11. Bölüm

20 4 2
                                    


Barlas’ın cevap vermesini beklerken o bakışlarını benden kaçırmayı tercih etmişti. Zaten o sırada Can’da odaya gelmişti.

O an ne hissetmiştim?
Kırgınlık.

Sol elimi yavaşça elinin arasından çekip bütün odağımı Can’a çevirmiştim.

“Asayişten ekipler geldi. İfade vermen gerekiyor kendini hazır hissediyor musun? Başka bir zamana da erteleyebiliriz.”

Can’ın yeşil badem şeklinde ki gözleri Barlas’a takılınca sorarcasına baktı ama aradığı cevabı bulamamış olacak ki gözleri tekrar benim gözlerimle birleşti.

“Şimdi ifade verebilirim. Sakinim.”

Kırgınlığım korkumun üzerine geçmişti. Bu manasızdı ama öyle olmuştu.

Can başını yavaşça aşağı yukarı doğru usulca salladı. Kapıdan geçmem için elini uzattı. Ben önde Can ve Barlas arkamda gelip merdivenlerden inmeye başladık.

“Sakın sesinizi yükseltip, kızı korkutacak bir hamlede bulunmayın.”

Ayla büyük salonda oturan üniformalı polislere uyarı yapıyordu yüzüme ifadesizliğimi takınıp yanlarına doğru ilerledim.

Tekli koltuğa tam üniformalı polislerin karşısına oturdum. Polisler, Barlas’a baktıktan sonra biri masanın üzerinde duran kamerayı ayarladı diğeri ise bilgisayarını açıp vereceğim ifademi yazılı bir şekilde hazırlanmaya başladı. Ayla sağımda Can ise Solumda kameranın kadrajına giremeyecek şekilde yanımda duruyorlardı. Barlas ise tam karşımda beni izliyordu.

“Hazır mısınız?”

Üniformalı polisin sorusuyla başımı salladım.

“Barlas amirim ve Can komiserim odanıza gelmeden önce olanları anlatabilir misiniz?”

Bakışlarım kameranın çalıştığını gösteren yeşil küçük ışığa odaklandım ve konuşmaya başladım.

“Odamda tek başıma otururken bunalmıştım ve hava almak için pencereyi açtım. Uzunca bir süre camdan dışarıyı yani daha doğrusu yüzüm gökyüzüne dönükken gözlerim kapalıydı ama biran birisinin beni izlediğini hissettim ve gözlerimi açtığımda yüzünde kar maskesi olan biri tam karşımda duruyordu. Yani yolun tam karşısında.”

Polis dediklerimi hızlıca yazarken, Barlas’ın bakışları gerilmeme sebep oluyordu. Bana gerçekten inanmıyordu.

“Peki, sonra ne oldu?” Diye devam etmemi istedi polis.

“Elinde bir silah vardı ve doğruca bana uzattı üzerime hedef alabilmek içinde silahın üzerinde kırmızı lazer ışıktan vardı. Sonra korkup çığlık atmaya başladım. Amiriniz ve Can komiser yanıma geldiler. Bu kadar.”

Polis videoyu durdurdu. Diğer poliste bilgisayarda bir şeylerle uğraşırken oturduğum yerden kalktım ve mutfağa doğru ilerlerken Barlas’ın sadece benim duyabileceğim şekilde “amiriniz ha?”  Söylenmesiyle ona dönüp ifadesizce baktım.

“Amirleri değil misin? Başka bir şey mi demem gerekiyordu?”

Cevap vermesine izin vermeden mutfağa doğru ilerledim. Peşimden gelen ayak sesleri ona aitti. Arkamı dönmeden tezgâhın ilerisinde duran ilaçlarımı içmek için dolaptan bardak çıkarmam gerekiyordu dolabın kapağını açmaya çalışacakken Barlas benden önce davranıp çevik bir hareketle dolabı açtı ve bardağı almaya uzandı. Sırtı sırtıma değince vücudumda anlam veremediğim bir his belirdi. Bardağı aldığı halde geri çekilmemişti. Başımı ona doğru çevirdiğimde bana bakıyordu. Yüzlerimiz gereksiz yere fazla yakındı.

ON YEDİNCİ YAŞIM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin