🌹16🌹

244 11 0
                                    

Seni üzerler be gül güzeli diyor ve bölüme başlıyoruz 🥲

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seni üzerler be gül güzeli diyor ve bölüme başlıyoruz 🥲

🌹🌹🌹

Bir hışımla Zeynep'in yanına gittim. Bıraktığım gibi fotoğrafa bakıyordu. Geldiğimi fark etmiş olmalı ki bana döndü. "Bir şey mi oldu ?"

"Hayır " dedim elindeki fotoğraftan gözlerimi zar zor alırken. "Acıktım da ne yemek sipariş edelim diye sorayım dedim " söylemek istediğim şeylerle uzaktan yakından alakası olmayan şeyler firar etmişti dudaklarımdan. Zeynep Teoman'a burada olduğumu söylememişti ya da fırsat bulamamıştı. Şu an yüzleşmek yüzeysel bilgilerimi geri püskürtmeleri için bir kolaylık sağlayabilirdi. Bunu göze alamazdım.

"Bana fark etmez, sen seç "

"Peki " gözlerimi bir daha o fotoğrafa değdirmeden salona geçtim. Ne sipariş verdiğimi çok da bilmeden sipariş verdim. Sonra onun mesajına tekrar tıkladım.

"Bir arkadaşımdayım "

Yazdığım mesajı attım. İçim içime sığmıyordu. Hem yüzleşmek, bağırmak, çağırmak, hesap sormak istiyordum hem de bir köşeye saklanıp delice ağlamak. Bu ikilem beni öldürecek kadar güçlüydü.

Cevabını beklemeden telefonumu cebime attım. Aslında Zeynep'in telefonuna ulaşabilirsem daha kesin bilgilere de ulaşabilirdim. Ama telefonunu nasıl alacaktım ?
Diyelim aldım şifresini nasıl bulabilirdim ki ?

"Zeynep" diye seslendim aklıma gelen fikirle. "Efendim"

"Sipariş veremedim bir türlü telefonumla ilgili bir sorun var sanırım seninkini kullanabilir miyim ? "

"Tabii " oturduğu yerden kalkmadan arka tarafında kalan yatağa döndü. Yatağın üstündeki telefonu aldığı an yanına yaklaştım. Desen olarak ayarladığı şifresini girerken sanki hiç bakmıyormuş gibi beklemeye devam ettim. İşinin bittiğini düşündüğüm an bana uzattı. "Hemen siparişleri hallediyorum " elindeki telefonu elimin içine hapsettim. Hemen sipariş verdim. Oyalanmadan telefonu kapatıp aldığı yere bıraktım.

"Tamamdır bir yarım saate yemeklerimiz gelir " dedim yatağın bir köşesine ben de otururken. İnci gibi dizdiğimiz dolabın kapaklarını kapatıp bana döndü. "Her şey için teşekkür ederim "

"Rica ederim " oturduğum yerden kalktım. "Salona geçelim mi ?" Telefonunu yatağın üzerine bırakıp kalktı. "Olur, işim bitti zaten" önden odadan çıkarken arkasından bende geçtim. Koltuklara oturduk. Fazlasıyla yorgun yüzüne bakarken samimiyetten uzak bir şekilde evinden, işimizden bahsettim. Konuyu Caner'e ve Teoman'a getirmemek üstün bir çaba harcadım.

Hassas iki noktam vardı ve bunun açığa çıkmasını istediğimi hiç sanmıyordum. En son siparişimizin geldiğini bildiren aramayla tüm coşkumu ortaya sermemek için sakin kalmaya zorladım. " Ben bir lavaboya gitsem sen yemekleri alır mısın?" Sırf evden çıkması için attığım taklalara bir yenisini daha eklemiş olmamı umursamadım. Aşkta ve savaşta her şey mübahtı !

A M A R E Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin