"Bu sahne bende dejavu hissi yaratmıştı. 4 sene önce okul sabahı annemin beni uyandıracağı zamana gelmiştim. Buraya yanlışlıkla nasıl gelmiş ola bilirdim ki?" Annemin bana seslenişini özlemiştim. Ona doyasıya sarılmak istesemde bunu yapmam mümkün değildi. Kumral saçları, güneşte parlayan ela gözleri o kadar güzeldi ki. Güldüğü zaman gözlerinin içi de gülerdi. "Kendimi toparlamalıyım bir an önce gitmem gerek, geçmişte geçirilen 10 dakika gerçek zamanda 1 saata tekabül ediyor. Yatağa uzandım kendimi ışık hızından daha hızlı olarak hayal etmeye ve 3'den geriye saymaya başladım. Gözlerimi açar açmaz, telefon rehberimden hızlıca Özgürü buldum."
Çekmecede titreyen sesle kafamı çevirdim, polisler kaza sonrası maktulün eşyalarını ailesine teslim etdikleri için Özgürün telefonu bendeydi. Onu en yakınıma, yatağımın hemen yanındaki çekmeceye koymuştum."Görünen o ki başaramamıştım. Kalbim kulaklarımı sağır edecek kadar hızlı atıyordu. Acısı tarif edilemezdi. Kaderimi değiştirmek isterken birşey yapamamış mıydım?" diye düşünürken tekrar o güne gitmek için deneme yapmak istedim, ama tekrar gidip ne yapacaktım ki. "Beni sevdiğini söyleyeceği güne gitmeliydim. Onu reddersem, belki hayatına girmediğim için o da canından olmazdı. Ama anılarımız ve kalbimiz bizi silecekti. Onun yaşaması için buna razıydım ve deneyecektim.
O güne gelmiştim. Öyle güzel bakıyordu ki, gözleri sevgi doluydu. Kahverengi gözleri içimi aydınlatacak kadar neşe veriyordu. O anda olan Açelya'ya odaklandım ve dikkatini dağıtmaya çalıştım." Cebine küçük not bırakmıştım: Bu gün sana bir aşk itirafı edilecek, ona inanma bu bir oyun, onu reddet bana güven...
"Planım başarılıydı onu inanmamıştı ve beni dinlemişti. Çünkü o zamanlar anksiyetesi yüksek, insanlara güvenmeyen, kendini de beğenmeyen birisi olduğu için, birisinin onu sevme ihtimaline inanmazdı. Umarım bu kez işe yarar diye düşündüm. Tekrar geri döndüğümde hayalkırıklığına uğramıştım. Benim yaptığım hata neredeydi? Engel olduğum halde neden telefonumda resimlerimiz duruyordu, neden aklımdan anılarım silinmemişti. Kaderimi değiştirmek için yolumu değiştirmem gerekirdi belki de, seçimlerimi değil. Geçmişte onunla tanışacağım güne gidip, tanışmayı engelleyecektim. İlk ne zaman tanıştığımızı düşünmeye başladım. Lisede sınıfımıza yeni öğrenci geleceği günü nasıl engelleye bilirdim ki, belki engelleyemezdim ama o gün üzerime en kötü elbiseyi giyip, onunla en kötü üslüpta konuşmalıydım. Arkadaşımla konuştuğum sırada muhabbet açıp beni tanımaya çalıştığı güne gittim. Dolabımın karşısında gözlerimi açtım. Kendi yansımam kıyafet seçiyordu."
Bu gün kendini kötü hissediyorsun özen göstermesen de kimse sorgulamaz diye fikrini değiştirmeye çalıştım. "Bir birini tamamlamayan kıyafetleri giyindi ve kahvaltı yaptı. O gün zamanını çok harcamadığı için okula erken geldi."Alya'yla konuşurken üzerinde bir bakış olduğunu hisseti. Bu Özgürdü. İlk izlenim olarak çekici bulmamıştı ama garantilemek açısından argo konuşmasını sağladım. "İyice benden uzaklaşmıştı. Umarım bu sefer başarmışımdır. Gözlerimi kapadım açtığımda yatağımdaydım. Hemen başucumda olan çekmeceyi açtım. Telefonu orada görmemeği ümit ettim. Yine başaramamıştım. Bu günlük ara vermem gerekiyor, yarın daha güzel plan bulup devam ederim" diye düşündüm. "Yatağımdan doğrulmak isterken bedenimin güçsüzleştiğini farkettim. Adeta üzerimdeki ağırlık hissi tüm bedenime hakim olmuştu. Geçmişteyken saatler burada hızla aktığı için yemek saatimi geçirmiş olmalıydım. Kulaklarım aniden çınladı ve gözlerim sıcak odada buğulanan cam gibi bulanıklaşmaya başladı."
Bedenini kontrol edemedi ve aniden bayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanda Yolculuk
General FictionKendinizi sevmediğiniz, hatta nefret ettiğiniz, aynalara küstüğünüz zamanlar vardır. Herkes kaderinde bazı şeyleri değiştirmek ister, ama Açelya kendi kaderini yaratmak istedi. Bu hikâyeyi okurken onun bu serüvenine eşlik edeceğiniz bir hayat anlatt...