23. BÖLÜM; KOR YÜREK

3.1K 166 24
                                    

Yeni kurguma da göz atarsanız çok sevinirim. Umarım beğenirsiniz.

instagram; alessia.maii

twitter; alessiamaii

Kitaplarla ilgili şeyler paylaşıyorum, takip edebilirsiniz.

bol bol yorummm

❤️‍🩹

Uyanmıştım.

Dağılan saçlarımı elimle toparlayıp, bakışlarımı karanlık odada gezdirdim. Oda fazla karanlıktı. Başımı cama doğru çevirdiğimde avlunun ışıkları yanıyordu. Akşam olmuştu. Saatler ne kadarda hızlı geçmişti...

Akkız'ın aklıma gelmesiyle hızla üzerimdeki örtüyü yatağın diğer tarafına atıp kalktım yataktan. Yataktan koşar adım, dışarıya çıktığımda korkuluğa yaslı sırtı bana dönük Eflâl ile karşılaştım. Bir eli korkuluğa yaslı dururken diğer elinde ise, çıkan dumana bakılırsa sigara vardı.

"Neden uyandırmadın beni?"

Başını uysalca baha doğru çevirdi. "Uyandırmayı denedim ama uyanmadın." dedi.

"Uykum o kadar derin değildir, eğer uyandırsaydın uyanırdım."

"Rüya görüyordun, gülümsüyordun." Sesinde ondan daha önce duymadığım birşeyler vardı. Farklıydı.

Gördüğüm rüyaya dair hiçbir fikrim yoktu. O çocuk kimdi, nasıl Reşit ağayla bu denli yakındık aklım almıyordu. Bu zihnimin bana oyunundan başka birşey değildi. Buna emindim.

"Akkız'dan haber var mı?" diye sordum. Başını salladı. Sonra tekrar önüne dönerek sigarayı dudaklarına yaklaştırıp derince içine çekti. Sigara içtiğini biliyordum ancak onu ilk defa içerken görüyordum.

Ona yaklaşıp yanında durdum. Neden bu kadar mesafeli duruyordu?

"Neden birşey söylemiyorsun?" diye sordum.

"İyi," başını bana çevirdi. "ama uzun bir süre koşamayacak."

Boğazımdaki yumru büyüdü. Bu olamazdı. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Ağzımı açmıştım fakat titreyen dudaklarım konuşmamı engelledi.

"Nasıl yani?" diye sorarken sesim beklediğimden güçsüzdü.

"Kurşun içindeymiş, buda baya etki bırakmış."

Yutkunmak hiç bu kadar zor gelmemişti. Benim yüzümden yine canı yanmıştı.

Ona arkamı dönüp, koşmaya başladım. "Zelal!" diye bağırsada durmadan merdivenleri inmeye başladım. Sert adım sesleriyle onun da arkamdan geldiğini biliyordum ama durmadım.

Almak istediğim nefes boğazıma dizildi.

Avluya indiğimde oturanlar bana bakarken, "ne oluyor?" diye soranlara da birşey demeden kapıya yaklaştım. "Ne oluyor oğlum, nereye koşuyorsunuz!"

Kapıyı açıp, dışarı çıktığımda koşmaya devam ettim. Ayaklarımın çıplak olduğunu ayağıma batan küçük taşlarla anlamıştım ama umursamadım. Akkız'ı görmem lazımdı.

KİMSESİZLİĞİMİN KURTULUŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin