Yağmurdan kaçıp doluya tutulmak bu olsa gerek
Evlilikten evliliğe kaçmak ancak Hümeyra'nın başına gelebilirdi zaten.
Birbirini tanımayan fakat delice birbirine çekilen iki gencin aldığı kararların sonuçları neler olurdu haydi hep beraber okuyalım.
...
Normalde sabah atacaktım temizlik, duş falan derken unutmuşum neyse.
Fazla uzatmak istemiyorum bölüme geçelim.
Bizimkilerin temsili hâli;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli okumalar
🦋
-Ömer Asaf Akdemir-
"Bakabilir miyim?" diye sormamla bana bakıp "Gördün ki zaten" demesiyle omuz silktim tekrar görmek istiyordum.
"Olsun" dememle bir süre yüzüme bakıp daha sonra kafa salladı. Başımı direkt omzundan çekmemle hafif sırtını açtı morluklar kapattığı yere kadar uzandığı için tişörtü tamamen üzerinden çıkardım.
O kadar kötüydü ki, nefesim kesiliyordu bu izleri gördükçe. Allah bilir canı ne kadar çok yanmıştı...
Elim istemsiz sırtına giderken dokunmam ile irkilmesi bir olmuştu anında elimi çekip "Acıdı mı?" başını iki yana salladı "Beklemiyordum" demesiyle görmeyeceğini bilsem bile kafa salladım.
Yaralara baktıkça içim giderken "Dokunabilir miyim?" demekten kendimi alamıyordum. Dokunsam belki bir şey değişmeyecekti ama dokunmak istiyordum. Belki yaptığım doğru bir şey değildi ama istiyordum işte.
"Evet" demesiyle elim az önceki yaraya gitti. Her bir yaraya özenle dokunup okşadım biliyordum hiçbir şey değişmeyecekti o yaralar, morluklar, izler ancak uzun bir süre sonra silinecekti ama işte yanında olduğumu bilsin istedim.
Elim bu sefer uzun bir şerit hâlindeki yaraya gelince durdum kemer izi olduğu ayan beyan ortadaydı, yutkundum ve kendime hakim olamayıp o yarayı öptüm. Dudaklarımın altındaki beden irkilince geri çekildim "Kemerle mi-" demiş devamını getirememiştim.
"Evet" diye fısıldamasıyla gözlerimi kapatıp kollarımı ona sardım ve sırtını göğsüme yasladım. Başımı omzuna gömüp "Canın çok yanıyor değil mi?" diye sormaktan kendime engel olamıyordum.
"Alıştım" demesiyle kalbim bin parçaya ayrılmış gibi hissettim.
"Krem kullanıyor musun?" diye sorduğumda "Hayir" demişti. Kaşlarım çatılırken başımı omzundan kaldırdım "Bir yere kıpırdama hemen geliyorum" deyip hızla odamdaki banyoya gidip dolaplardan morluk için olan kremi bulup hızla salona geri geçtim.
Eski yerime geri oturup kremin kapağını açtım "Morluklar için krem vardı onu süreceğim tamam mı?" Diye sormamla başını iki yana sallayıp "Gerek yo-" lafını bölüp "Ya da boşver hiç sormadım say" kremden birazcık elime alıp sırtına yedirmeye başladım. Soğuk kremin vücuduna değmesi ile titremiş tüyleri diken diken olmuştu.
