6. Bölüm

79 4 7
                                    


İlk gözlerini kaçıran o olmuştu, dikkatlice beni süzmüştü. Berbat bir halde göründüğümü bilmeme rağmen yine de kendimden taviz vermeden öylece karşısında dikilmeye devam etmiştim.

“Beni takip eden, sürekli gözetleyen sendin değil mi?”

Sessizliği bozan ben olmuştum. Alaylı bir gülümseme yüzünde peyda oldu. Elleri ile yüzünü kaşıdı sorumu yanıtsız bıraktı.

“Evime zarfın içinde katil yazısını yollayanda sendin değil mi?”

Bakışları bu sefer beni buldu. Duvarlardaki fotoğrafları topladı elinde tutarken bana bir adım yaklaştı.

“Evet, ben yolladım. Seni takipte eden de bendim.”

Cevap vermeden önce derin bir nefes almıştım. Gözlerimi kısıp ona doğru bir adım daha atmıştım.

“Bunu yapmanda ki sebep neydi? Ne istiyorsun benden? Ne yaptım ben sana ya?”

Delirmişçesine gülümsedi.
Elinde tuttuğu fotoğrafları tokat atarcasına yüzüme savurdu.

“Rüya’ya ne yaptın? On yedi ocaktan beri ne o ne de ailesine ulaşamıyorum. Evlerine geliyorum sen kapıyı açıyorsun. Burada Rüya diye biri olmadığını söylüyorsun?”

Sorarcasına konuşuyordu, kafam karışıyordu ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum ama ne yazık ki belli bir süre anlam veremedim.

“Ben seni Rüya’nın sürekli peşine taktığı erkeklerden biri sanmıştım ve Rüya’nın başı belaya girmesin diye sana yalan söyledim. Rüya ve ailesi artık burada yaşamıyor, şehir dışına çıktılar. O yüzden ben bir şey yapmadım.”

Şüpheyle bana baktı, gözleri kısılmıştı dediklerime inanmadığını belli edercesine kafasını iki yana salladı.

“Yalan söylüyorsun, yalan söylüyorsun. Rüya’nın hayatında ki tek erkek benim, benden başkasını hayatına almaz yalancısın. Sen Rüya'yı tanımıyorsun bile...”

Ağzımı açıp cevap verecekken adım sesleri geldi başımı oraya çevirip bakınca biri yaşlı diğerinin ise ondan daha genç olduğu iki polis bize doğru gelmişti.

Yere düşen poşetimi elime alıp tam gideceğim sırada genç polis kolumu kavrayıp, tek kaşını havaya kaldırdı.

“Nereye?”

Öylece durdum çünkü sesi kulağıma uzun zamandır duymadığım Ayaz’ın sesini hatırlattı. Nefesimin kesildiğini sanmıştım çünkü artık Ayaz’ın sesini unutmaya başlamıştım. Gözlerim dolu bir şekilde polis memurunun gözlerine baktım onun açık ela gözlerinin içinde Ayaz’ın koyu maviliklerini aradım, ama bulamadım.

“Size diyorum hanımefendi?”

Sesi Ayaz’ın sesine benziyordu hatta aynısı bile olabilirdi. Sol yanağımdan akan yaşı hızlıca elimin tersiyle sildim.

“E- evime gidiyorum.” Sesim ağlamaklı çıkmıştı. Kaşlarını çatmıştı.

“Eve bizde gidelim memur bey bu kadın o evde bir şeyler saklıyor memur bey, kız arkadaşımın evinde kalıyor.”

Yaşlı polis çocuğun omzuna eline koyup, başını salladı ben ise donmuş bir şekilde genç polisin konuşmasını istiyordum çünkü o bana uzun zamandır sesine hasret kaldığım sesi hatırlatmıştı.

“Amirim, hanımefendi iyi değil.”

Kilitlenmiştim. Vücudumu hareket ettiremiyordum. Konuşmayı unutmuş gibi öylece açık ela gözlere bakıyordum. Elanın içinde koyu mavileri aradım.

ON YEDİNCİ YAŞIM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin