Bölüm Üç (3):
"Abi her yerim ağrıyor ya." kendimi gazinodaki koltuğa adeta fırlattım.
"Alkım hiçbir şey yapmadığımızı biliyorsun değil mi? Beş kilometre bizim için hiçbir şey abiciğim." Kuzey abinin söylediği şeye gözlerimi devirdim.
"Tabii abi hiçbir şey beş kilometre.” Fısıldayarak ekledim: “Terminatörüz ya biz.” Sonrasında içeriye Hakan komutanın girmesiyle hepimiz ayağa kalktık.
"En sevdiğim komutanım gelmiş." Hakan abi beni es geçerek konuştu. "Aferin çocuklar, görevi başarı ile tamamlamışsınız. Şüphe duymamıştım zaten.”
"Kalbimi kırdınız ama sağ olun komutanım."
"Neyse çocuklar, bugün erken çıkabilirsiniz ama yarın beşte hepinizi burada görmek istiyorum. Eğitime de önem vermemiz lazım değil mi?"
"Komutanım, neden anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirecekmişsiniz gibi bir etkileşim aldım?"
"Eğitimde merhamet, vatana ihanettir." göz kırpınca, tekrar göz devirdim.
'Daha iki gün önce anamızı ağlatmamış gibi.’ İç sesim ağlarken, hepimiz gazinodan çıktık. Otoparka doğru yürürken koşarak Kuzey komutanımın yanına gittim.
"En sevdiğim komutanım, aldığım istihbarata göre bugün beni de eve bırakacakmışsınız."
"Allah Allah, kimden duydun onu sen?”
"Kuşlar söyledi valla."
"Kuşlara bak sen. Neyse, hadi gel bırakayım bari."
"Canım komutanım ya. Favori komutanım olduğunuzu biliyor muydunuz?"
"Her gün söylediğin için biliyorum.”
Kuzey abi ile mahallelerimiz arka arkayaydı. Evlerimiz de çok yakın olduğu için her gün beni bırakması için onu darlıyordum. İşe de yarıyordu açıkçası.
...Ayakkabılarımı çıkarıp eve girmemle annemin bağırması bir oldu. "Ayakkabılarını içeriye al!"
"Ya kadın CIA ajanı mısın mübarek? Benim bile radarlar bu kadar açık değil."
"Sus anneye laf söylenmez." ayakkabılarımı elime alıp dolaba yerleştirdim. "Oldu mu anacığım?”
"Oldu bebeğim, gel bir öpeyim." iki kolunu açınca koşarak kollarının arasına girdim.
"Kaç gündür neredesin sen? Bir de haber vermeden gittin. Hakan'ı aramasaydım göreve çıktığınızı öğrenemeyecektim."
"Annem valla sana haber verecekt-"
"Sus, bak hâlâ konuşuyor, benim salak kızım." bir dakika sarılmanın ardından geri çekildim. "Ha bu arada misafir var."
"Ne! Anneciğim seni görmek çok hoştu ama yolcudur abbas-” İçeriden bir anda çıkan Funda teyzeyle, annemin arkasına saklandım.
"Ay! Ne güzel kız olmuşsun. Tanıdın mı beni?"
"Funda teyze daha iki gün önce gördüm seni."
"Ay vallahi unutmuşum kız! Çocuklara böyle sorup travma yaratmayı seviyorum." dediği şey ile yüzümde tuhaf bir ifade belirdi.
"Şaka kız şaka. Hem gel bakayım buraya, sana koca adayı bulduk. Bak hem paralı, hem yakışıklı. Anlarsın ya.” Göz kırpmaya çalışınca daha da korkunç oldu.
Kapı çalınca zafer kazanmış gibi sevindim. Hızla kapıya koştum. Karşımda abimi görmemle kucağına atladım.
"Canım abim benim!"
"Ne oldu kız? Yine ne işin düştü bana?"
"Ayıp ediyon abi. Kırıcısın yani.” Abimin arkasında Bora abiyi görünce daha da mutlu oldum.
"Anneciğim ve Funda teyze bakın, abim ile Bora abim beni çağırmaya gelmiş. Operasyon çıkmış. Anne seni seviyorum, Funda teyze senin için aynı şey geçerli değil. Hadi kaçtık biz.” Funda teyzenin bozulmuş suratını görünce gülümsedim ve hızla dış kapıyı kapattım.
Abimler de olayı anlamış olacaklar ki sırıtmaya başlamışlardı. "Ya ne gülüyorsunuz?! Bakın daha kıyafetlerimi değiştirmedim, kadın bana diyor sana koca adayı bulduk.”
"Ne güzel evlenseydin, kurtulurdum senden."
“Ben zaten evliyim abi de neyse, kırıcısın. Kırıldım.” Abim söylediğimi alaya alıp göz devirirken Bora abim araya girdi.
"Of durun bir dakika be. Kartal sen de kıza laf söyleme. İçeriye girsen sen de evleneceksin. Düşün önüme de bize gidelim."
Söylediği ile Bora abimin alnından öpmek istiyordum adeta. "İyi bari, hiç itiraz etmem."
...Bölüm sonu.
Düşüncelerinizi bekliyorum.
Sağlıkla kalın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Savaş
Chick-LitTürkiye'nin ilk kadın SAT komandosu; Kıdemli Üsteğmen Karasu. Derler ya askerler sert olur diye, bir de SAT komandosuysa? Adımlarıyla yeri, göğü inletmeli değil mi? Herkes Karasu'dan sert olmasını beklerken, her kelimeyi şakaya vurabilme yeteneğine...