~HAYAT BİZİM BİLMEDİĞİMİZ KÜÇÜK SÜRPRİZLERLE DOLUDUR~

228 15 1
                                    

~Kendine güven. Sadece sen varsın. Eğer bir şeyi yapmamak için sürekli kendine bir bahane buluyorsan o yol senin için yanlış yoldur. Çünkü çoğunlukla gideceğimiz yolun bir sonunun olmadığını önceden biliriz.~

Ateş evine gitmemiş benim yanımda kalmıştı. Galiba babasının işine çok önem veriyordu. Belki de kendini düzeltmeye karar vermiştir. Neredeyse üç saat geçmişti. Biz ise boş boş telefona bakıyorduk. Ateş'in kafası omzuna düştüğünde bir kaç saniye nefes almayı bıraktım. Başımı hareket ettirmeden onu sakince izledim. Yorgun düşmüş olmalıydı. Ne de olsa bütün akşam bana yardım etmişti değil mi? Saat sabahın sekiziydi. Yarım saate babasıyla görüşmeye gidecektik ve şunun yaptığı sorumsuzluğa bakın! Biraz daha telefonda gezindikten sonra yavaşça Ateş'i dürttüm. "Ateş, uyanman lazım. Ateş!" Ateş hala kıpırdamadan uyuyordu. Bir anda ayağa kalktım ve kafasının hızla koltuğa düşmesini sağladım.

'Tanrım!"

İşte şimdi ödeşmiştik. Bıyık altından gülümsedim ve eşyalarımı toparlayarak kapının önüne geçtim. Ateş çatılmış kaşlarıyla ayağa kalktı. "İnsan böyle mi uyandırılır?" Bu sorusuna karşılık tek cevabım " Ödeştik." Oldu. Deri ceketini alarak hızla kapıyı açtı ve ilk benim çıkmam için geri çekildi. Odadan çıkmama kendisini dışarı atarak kapıyı hızla çekti. Kapıdan çıkan sesle masanın üzerinde uzanan Özge zıplayarak uyandı. "Zeka fakiri misin?" Bu sefer "Affedersin?" Diyen oydu. Yüzüme bir gülümseme takarak " Günaydın canım.
Dün akşam Ateş beye yardım etmişsin. Teşekkür ederim. Bugün şirkete geleceğimi sanmıyorum. Sende bugün izinlisin. Yarın görüşürüz." İlerlemeye devam ettiğim sırada Ateş de arkamdan geldi ve asansöre bindiğimiz sırada "Ateş bey? İlk defa bana böyle hitap ediyorsun. Aramızda ciddilik olmadığını sanıyordum." Dedi. Bu sözüne kısa bir kahkaha atıp sustum.

Asansörden ilk ben indim ve girişteki güvenliğe arabamı getirmesini rica ettim. " Benim arabamla gitmiyor muyuz?" İlk duymamazlıktan gelsem de tekrar soru sormaya kalkışınca durup dudağına işaret parmağımı dokundurdum. "Şşşşş. Geliyor musun?" Kafasını evet anlamında salladı. Saçlarımı savurarak gelen arabama yöneldim. Ateş tüm yol boyunca sessiz kalmıştı. Çok sakindi, uysaldı. Açıkçası onunla konuşmaya da çalışmamıştım. Arabadan indiğimizde de babasını görene kadar yüzünde bir kas bile kıpırdamadı. "Selam baba. Biraz uzun sürse bile geldim işte. Sözleşmeyi senin yanında imzalamak istedi." Mutlu bey gülümseyerek beni içeri davet etti. "Sıfırdan bir parfüm yaratacağız. Aynı şeyi sizden bekliyorum hanımefendi." Gülümserken aynı Ateş'e benziyordu. Hanımefendi derken sesi biraz incelemişti. " Yani yapısı da parfümün hissettirdiği gibi olmalı. O merdiven altı kozmetiklerinden olmamalı. Sevgiyi ve tüm o kokuların hissettirdiklerini kozmetiklerin de tene değince hissettirmeli."

Vay canına, bu biraz etkileyiciydi. Kendinden çok emin konuşmuştu. Aynı zamanda da çok içten söylemişti. Boğazımı temizleyip "Pekala, şu anlık önümüzde bir engel gözükmüyor. Sizden tek rica ettiğim şey çalışacağım kişilerle bir arada olmak." Dedim. Ardından göz ucuyla Ateş'e baktım. Babasının yüzünde çapkın bir gülüş vardı. Neden olduğunu anlamadım ve sormak da istemedim. " Tabii ki araya girmemi istemezseniz..." Aşkım bakışlarımı Ateş'e döndürdüm ve kaşlarımı çattım. "Bir dakika ben sizinle çalışmayacak mıyım Mutlu bey?" Mutlu beyin yüzü bir anda toklaştı. "Hayır tabii ki. Oğlum sizinle bir iş yapmak istediğini ve uzun süre sonra Bu şirket için elinden ne gelecekse yapmak istediğini bana söyledi. Tabii ki sizi araştırmadan işe hemen atılmadım. Biliyorsunuz oğlumun takıldığı insanlar pek tekin olmuyorlar. Açıkçası ilk önce sizi dolandırıcı sandım. Ufak çaplı bir araştırmadan sonra bu büyük kozmetik şirketinin başında sizin olduğunuzu öğrendim. Tekrardan sizi bu büyük başarınız için tebrik ederim bunu bilmemem benim hatam."

Ufak çaplı bir şok geçiriyordum. Ateş benimle iş mi yapmak istemişti yani? Vay canına! Bu işi kabul etmemeliydim. Ben profesyonellerle çalışıyordum. Her köşelerinde sabahları her akşam farklı bir kızla olan adamın tekiyle değil. "Yanlış anlamamın kusuruna bakmayın ama sözleşme de Ateş beyin değil sizin isminiz yazıyordu. Aslında kabul etmemin bir sebebi de buydu." Mutlu bey kaşlarını yukarı kaldırdı ve hafif gülümsemesiyle başını birkaç kez yukarı ve aşağıya salladı. "Bu düşüncenizi anlayabiliyorum. Oğlumun güvenilmez biri olduğunu da biliyorum. Ama size şöyle söyleyeyim, bu markanın kurulmasında en büyük rol oynayan kişi oğlumdu. Şu an çoğu sevilen parfümümüzün formülünü o buldu. Hah, ben de sizin yerinizde olsam böyle düşünürdüm." Ateş hakkındaki bu bilgi beni bir hayli şaşırtmıştı. "Tamam o zaman. Size güveniyorum." Ne de olsa Dünyaca ünlü bir parfüm şirketinin başıydı. İmzalar atıldıktan sonra Ateş beni laboratuvarı gezdirmek için şirket turuna çıkardığı sırada Mutlu bey birkaç saniye benimle konuşmak istediğini söyleyerek odasında baş başa kalmamızı sağladı.

"Bak kızım, neden sözleşmede benim ismimin olduğunu hala anlayamamışsındır. Ateşe pek güvendiğim söylenemez. Seninle çalışmak istiyorsa ya bildiği bir şey ya da yapacağı bir kurnazlık vardır. Bunu seni rahatsız etmek için değil seni koruma altına almak için söylüyorum. Eğer kırk yılın başı başıma gelip de ben bu kişiyle çalışmak istiyorum demeseydi onu kabul etmezdim. Fakat senin iyi niyetli ve kendi emekleriyle bu kadar yükseklere gelen bir kız olman beni gerçekten çok etkiledi. Oğlumun böyle biriyle çalışmak istemesi onun az da olsa akıllandığını anlamamı sağladı. Ne olur ne olmaz benim ismimle geçiyor çünkü yaptığı her hatayı ben düzeltiyorum. Hayatında Ne olup ne bittiğini bilmediğimi sanıyor fakat her şeyi ondan önce biliyorum. Buraya gelmeden önce senin de tembihlendiğini çok iyi biliyorum. Bu sözleşmede benim ismimin geçmesinin asıl sebebi bu son yaşanan olaylar."

Adam resmen oğlunun her adımından haberdar olup bilmiyormuş gibi yapıyordu. Tabiki bunu Ateş'e söyleyemezdim. Belki de bir bataklığın içine düşmüştüm. Kıpırdandıkça batacaktım bari kıpırdamadan Usul usul yavaş yavaş batayım. Nasıl hissettiğini anladığımı söylediğim kısa bir konuşma yaptıktan sonra Ateş'in yanına geri döndüm. Belki de yeni bir serüvene başlıyordum. Ateş'i mahvetme planımda suya düşmüştü. Ama size yemin ederim eğer bana bir tersini görürsem onu ,sözleşmeyi fes edecek duruma gelsem bile, mahvederim.

Yıldızlar TutuşurkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin