7. Bölüm -Hastane-

130 21 11
                                    

Selaammuuunnn aleyküm

Nabersiniz askolar beni sorarsanız müko diyim müko olayım

Fizik sınavından çıkmış birine göre aşırı mutlu gözüküyorum farkındayım ama arapçadan 100 aldım bence bu mutlu olmam için yeterli bir sebep.

Şey sınav zamanı yazmıştım bu bölümü şu an tatildeyim smdhsmshmsbd

Neyse askolar ben bölüme geçeyim size keyifli okumalar.

🦋

5 gün sonra

"-bu tusa bastığın an bize yani emniyete saniyesinde bildirim gelecek tamam mı?" elindeki uzaktan kumandalı tuşu bana uzatması ile elime alıp kafa salladım.

Evleneli 5 gün olmuştu ve dedemlerden dahaca ses soluk yoktu bizde herhangi bir basma durumuna karşı önlemler alıyorduk çünkü iki gün sonra Ömer Asaf'ın izni bitiyordu. Günlerden cumartesiydi ve kahvaltı için bizde toplanmıştık fakat Firuze Hanım ve Hikmet Bey üst katta baş başa kahvaltı yapacaklarını söyleyip bize katılmamışlardı. 

Emir ağzına büyük bir lokma atıp "Yongo ollorono soğluk çok gozol olmoş" ağzı dolu konuşmasından bir şey anlamazken Ömer Asaf ensesine hafif vurup "Ağzındakini bitir ağzındakini" demesiyle Emir hızla ağzındaki lokmasını çiğneyip "Diyorum ki yengem benim ellerine sağlık çok güzel olmuş bundan sonra hep sizdeyim." gülümseyip tam onaylayacağım esnada Ömer Asaf reçel sürdüğü ekmeği ağzına atarken "Kapıyı açarsam gelirsin" demeyi araya sıkıştırmayı ihmal etmedi. Emir omuz silkip "Senin açmanı bekleyen yok yengem açar." her ne kadar yenge dememesi için uyarsam da olmaz deyip yenge demeye devam etmişti bende bir süre sonra uyarmayı bırakmıştım. 

Ateş bir yandan kızına patates yedirirken bir yandan da bu sefer o Emir'e laf attı "Bakıyorum da iki günde yengeci olmuşsunuz Emir Efendi." Emir onu zerre takmayıp önündeki yemeyi yemeye devam etti. Allah affetsin kıtlıktan çıkmış gibi yemek yiyordu.

Elif sanki içimden geçenleri duymuş gibi "La yavaş ye yavaş kıtlıktan mı cıktın" demesiyle Emir en sonunda önündeki yemekten ayrılıp "Kıtlıktan çıkmadım belki ama nöbetten çıktım beni bırakın da doya doya yemek yiyim." demesiyle onun için üzüldüm. Geceleri gündüzleri yoktu Allah doktorlardan razı olsun.

Erdem kolunu Elif'in sandalyesinin arkasına koyup Emir'e döndü "Oğlum biz sana en başında dedik gel mühendis ol sen tutturdun yok doktor olacam diye başa gelen çekilir." demesiyle Emir gururla göğsünü şişirip "Şu dünyaya elli kere gelsem elli bir kere doktor olmayı tercih ederim. Hem teyzelerden baya dua alıyorum bol bol sevap, yakındır bana bir de  kısmet ayarlarlar oh mis" dediklerine gülüp arkama yaslandım, doymuştum.

Ömer Asaf'ın tabağıma bir şeyler koyduğunu fark ettiğim an onu durdurmaya çalıştım "Dur dur bak doydum gerçekten çok doydum daha fazla yersem kusarım" o yine koyacağını koyup "Sus sus üflesem düşüyorsun" deyip tabağına geri döndü. Dört gündür her sabah ve akşam aramızda bu tartışma geçiyordu. Ben ne kadar yemek istemediğimi söylesem de zorla iki üç şey atıyordu ağzıma tabi geri kalanı o yemek zorunda kalıyordu orası ayrı konu.

Bu sefer gerçekten aşırı doymuştum ve biraz daha kendimi zorlarsam patlatacaktım. Arkama yaslanıp ortada dönen sohbeti dinlemeye başladım.

Ömer Asaf'ın iki-üç kere tabağıma vurmasıyla omuz silkip yemedim. Belki şu an ki davranışlarım aşırı çocukça gelebilirdi fakat istemiyordum.

İSTEMSİZ İSTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin