Kavuştum

5 0 0
                                    

İki ay geçti! İki yıl gibiydi!

Özellikle mahkeme günü gelmiştim ki öncesinde Dora'nın karşısına çıkmamalıydım. Söz vermiştim beni görmeyeceksin diye. Bana karşı öfkesi devam ediyorsa kendime güçlü bir bahane bulmalıydım.On dakikadır onu izliyordum. Ama her zamanki gibi farkında bile değildi. Hani her erkeği kendine aşık sanan,hep beğenilmek pohpohlanmak isteyen tiplerden olmaması bile her şeye değerdi. Sesini duymak istiyordum artık. Yaklaşınca beni fark etti. Tuhaf bir şekilde dona kaldı.En soğuk kanlı halimle selam verdim. Yine de tetikteydim.Korktuğum gibi olmadı sıcacık bir şekilde konuşmuş içimin yağlarını eritmişti. Onunla son yaşadıklarımızdan sonra yüzüme bakmaz diye içim içimi yiyordu. Ne dese ne yapsa haklıydı. Kin bile tutmayacak kadar merhametliydi Dora. Benim yurt dışında olduğumu biliyormuş. Ben adımı andırmaz diye düşünürken bana kız bakmaya gittiğini söyledi. Çok şaşırmıştım gerçekten. Bin tane kız baksan ben başkasına bakar mıyım acaba demek istemiştim. Ama susmayı tercih ettim. Konuşma istediğim yere gelmiş fırsatı kaçırmadan hemen konuyu açmıştım. "Evlen o zaman benimle" bu kadar insanın içinde ya yumruk atarsa diye kendimi kollamaya çalışıyordum. Ama akıllı kız kontrolü kaybetmeden konuşmaya devam etti. Biraz da bundan cesaret alarak verdiğim kararı bir iş sözleşmesi gibi sundum ona. Mantığını feth etmem şarttı. Ama detayları anlatamazdım. Bu yüzden dışarda konuşmamız şarttı. Mesai bitiminde konuşmak için emrivaki yaptım inşallah ters tepmez diye de endişe ediyordum. Hiç bir şey dememesi cesaretimi artırdı. Arabamı adliyenin arkasına ara sokağa park edip mesaisi bitene kadar bekledim. Konuşmamak için erken çıkabileceğini bile düşündüm. Son beş dakika arabamı onun görmeyeceği şekilde ileri park edip yakın temas takibe almıştım. Merdivenlerde göründüğünde etrafı kontrol ediyordu. Hemen gitmedim ne yapacağını merak ederek bir kaç dakika olduğum yerde izledim. Beni ortalıkta göremeyince resmen kaçmaya başladı. O kadar tatlı o kadar masum geldi ki gözüme ahhh ahhh Dora diye sesli olarak inledim resmen. Ciğerlerime işlemiş gibiydi. Mesainin bitmesini beklerken korkutmamak için aracı onun sürmesi, nereye gideceğimize onun karar vermesi daha doğru olur diye düşündüm.Arabayı önünde durdurup hızla diğer koltuğa geçiverdim. Hiç bir şey anlamadı tabi. Kaçır beni demem yetti zehir zehir maşallah dedim. Etrafta bakıp hemen araca girince gülmemek için kendimi zor tuttum.Bir de pehlivan maşallah diye bana laf atıyor kendi tipine bakmıyordu. Eminim biri görür diye gizlenmese de olurdu. Gaza frene nasıl yetişti diye göz ucunda bakıyordum. Daha fazla böyle gidemeyince o da değişmek istedi. Yine de ona sordum.Nereye gidelim diye Hıdırlık demesine çok şaşırdım. Çünkü tenha bir yerde görüşmek istemesi bana hala güvendiğini gösteriyordu. Hıdırlığa gidince kullanılmayan binanın içine girip bir şeyler anlatıyordu. Her zaman geliyorum diyince başına bir şey gelmesinden korkmuyor musun diye soracak oldum vazgeçtim. Yüksek binanın da terasına götürdü bizi. Çok güzel bir kaç cümle kurdu. Büyük resme bakmak için geliyorum dedi. Kitap gibi kadın maşallah. Aç ortasından oku dedim. Terasa geldiğimizde bana bakıyordu. Onun bu kadar uzun bakması beni heyecanlandırmıştı. Bakışlardan kaçmak için hareket edip abartılı konuşuyordum. Huzursuz olduğumu anlamıştı sanırım. Söylediğim şeyler meraklanmasını sağlamış olmalı ki bir an önce konuya girmemi bekliyordu. Şimdi çok akıllıca konuşmalı onu kaçırmadan dinlemeye devam etmesi için sözlerimi dikkatli seçmeliydim. Bana kelime oyunları yapıp zorluyor. Hata yaptırmaya çalışıyordu. Ama asla bozmadım konuşmamı.
Onu o kadar sıkıştırdım ki bu sefer avantaj bana geçmişti. Düşünmeden sorgulamadan konuşuyordu. Söylediğim her şeyi bir anlık kabul etmişçesine çocuk konusunu sordu ki ona da hazırlanmıştım. Bu cevapla da puan kazandığımı hissediyordum. Çok az kaldı derken Dora yine yaptı yapacağını. Bana bak sen gay misin diye sorunca ne diyeceğimi bilemedim. Bu durum onun da stresli olduğunu o yüzden konuşurken çok da düşünmediğini hatırlattı. Kendime hakim oldum. Biraz yaklaşıp kokusunu içime çekince bende oluşan yükselmeyi bilseydi eminim bunu düşünmezdi. Ama bu yükselme ona bir şekilde geçti. Aklımdaki arzuları gizlemeye çalışsam da onun benden etkilendiğini ilk defa gözlerinde görmüştüm. Doğru yoldaydım. Topu ona attım. Aynı zamanda üstü kapalı bende ona sormak istedim lezbiyen misin diye değildi şükür . Çok az kaldığını ikna etmeye yaklaştığımı hissediyordum. Ona tek şartım olduğunu sadakat istediğimi söylediğimde bir an bile tereddüt etmedi.Onun için aksi  bir seçenek yoktu. Güvenmek benim için ne zaman bu kadar kolay oldu ki. Yüzünde gözlerinde görmek istediğim bir konu da ona dokunmam ile ilgili kısımdı. Ben bunu öylece laf arasında söylerken ondaki etkisi ne olurdu görmeliydim. Evet her anını hafızama kazıdım sanki. Hafifçe yutkundu. Nefesinin düzeni değişti ve hemen yanakları alev gibi kırmızı oldu. Onun içindeki utangaç kız çocuğunu yakalamıştım bir anda. Yüzünün alevi beyaz teninden kolay kolay geçmemişti...Ölünürdü o anda. Yine olumlu bir gelişme yoktu. Beklediğimden daha olumsuz geçti ama yine de umutsuz değildim. En son olaydan sonra dinlemesi bazı noktaları değerlendirmesi bile yeterdi aslında. Apartmanın önünde park ettiğim yerden eve gitmek istemiyordum. Kapısında yatsam da yakın olayım diyordum. Bir süre sonra el mahkum sürdüm arabamı yollara...Ama gözümde hep bugün ki konuşmamız vardı. Ne yapacaktım ben.

Katibe HanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin