~ZORLUKLAR AŞILMAK IÇIN VARDI~

991 54 43
                                    


        Her zamanki gibi şirketimdeki odamda oturmuş boş vaktimi doldurmak için kitap okuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

       Her zamanki gibi şirketimdeki odamda oturmuş boş vaktimi doldurmak için kitap okuyordum. Elime sert mukavvanın gelmesiyle kitabın sonuna geldiğimi anlayarak iç çektim. Kapımın nazikçe tıklatılmasıyla boğazımı temizleyerek "Gel." dedim. İçeri Özge girdi tam karşımda durdu ve elindeki dosyayı masama bıraktı. Gözlerimi kitaptan ayırmadan ona teşekkür ettim ve okumaya geri döndüm. Özge benim stajyerim ve aynı zamanda sağ kolumdu. Genelde her şeyi o idare eder tüm işçi sorunlarıyla o ilgilenirdi. 

     Özge odadan çıkmayınca meraklı bakışlarımı ona döndürdüm. Elimdeki kitabı kapatıp masama koydum. "Bir sorun mu var?" Özge utangaç bakışlarını dosyadan çekip bana çevirdi. "Bir sorunumuz var. İki ay önce ayın çalışanı olmuş Mine hanımı hatırlarsınız. Haberlere çıkmış. Hem de dünyaca ünlü bir parfüm markasının müdürünün oğluyla." Kaşlarımı olabildiğince çattım ve anlam veremeyen bakışlar attım. Sonuçta özel hayatlarıydı. Ayrıca magazine çok çabuk yansıyabilecek şeylerdi bunlar.

     Arkama yaslanarak "Sorun ne?" dedim. Özge dosyaya uzandı ve içinden bir kaç sayfa çıkarıp önüme koydu. "Bunlar gazetede basılan haberler. Normal bir ilişki olsa iyi ama..." Kaşlarımı hafiften kavislendirip ,devam et der gibi, kafamı aşağı ve yukarı salladım. "Tek gecelik ilişki başlığıyla yayımlanmış." Yüzüme bir kova su çarpmış gibi oldum. "Tek gecelik ilişki?" Profesyonelce davranıp Mine'ye de ne olduğunu sormalıydım. "Tamam. Mine hanımı çağırır mısın?" Özge'nin yüzü ekşimiş bir hal aldı. "Maalesef bugün işe gelmedi. Rapor almış." 

     Her bir parmağımı sırayla masaya tıklattım. "Ev adresini bulup mesaj atar mısın. Furkan beye söyle araba hazır olsun lütfen." Özge başıyla beni onaylayarak odadan çıktı. Mine'yi tanıdığım kadarıyla böyle bir şey yapacak biri değildi. 

     Önümdeki sayfaya basılmış haberleri göz ucuyla okudum. Ardından sinirlenerek tüm sayfaları toplayıp dosyaya koydum. Kapımın çalınmadan açılmasıyla şok içinde gözlerimi kapıya yönelttim. "Yıldız hanım acil röportaj yapılması gerekiyor. Bir sürü kameraman şirketin önünde girişleri ve çıkışları kapamış durumdalar." Tanrım, bugün sessiz ve huzurlu geçmeliydi!  Başımla Özgeyi onayladım ve odamdaki lavaboya girerek biraz toparlandıktan sonra telefonumu alarak odamdan çıktım. 

     Hızla asansöre ilerlerken bir yandan da Özge bana temel bilgileri veriyordu. "Bu olay dün gece yaşanmış. Mine hanım Ateş beyin evinin önünde sarhoş ve Ateş beyle sarmaş dolaş gözükünce bir gazeteci fotoğraflarını çekmiş." Kafamı anladım anlamında salladım. Bu sırada asansörden inmiş girişe  yönelmiştik. "Lütfen sakinliğinizi koruyun. Orada olan her şey markanıza zarar verir." Sadece ilerlemeye devam ettim. Bu sırada aklımda tek bir cümle yankılanıyordu. "Zorluklar aşılmak için vardı."  Evet ne kadar sakin ve sessiz gözüksem de aslında içimde her daim patlamaya hazır bir volkan dağı vardı. 

     Kapıların açılmasıyla adımımı dışarı attım. Atmaz olaydım. Bir sürü kameraman, muhabir üzerime yürürken korumalar onları benden uzak tutmaya çalışıyordu. Hiç birinin dediği anlaşılmıyor sadece ortalıkta flash sesleri ve kuru bir gürültü yayılıyordu. Ne kadar konuşmaya çalışsam da kendi sesimi bile duyamıyordum. Derin derin nefesler alıyor içimden ona kadar sayıyordum aynı psikiyatrisimin dediği gibi. 

     Sabrım taşmak üzereydi. Bir kaç adım geriledim ve son derin nefesimi aldım. "Arkadaşlar duracak mısınız artık! Böyle yaparak bir yere varamazsınız! Ne bu gürültü? Maçta mıyız? Kimsenin dediği anlaşılmıyor!" Biraz fazla bağırmış olacağım ki ortalıkta flash seslerinden başka ses kalmadı. "Sırayla sorun sorularınızı. Sen başla." Genç adamı elimle işaret ettim. İşe yeni başladığı belliydi o gürültünün arasında kaynıyordu. "Efendim. Basılan haberlerle ilgili bir bilginiz var mı?" 

     "Mine hanımın sizin düşündüğünüz gibi biri olduğunu sanmıyorum. Bir kaç ay önce kendisi ayın çalışanı olmuş ve çok popüler ürünlerimizde fazlasıyla katkısı olmuştur. Ayrıca üç senedir bizimle çalışıyor onu yeterince tanıdığımı düşünüyorum." Bir kadın muhabir lafa atladı. "Üç yıl sizce birini tanımak için yeterli mi?" Konuyu saptırmaya çalışıyordu ama ben buna kanmazdım. "Konuyla ilgisi yok. Cevabımı alamayacaksınız maalesef." hafifçe gülümsedim. 

     "Mine hanımla konuşulacak konunun aslı öğrenilecektir. Bu süreçte lütfen asılsız haberlere yer vermeyelim. Hepimiz sarhoş olabiliriz değil mi? Peki ya niye kimse sarhoş olmuş birine yardım etmeye çalışan bir adam gibi bu olayı görmüyor. Çok acınası. Evet yeterince şey söyledim. İyi günler." 

     Şirkete geri girdim ve asansörün yolunu tuttum. Hala kapının önünden sesler yükseliyordu Markamın ve çalışanlarımın üstüne çamur atılırken ben öyle duramazdım değil mi? Bu olay doğruysa gereken yapılacaktı. Tek umudum bu olayın doğru olmamasıydı. 

     Odama geri dönüp koltuğuma oturdum ve kitabımı okumaya devam ettim. Kitabın son cümlesi şöyleydi,

"Gök kuşağının altındaki altınları bulmak gibiydi bizim aşkımız. Bir yalan... Bir hayal... Bir efsaneydi."

     Kitabı elimden bıraktım ve derin bir nefes aldım. Başaramamak hiç bana göre değildi. Ben istediğim her şeyi elde edebilecek biriydim. Buraya kadar yanımda ailem dahi olmadan gelmiştim. Acılarım içimde yaralarımı saran sargı bezleri olmuştu adeta. Şimdi geriye her daim en iyisi olmak kalıyordu her zamanki gibi. Bedenen , ruhen ve yaptığım her şeyle.

Yıldızlar TutuşurkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin