Kaçanlar ve Kovalayanlar

8.4K 384 47
                                    


Sinirden ellerim titriyordu. Restorandan öyle hızlı çıkmıştım ki nereye doğru yürüdüğümün bile farkında değildim. Aktığından bi haber olduğum göz yaşlarımın görüşümü bulanıklaştırmasıyla adımlarımı yavaşlattım. Yandaki mağazalardan birine yaslandım. Sakinleşmeye çalışsamda bu hiçbir iş yaramıyordu.

Bozulan sinirlerimle bir anda gülmeye başladım. O kadar çok gülüyordum ki elimle ağzımı kapattım. Daha sonra bacaklarımda daha fazla beni taşıyacak güç kalmamış olacak ki olduğum yere çöktüm. Acı nedenini anlayamadığım büyük bir acı vardı içimde. Öyle bir acıydı ki bu kalbimi kasıp kavuruyordu.

Kendi kocam dedim, kendi kocam bana evlenme teklif etti. Bir kez daha güldüm. Dışarıdan beni gören biri kesinlikle sinir krizi geçirdiğimi düşünürdü. Başımı kaldırdım tekrardan yanımda birkaç kişi geçiyordu. Ama kimsenin sokağın kenarında ki deli kadına bulaşmak gibi bir niyeti yoktu. Ciğerlerime acı bir nefes daha çektim. Yalnızdım, işte ben yapayalnızdım.

Gözyaşlarımı dindirmeye çalıştım ama bir türlü başarılı olamıyordum. Titreyen ellerimle montumun cebindeki telefonumu çıkardım. Şifreyi girmeye çalıştım titreyen ellerimle. Lanet şey sürekli yanlış şifre diyordu. Hırsla bir kez daha göz yaşlarımı sildim. Şifreyi bu sefer doğru girmemle direk rehberimden Aylil'in numarasını buldum. Çaldı, çaldı ve sonunda Aylin'in yorgun sesini duydum.

" Efendim, Leyal." dedi yorgun bir sesle. Kesinlikle uyumuştu aslında saat daha erkendi ama işten yorgun gelmiş olmalıydı.

" Aylin." dedim çatallanan sesimle. Sonrasında konuşamadım bile hıçkırıklarım boğazımı düğümledi. Lanet olsun kontrolümü çoktan kaybetmiştim.

" Leyal, Leyal bana cevap ver. Ne oldu? Tanrı aşkına bana bir şey söyle!" Sesi o kadar endişeliydi ki kendimi konuşmaya zorladım.

" Be-n ben iyi değilim Aylin. Araba kullanamam. Nerede olduğumuda bilmiyorum."

Karşıdan derin bir iç çekme sesi duydum sonra telaşla konuştu.

" Olduğun yerden sakına ayrılma ve tenha bir yerde durma. Duydun mu beni sakına kalbalıktan çıkma. Şimdi bana konum gönder hemen geleceğim tamam mı güzelim?"

" Aylin geliyor bak. Sakin ol lütfen. Sorun neyse halledeceğiz. Sadece bana bir konum gönder." 

Tamam diyip kapattım telefonu. Sonrada konum yolladım. Çokta tenha bir yerde değildim o yüzden buradan ayrılmama gerek yoktu.

Aylin'i ne kadar öyle bekledim bilmiyordum ama bana sanki bir ömür gibi gelmişti. Aylil'in beyaz arabasının önümde durmasıyla gözyaşlarımı gizlemeye çalışmıştım ama nafile. Zaten bu çbam nedendi onu bile bilmiyordum. Sonuçta telefonda ağlarken duymuştu şimdi bu saklama çabası gereksizdi.

Aylil'in yanıma gelip bana destek olmasıyla yerden kalkabildim. O olmasaydı sabaha kadar buradan kalkacak gücü kendimde bulamayacağıma emindim. Beni yavaşça yürütüp arka kapıyı açtı ve oraya yatmamı istedi. Dediğini ikiletmedim. Kendimde oturacak gücü bile bulamıyordum zira. Bu gece yıllardır içimde biriktirdiğim ne varsa ortaya çıkmıştı.

Öyle bir dejavu silsilesinin içindeydim ki evlendikten sonra yaşadığım her şey, her an, her bakış gözlerimin önünde tekrar ve tekrar canlanıyordu. Sonra o an geliyordu aklıma. Nikah masasındaki birbirimize evet dediğimiz o an. Duvağımı bile açmadan gitmişti. Bir an yüzümde alaycı bir gülüş belirdi. Duvağımı açma zahmetine girseydin belki beni tanırdın adi herif diye geçirdim içimden.

Gururuma dokunuyordu bu her şey. Beni öyle bir çöpmüş gibi onlarca insanın içinde bırakıp gitmesi. Yıllarca insanların konuşması, onun ardı arkası kesilmeyen magazin haberleri. Yıllarca kendimi içten içe hep çirkin, yetersiz hissederken şimdi gelip bana seni istiyorum demesi.

Leyal -Unutulan Eş-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin