salladılar. Onların sözüne güvenerek her şeyi anlatmaya başladı. İki genç şaşkın bir şekilde dinlerken Adem "Abi ben ne dedim! Bu Çınar'da bir numara var demedim mi?" diye atıldı sözünü keserek.
Polat "Nasıl ya... Burada ikisi, bildiğimiz şekilde... Erkek erkeğe!.. Dudaklarından mı öpmüşler birbirlerini?"
Sinirle boşalan kutuyu ortasından sıkıp avucunun içinde yamultan Görkem "Oldu olacak uygulamalı göster! Daha neyini anlamadın işte. Çınar ve Kerem sevgiliymiş!" dedi dişlerini sıkarak.
Adem "İyi de sen şimdi gay olduklarına mı kızıyorsun yoksa öpüştüklerine mi abi?"
Polat "Bana öpüştüklerine kızdı gibi geldi. Ama Çınar'ı mı, Kerem'i mi kıskandın sen. Onu tam çözemedim!" diyerek güldü Adem'le birlikte alaycı bir şekilde.
"Size birayı ağzınızla için diyorum. Yine saçmalamaya başladınız amına koyayım!" diyerek yeni aldığı birayı açtı sinirle.
"Tamam oğlum şaka yaptık. Niye celallendin hemen!" diyerek vurdu omzuna.
"Bu konuda şaka yapmayın bana!" derken bile Çınar'ın, Kerem'i öptüğü gerçeğini çıkaramıyordu aklından bir türlü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇINARIN GÖLGESİ //BxB//Final Yaptı
أدب المراهقينÇınar'ın son günlerde içine kapanması ve kimseyle konuşmaması ailesini tedirgin eder. Babası, arkadaşının tavsiyesiyle mahallenin gençlerinden yardım ister. Görkem ve arkadaşları bu teklifi kabul eder ve Çınar'ın ne gibi bir sıkıntısı olduğunu öğren...