8. Bölüm

63 4 15
                                    


İnsan bünyesi suyun altında nefesini kaç saniye tutabilirdi?

Ya da insan bünyesi kaç saat işkence görmeye dayanıklıdır?

Müge ensemden tutup yüzümü sudan çıkarınca kendime gelmeye çalışıyordum ama bu imkânsız gibiydi çünkü nefesimi ayarlayamadan tekrar suyun içinde beni boğmaya çalışıyordu.

Kaç saattir burada Müge tarafından dövüldüğümü bilmiyordum zaten belli bir yerden sonra bayılmıştım baygınlığımı geçirmek için başımdan aşağı içi buz dolu bir kova suyu boşalttı.

Kendime gelmeye başladığımda ise bacaklarımı çözmüştü ama ellerimi sırtımda birleştirecek şekilde bağlayarak bu sefer mavi bir büyük bidonun içinde ki buzlu suda beni boğmaya çalışıyordu.

Uzun zamandır dayak yememiştim ama vücudum dayak yemeye alışkındı. Müge'ye istediği tepkiyi vermediğim için benden hırsını alamıyordu.

Copla vücudumda vurmadığı yer kalmamıştı. Bu yetmezmiş gibi üzerine sürekli tekme ve tokat atıyordu.

Ellerim bağlı olmasa bile ona karşılık vermezdim çünkü üzerinde üniforması vardı.

Odaya ilk girdiğimizde mavi renk olan üniforması tıpkı on yedi ocakta sahilde doğum günümde giydiğim buz mavisi elbisenin lekeleri gibi olmuştu.
Bir şeyleri hatırlamaya başladığım ilk an Müge'nin mavi polis gömleğinde gözümde canlanmıştı.

O gün on yedi ocakta o elbisede leke değil kan vardı.

Şuan Müge'nin üzerine nasıl benim kanım varsa o gün de benim üzerimde de kan vardı.

Benim üzerimde Acar çiftinin kanı vardı.

Saçlarımdan sıkıca tutup bidonun içinden çıkan yüzüme hızlıca bir tokat attı. Kollarım bağlı olduğundan sendeleyerek geri geriye gittim. Ayakta durabilmek için dengemi sağlayacaktım ki Müge ummadığım anda hızlı bir tekme savurduğunda zaten yarım yamalak kurmaya çalıştığım dengemi de bozdu ve başımı sertçe yere çarparak düşmemi sağladı.

Hatırladığım son şey ise Ayla'nın beyaz olan yüzünün daha çok bembeyaz olması ve koyu kahve olan siyaha yakın bakışlarının yanına korku dolu sesi eklenirken, Müge'nin ise korku dolu bakışları son görüşümdü.

"Barlas komiserim, lütfen sakin olur musunuz?"

***

Ağzımda hissettiğim acı tat ile uyanmaya çalışırken bir yandan birbirine kenetlenmiş göz kapaklarımı açmaya çalışıyordum.

Görebilecek kadar açtıktan sonra yanı başımda duran sandalyede Barlas oturuyordu. Gözlerim kaşınıyordu göğsümün üzerinde duran sağ kolum alçıya alınmıştı sol kolumu gözümü kaşımak için kaldıracağım sırada kelepçeli olduğunu fark etmiştim. Kelepçenin tekini bileğime diğer tekini ise yatağın kenarına takmışlardı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ON YEDİNCİ YAŞIM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin