21~Son ;)

844 71 244
                                    

Karanlık bir geceydi.Ay kandan farksızdı.Yıldızlar yoktu.Bir sıkıntı vardı ama ne? Belki de bir sıkıntı yoktu,ama öyle bir şey olmadığı aşikardı.
Dört çocuk evin önüne gelmiş deliler gibi kapıyı çalıyorlardı.Onları bu kadar telaşlandıran Chan'a gelen açıklamasız mesajdı.Bu mesaj Changbin'e aitti.Kapıdan gelen o sesle kapıyı çalmayı bıraktılar.Kapıyı açan Jeongin onlara anlamsız bakışlar attı.Tam konuşacakken Chan onun konuşmasına izin vermedi.Bunun üzerine hepsi içeriye girdiler.

J:"Ne bu telaşınız? Ben size düşmanlık bitmeden gelmeyin demed-Abi sana ne oldu?!"

M:"Boşver beni ve düşmanlığı,Changbin yok"

J:"Ne nasıl yok?!"

S:"Aslında var buldu-LAN BU BARDA"

H:"Ne barı?"

J:"Tanıştığımız yer,peki ama niye bunun için endişe ettiniz kafasını diliyordu-"

C:"Bana 'görüşürüz' yazıp bir daha cevaplarıma ve sorularıma dönmedi, Jeongin!"

Afallamıştı Jeongin.Neden böyle birşey yazmıştı ki sevgilisi..? Gözleri fal taşı gibi açıldı ve koşup ceketini aldı.Avazı çıktığı kadar da bağırdı.

J:"Ya intihar etmişse!?"

Herkes sessizce ona baktı.Kimse çıtını bile çıkarmıyordu.Gözleri dolmuştu Jeongin'in.Bir şey demeden koşarak evden çıktı.İlk tanıştıkları yere,bara koşuyordu şimdi tilki çocuk.
Tek düşündüğü şey Changbin'in yaşayıp yaşamadığı ile ilgliydi.Bara geldiğinde kapalı olduğunu ve korumaların kapıda dikildiklerini fark etti.Onları nasıl atlatacağını biliyordu.

"İçer girmem lazım,Seo çağırdı"

İki koruma birbirlerine baktı ve emin olduktan sonra Jeongin'i sorgusuz sualsiz içeriye aldılar.Jeongin koşarak merdivenlerden çıktı.
Jeongin'in o bara girmesinin ardından dörtlü de araba ile barın önüne geldiler.Kapıdaki korumaları görünce nasıl gireceklerini bilemediler.
Girmek istediklerini söylediklerinde korumalar izin  vermedi bunun üzerine Lee zoru kullanmaya karar verdi ve iki silahını da hızla çıkarıp adamların beline sıktı.Acıdan kıvranan adamlar yere yığıldılar.Bunun sayesinde Jisung da hızlıca anahtarları bulup kapıyı açtı.
Dörtlü barı köşe bucak aradılar.Sonunda merdivenlerden çıkınca o gizli odayı buldular.Koridordan ilerleyip kapıyı açtılar ve gördükleri manazara karşısında şoka uğradılar.
Changbin yerde,Jeongin ise yanında ağlıyordu.Lee eski düşmanına yaklaşınca ağzından kanlar aktığını ve yerde kanlar olduğunu gördü.Yerdeki parlak bir şey gözüne çarptı ve eline aldı.Bu bir zehir şişesiydi.Kendini zehirlemişti Changbin.
Lee kardeşinin ağlamasına dayanamıyordu.Seo'dan ne kadar nefret etseydi bile kardeşi için her şeyi yapardı..
Nabzına baktığında artık her şeyin çok geç olduğunu fark etti Minho.Seo ölmüştü.

J:"Ö-öldü mü?"

Bir şey söylemeden öylece yüzüne baktı kardeşinin Lee.

J:"YA ÖLMÜŞ OLAMAZ HAYIR! ŞAKA MI YAPIYORSUNUZ SİZ BANA!"

Sıkıca kardeşine sarıldı Lee.Yang ise sanki ciğeri sökülüyormuşcasına ağlıyordu.
Bu sırada Seungmin masada bir mektup buldu.Onu aldı ve üzerindeki 'Meleğim'e... 'yazısını okudu.Mektubu Chan'a verdi ve sessizce konuşmaya başladı.

"Daha sonra versek daha iyi olacak.."

Kafasını salladı Chan.
Jeongin'in ağlaması ise sonunda kesilmişti.Son kez sevgilisine baktı.Abisinden ayrılıp sıkıca sarıldı onun soğuk bedenine.Saçını okşadı, öptü onu son kez.Kulağına bir takım şeyler fısıldadı.

"Özür dilerim sevgilim...Şimdi temelli gittin ve ben ne yapacağımı bilmiyorum..."

3 Yıl sonra akıl hastanesinde

"

Durumu nasıl doktor?"

"İyileşti sayılır Bay Lee.Bence artık taburcusunu yapabiliriz.Sâdece bazen halüsinasyon görebilir.Böyle durumlarda lütfen üstüne gitmeyin ve onunla sakince iletişim kurmaya çalışın."

"Teşekkürler doktor.İçeri girip alabilir miyim?"

"Ah, elbette"

İçeri girdi hızla Minho.Kardeşi onu görünce gülümsedi.Koşarak sıkıca sarıldı ona.

"Abicim seni almaya geldim..Söz verdiğim gibi almaya geldim bebeğim"

Saçını öpüp,kokladı Minho,kardeşinin.Mektup yanındaydı.Bugün verecekti kardeşine.
Hastaneden çıktıktan sonra Jeongin'in etrafına bakınmaya, oksijeni içine çekmeye başladı.Abisi gülümsedi.

Eve geldiklerinde Minho mektubu kardeşine uzattı.

"Bu ne? "

"Changbin'in sana yazdığı mektup.."

Hızlıca alıp mektuba baktı.Ardından mektubu kokladı.Hâlâ parfümün kokusu vardı mektubun üzerinde.Daha sonra mektubu açıp okumaya başladı;

Meleğim,iyi bir adam, sevgili olamadım affet beni.Bunu yapmazsam kendimi çok suçlu hissetmeye devam edeceğim.Her şey bana patlıycak bunu da biliyorum ;). Bunu senden kaçmak için değil,beni kötü sanan insanlardan kaçmak için yapıyorum.Unutma miniğim ben seni çok seviyorum..ilk günden beri her şeyimi güzelleştirdiğin için çok teşekkür ederim.Barda, benim odamda senin için bir kutu bıraktım.O oda artık senin Yang Jeongin.O yer artık senin.Şirketi de abine bırakıyorum,olması gereken gibi. Bir şey daha var..Cennete ölmeden gidemem sanıyordum Jeongin,ama seni gördüğüm an bütün cennet benim olmuştu.Seni çok seviyorum bebeğim.Benim gibi kötü bir adam için kendini üzmeyeceğine dair söz ver..Ben seni her zaman koruyacağım..

Seni her şeyden çok seven Seo Changbin~

Gözlerinden yaş akmıştı Jeongin'in.Mektupun üzerine damlamıştı yaşları.Hemen göz yaşlarını sildi ve karşı koltuğa baktı.Abisi ona bir anahtar uzatıyordu.

"Mekânın anahtarı,gitmek ister misin?"

Kafasını olumlu anlamda salladı Yang.Ardından iki çocuk evden çıktı ve mekâna geldiler.Jeongin,Minho'ya yanlız gitmek istediğini söyledi.Ardından da merdivenlerden yukarıya çıktı.Koridorun sonundaki odaya geldiğinde derin bir nefes çekti.Kapıyı açtı ve içeriye girdi.
Başını yerden yukarıya doğru kaldırırken karşısında Changbin'i gördü.Gerçek olmadığını biliyordu sarı saçlı çocuk ama gerçek olmasını istiyordu.

"Yapma bunu bana..bırak beni"

Gözleri dolmuştu sarışın olanın.
Chang ise gelip ona sarılmıştı.Hiç bir şey hissetmenişti Jeongin o sarılma ile.Çünkü hepsi beyninin bir oyunuydu aslında.Derin nefes alıp masada duran kutuyu aldı ve kapağını açınca orada olan bir sürü fotoğrafları gördü.İçerisinde bir bileklik de vardı.Bu Jeongin'in bilekliğiydi.Jeongin'in herhangi bir fotoğrafı aldı ve bakmaya başladı.Adından halüsinasyona bakıp konuşmaya başladı.

"Peki ya sesini özlersem..yeter mi bu güler yüzlü fotoğrafların Sevgilim..?"

~Son~

Ay duygulandım öhm neyse bu ficin sonu da böyle olacakmış.Bonus bölüm yazar mıyım bilmiyorum ama yazacak pek de bir şey kalmadı şahsen.Artık diğer iki fice kafamı yormak istiyorum.
Hesabımdan "Birthday Party |Minsungficine ve " Ucube" adlı ficimede göz atabilirsiniz.Daha güzel, heyecanlı ficlerde görüşmek üzere, sizleri seviyorum ve hatalarım varsa son kez affedin<333



The Mafia In Your Mind 🔪 | JeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin