Kapanmayacak Hesaplar

8.1K 365 73
                                        


Genç adam elindeki viskisiyle ona gözlerini dikip bakan adama bakıyordu. Karşısındaki bu adam bütün karanlık sırlarını bilen tek kişiydi. Hayır bu adam onun dostu değildi, onun avukatıydı. Yüzünde alaylı bir gülümseme belirdi. Bu adam onu hitler kadar suçlu olsa dahi mahkemede bir meleği aklar gibi savunabilecek tek kişiydi. İlhan Özüdoğru kesinlikle şeytanın avukatlığını yapacak bir adamdı. Şimdi ise karşısına geçmiş ona ahlak dersi vermeye çalışıyordu.

" Bunu yapmak istediğinize emin misiniz Karan Bey, yani netice dedeniz ölüm döşeğinde. Bunun için fazla erken değil mi?"

Adamın suratında şeytani bir sırıtma belirdi. İçkisinden bir yudum aldı ve keyifle konuştu.

" Aksine çok doğru bir zaman İlhan. Ruhunu verirken bile rahat etsin istemiyorum. Hatta belki gidip kendim söylerim haa ona yaptıkları mı?"

Karşısında ki adam daha da gerildi. Sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. 

" Öfkenin seni bu kadar seni ele geçirmesine izin vermemelisin Karan. Bunu avukatın olarak değil yıllardır seni tanıyan biri olarak söylüyorum."

Sesini biraz daha yumuşatıp karşısında ki adamı mantıklı bir noktaya çekmeye çalıştı ama ne yaparsa yapsın karşısında ki canavar ikna olmayacaktı.

" Bak ona olan öfkeni anlıyorum ama o artık bu dünyadan göçüp gitmesine birkaç gün kalmış bir adam. Artık nefretini bir kenara bırakmalısın."

Sıkıntılı bir nefes daha alıp verdi. 

" Hem bundan Arif Turanoğlu zarar görmeyecek ki. O zavallı kadına olacak ne olacaksa. Senin ondan aldığın intikamdan dedenin asla haberi olmayacak. Bırak kadının önce acısını yaşasın sonra boşanırsın." 

Karan sert bir şeklide kesti adamın sözünü. Dedesinin gerçekte yaptıklarını bilip bilmemesi umrumda değildi. İçinde çok derinlerde bir yer intikam ateşiyle yanıyordu ve o adamın üzülebileceği her şeyi yapacaktı. O gerçekte bilsin veya bilmesin. Arif Turanoğlun'a artık onun boyunduruğu altında olmadığı, onun devrinin kapandığını ilan edecekti. Ona seni mezara koymadan üstüne ölü toprağını atmaya başladım ihtiyar demek istiyordu .

" O daha mezara girmeden bana vurduğu bütün zincirlerden kurtulmak istiyorum. Kimsesiz kalmasından bu kadar korktuğu gelininin o daha gitmeden nasıl kimsesiz kaldığını hissetmesini istiyorum. Anlıyor musun beni İlhan? O bu dünyadan vicdan azabıyla göçmeli."

İlhan bir kez daha kaşısındaki adamı ikna etmeye çalışıyordu ki karşısında ki adam öfkeyle yumruğunu masaya indirdi.

" Çünkü biliyorum ki o adi anneme yaptıklarından zerre pişmanlık duymadı. Ama kendi günahları yüzünden masum bir kızın hayatının karamasından ödü kopuyordu biliyor musun? Neden lan? Neden? Benim annemin o kızdan ne farkı vardı söylesene bana İlhan? Ne eksiği vardı?"

İlhan tek kelime edemedi karşısında ki delirmiş adam karşısında. Biliyordu ki tek kelime daha etse Karan'ın öfkesi onuda yakardı. 

" Peki." dedi önce sonra sanki daha demin hiçbir şey olmamış gibi bir soğuk kanlılıkla devam etti. 

" Boşanma işlemlerini dediğiniz gibi hemen başlatacağım. Ama miras tasviyesini dedenizin ölmeden başlatamam. Her ne kadar size verdiği vasiyetinde her şeyini size bıraktığını yazsada."

Tam elinde ki dosyayı alıp çıkmaya hazırlanırken Karan'ın sesiyle bir kez daha durdu.

" Daha mezarına yerleşmeden değer verdiği ne varsa annemin üzerine geçirilmesini istiyorum. O toprağa girmeden her şeyinin o nefret ettiği kadına ait olduğunu bilmeli ki mezarında bile rahat uyuyamasın."

İlhan bir an için yutkundu. Çok fazla öfkeli müvekkili olmuştu ama bu adam, bu adam dedesinden ölesiye nefret ediyordu.

" Karan Bey sizde biliyorsunuz ki annenizin akli dengesi yerinde değil. Yani bu pek doğru bir karar olmaya bilir."

Karan'ın yüzünde şeytani bir gülümseme belirdi.

" Daha iyi ya ömrünü verdiği servetinin deli bir kadının elinde çarçur olması kadar onu mezarında ters döndürecek hiçbir şey yok. Hele de bu kadın annemse emin ol harcanan hiç bir kuruş boşa gitmeyecek." 

İlhan derin bir nefes aldı. Karşısında ki adam parayı bile önemsemeyecek kadar kör olmuştu. Halbuki Karan para konusunda her zaman dikkatli davranırdı. Sonuçta başarısını her zaman duygudan uzak verdiği rasyonel kararlara borçluydu. Ama ne zaman konu Arif Turanoğlu olsa bütün rasyonalitesini yitiriyordu.

" Bunun size milyonlara mal olabileceğinin farkındasınız değil mi?" dedi son bir kez uyarmak için. Karşısında ki adamın alayla bir kaşı kalktı.

" Sence İlhan? Gözünde hala baba parası yiyen bir mirasyedi miyim hala?"

"Asla" dedi adam. Karan'ı asla öyle görmemişti çünkü karşısında ki adam asla öyle davranmamıştı. Her zaman oldukça disiplinli ve hırslıydı işinde.

" O zaman bir daha beni bu konuda sorgulama İlhan. Sadece işini yap her zaman ki gibi." 

İlhan peki anlamında kafasını salladı ve her zaman ki sesizliğiyle odadan çıktı. Odada kalan adamın aklında ise iki şey vardı birincisi asla yeterli olmayacak intikamı ve görmek için gün saydığı zümrüt gözler.


Elime bir kere sazı aldım mı kesinlikle durmuyorum. sjbslkş Buda öyle gün biterken aperatif bişeyler olsun.

Karan'ın bu öfkesi ve nefreti hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. 

Daha uzun bölümlerde görüşmek üzere.

Öpüldünüz......

Leyal -Unutulan Eş-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin