TESADÜFLER ASLINDA EVRENİN BİR HEDİYESİDİR

372 19 1
                                    

 

     Evrenin benim için bunları hazırlaması artık sinirimi çok bozmaya başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


     Evrenin benim için bunları hazırlaması artık sinirimi çok bozmaya başlamıştı. Akıp giden yolu izlerken Ateş'in bana hafifçe dokunmasıyla ona doğru döndüm. Evet,doğru duydunuz. Ateş dedim. Şuan beni en çabuk hastaneye götürebilecek tek kişi oydu. "Araba sürüyorsun. Önüne bak." Göz devirip ardından yola odaklanmaya devam etti. "İyi bir şoförüm." Ya ya dermiş gibi kafamı salladım. Nihayet durduğumuzda arabadan ilk ben indim ve hızla hastaneye girdim. "Yıldız sakin olur musun? Mercan iyiymiş. Sadece bayılmış." Onu kale almayarak devam ettim. "Asansörle üçüncü Kata çıkacağız. Oda numarası 232."

     Asansöre binip sabirsizca beklemeye başladım. neden bayılmıştı ki? Ona bir daha bu kadar çok içirmeyecektim. Belkide çok abartıyorum diye düşünebilirsiniz ama bir düşünsenize ailenizden biri kayıp oluyor ve bayıldığını nefret ettiğiniz bir adamdan öğreniyorsunuz.

     Odaya girip Mercan'ı uyurken gördüğümde içim rahatlamış, derin bir oh çekmiştim. Yanında oturan genç adamın Ateş'in menajeri olduğunu anlamam Pek uzun sürmedi. Benim odaya girdiğimi gören genç adam oturduğu tekli koltuktan hızla kalktı. "Eczaneden çıkarken bayıldığını gördüm. Kafasını çarpmadı merak etmeyin. Son yarım saattir uyuyor. Doktor endişelenecek bir şey olmadığını söyledi."  Artık yüzüm ne kadar endişeli gözüküyorsa beni gördüğü gibi açıklama yapma ihtiyacı duymuştu. Ateş arkamda belirerek "Önemli bir şey olmadığını söylemiştim." Dedi. Ona ölümcül bakışlar atarak tekli koltuğa kendimi attım. Tanrım, kendimi çok kasmıştım.

     Ateş ve menajeri ortadan kaybolduktan sonra Mercan uyanmıştı. Onların gittiğini varsayarak hemşireyi çağırmak için kolidora çıktım. Karşıdan gelen hemşireyi durdurarak ona Mercan'ın uyandığını söyledim. Gelip son kontrolleri yaptıktan sonra taburcu edileceğini söyledi ve odadan çıktı. "Tanrım,beni çok korkuttun. Mert daha olayı bilmiyor merak etmiş olmalı." Mercan yatakta dikelerek. "Biliyor musun hiç bayılmış gibi değilim. Çok enerjiğim. Hatta buradan..." Sözünü tanıdık bir ses kesti. "Anca hayalinde." Sesin sahibine döndüğümde Ateş'in arkamda dikildiğini gördüm. Elinde iki kahve bardağı vardı.

     Mercan gülümsemesini yüzünden eksik etmeyerek "Eve gidelim diyecektim." Dedi. Ateş'in yüzü tam aynen dermiş gibiydi. "Hazırlanmanızı söylediler. İşlemleri biz yapacağız." Kafamı onaylar gibi salladım. Ateş odadan çıktıktan sonra Mercan'ın giyinmesini bekledim ve eşyalarını toplayıp onunla odadan çıktım. Çıkışa indiğimizde Ateş elini bu taraftan dermiş gibi salladı. " Sizi biz getirdik ve biz götüreceğiz." Hayır diyemezdik çünkü şehirden uzak bir yerdeydik.

     Arka koltukta usul usul otururken birden sessiz arabayı çalan telefonumun sesi kapladı. Arayan Mert'ti. " Şirkette yoksun. Mercan'ı falan buldun da benim haberim mı yok?" Boğazımı temizledim. Mercan'ı bulduğumu söylemeliyim ama ona haber vermemiş olmam onu biraz kıracaktı. "Mercan yanımda. Şuan iyi, gelince konuşsak." Mert'ten hiç ses gelmedi. "Tabii." Telefon yüzüme kapanınca gerçekten darıldığını anladım. Mercan da anlamış olacak ki yüzü birden düşmüştü.

     "Şirkete mi yoksa..." Mercan lafa atladı. "Şirkete gitsek daha iyi olur iyi hissediyorum." Ateş başına olaylarcasına salladı. Şirketin önünde durduğumuzda kendimi mahçup olmuş hissettim. Onlara bir teşekkür edememiştik. Mercan şirkete girerken ben de arabanın önünde duran Ateş'in yanına gittim. "Size doğru düzgün teşekkür edemedik. Lütfen bu akşamki yemeği teşekkür yemeği olarak düşün. Akşam sekizde şirketin önünde olursanız sevinirim." Onu söyleyecek bir şey bırakmadan arkamı dönüp oradan hızlıca uzaklaştım. Ne yapacağımı aklımın ucundan bile geçirmemiştim.

     Odama çıktığımızda Mert uzun koltukta uzanmış uyuyordu. "Bu onu inciltti." Baş ucuna oturarak biraz onu izledim. "Ben gerçekten iyiyim. Gereksiz yere streslendiniz. Keşke dışarı çıktığımda haber verseydim." Mert gözlerini araladı ve başını hafifçe kaldırarak " Ne zaman geldiniz?" Dedi. "Yeni geldik. Ne kadar merak ettiğini biliyorum ama o stresle sana yazmak aklımdan çıkıverdi." Mert göz devirerek dikeldi ve arkasına yaslandı.

     "Anlıyorum."

     Ayağa kalkıp biraz onlardan uzaklaştım. "Size bir şey söylemem gerek." Mercan Mert'in yanına oturarak" Yine ne yaptın?" Dedi. "Ben... Ben bu akşam için onları yemeğe davet ettim."

"Ne?"

     Mert şaşkınlıkla karşılarken Mercan birden ayağa fırladı. "Ya ben senin o güzel beynini yiyeyim." Kaşlarımı çattım. "Ne bu sevinç Mercan?" Mercan geri oturdu ve dizlerini göğsüne doğru çekti. "Benim de size söylemem gereken bir şey var." Bu cümlesini kahkahayla karşıladım. "Ben aslında bayılmadım." Bu sefer ayağa kalkan Mert oldu. "Ne? Siz delirdiniz mi?" Mercan kafasını hayır anlamında salladı ve devam etti. "Can beyi görünce biraz elim ayağıma dolaştı. ilaçlarımı da almıştım hatta orada içmiştim. Bana doğru geliyordu. Ya ben şimdi size bunu nasıl anlatayım? İşte bana doğru geliyordu ben de kendimi yere attım. Uzatmayacaktım ama hastaneye götürürüm diyip beni arabasına götürünce ben de devam ettirmek zorunda kaldım. Zaten arabada uyuyakalmışım."

     Duyduklarım karşısında şoka uğramıştım. Boşu boşuna endişelenmiştik. Mert "siz gercekten delirmişsiniz! Biriniz adamları yemeğe çağırıyor,  biriniz tanımadığı adam için bayılma numarası yapıyor! Ben gidiyorum!" Odadan kapıyı çarparak çıktığında Mercan kıkırdayarak "Kızdı." Dedi. Bugün onu fazla kırmıştık. Mercan koltuğa uzanırken " Hadi ama onun senden hoşlandığını biliyorsun. Uzun zamandır hemde. Yetimhaneden beri. Muhtemelen sana kızdı. Şimdi boşver onu nereye götüreceğiz onları?"

     Bu kadar enerjik ve mutlu olmasını beklemiyordum. Bu benim için resmen bir sürpriz olmuştu. Daha çok bağırır ve hayır der diye düşünüyordum. Onları nereye mi götürecektik? Cidden bilmiyordum. Mercan'ın bir fikir bulacağına emindim. Magazin dünyasının konusu Ateş Kayayla aynı masaya oturacak olmam beni geriyordu. Ona öfkem bugünkü davranışlarıyla hafiflemiş olsa da o bir intikamı hakkediyordu.

Yıldızlar TutuşurkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin