Bölüm Yedi (7):
Elimi yumruk yaptım. Anında adım sesleri kesildi. Kaskımdaki dürbünü indirip gece görüşü ile bakmaya başladım.
"Saat on iki yönünde altı, üç yönünde dört, dokuz yönünde ise on terörist var. Zekzek sen benimlesin; Hüseyin abi ve Doğu siz de berabersiniz. Alanı daha iyi görebileceğimiz yerlere konumlanacağız. Siz saat dokuz yönüne doğru ilerleyin. Kuştan emir bekliyoruz." Kendi kendime sırıttım. Abime bu lakabı ben takmıştım. Kartal da bir kuş türüydü sonuçta. Ne yani yalan mı?
"Emredersiniz komutanım." hızlı ama sessiz adımlarla ilerlemeye başladık. Kulaklığın aktif hale geldiğini görünce abimin sesini duydum. "Kılıç olarak hazırız, Alaca. Sizde durumlar nedir?"
"Alaca hazır kuş."
"Kıyı kesimde, Basra üzerinde bir gemileri var. Oraya çıkartma yapacaksınız. İlk önce orayı halledip çekilin."
"Emredersiniz komutanım. Atış izni istiyoruz."
"İzin verildi üsteğmenim." görmeyeceğini bilsem de başımı salladım. "Pekâla Alaca, gösterelim hünerlerimizi."Göz açıp kapayıncaya kadar nefes alan hiçbir döl israfı bırakmamıştık. Etrafın temizlendiğinden emin olunca kulaklığa iki kere dokunup konuştum.
"Temizlik yapıldı komutanım. Geri dönüyoruz."
"Aferin asker. Sizi alan araç körfeze yakın kısma bırakacak. Tüm ekipmanlar orada mevcut. Allah yardımcınız olsun."
"Sağ olun." mikrofonumu kapatıp time döndüm.
"Ayılar, yüzmeye gidiyoruz!"
..."Herkes tamam mı?" hepsi ellerini 'tamam' manasında uzattılar. Kafam ile onları onaylayıp kendimi bottan aşağıya ters bir şekilde bıraktım. Anında iliklerime kadar buz gibi suya batmıştım.
Donmamak için hareket etmeye başladım. Tim de arkamdan atlayınca elimle beni takip etmelerini söyledim. Hızlı ama sessiz olmak için dolphin ayak
vurarak ilerledik.Gemi hakkında bütün bilgileri biraz önce arabada almıştım. Geminin sancak kısmındaki çıkıntılardan yukarıya çıkacaktık.
Gemiye yaklaşmaya başlayınca sancak tarafına geçip elimi bordanın üzerinde gezdirdim. Çıkıntıları bulduğum zaman bizimkilere işaret verdim. Beni onaylayıp sırtımdan destek verdiler. Kemerimin sol kısmına sabitlediğim, taşınabilir periskopu çıkarttım. Kafamı suyun dışarısına çıkarıp etrafı kolaçan ettim.
Bizimkilere onay verince bana destek verip hızlıca periskopu yukarıya uzatmama yardımcı oldular.
Güverte temizdi. İçeride aldığımız bilgilere göre iç kısımda on kamara vardı. Dışarıda ise; liman kısmında üç, sancak kısmında üç olmak üzere; toplam altı kamara vardı.Periskopu geri indirip belime geri taktım. Suya geri dalıp paletlerimi çıkarttım. Zekzek hemen elimden aldı paletleri. Ben de onlara işaret verip çıkıntılara tutunarak yukarıya tırmanmaya başladım. Ayaklarımı bir yere koyamadığım için sadece kollarım ile tutuyordum vücudumu.
Güverte kısmına yaklaşınca parampetlere tutunup kendimi güverteye attım. Tabii bana göre sert bir atlayıştı ama tüy kadar sessiz inmiştim. Biz gemiye iner inmez jammerlar devreye girip kamera kayıtlarını bozmuştu. MİT sağ olsun.
Ben cebimden tabancamı çıkartıp sırtımı kasara kısmına verdim. Ardımdan da tim hızlıca güverteye indi. Gece görüşü dürbünlerimizi kasklarımızdan indirip taktık. Time dönüp işaret ve orta parmağımı kaldırıp iki kere öne doğru salladım. Tek sıra şeklinde arkama dizildiler ve hep birlikte ilerlemeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Savaş
ChickLitTürkiye'nin ilk kadın SAT komandosu; Kıdemli Üsteğmen Karasu. Derler ya askerler sert olur diye, bir de SAT komandosuysa? Adımlarıyla yeri, göğü inletmeli değil mi? Herkes Karasu'dan sert olmasını beklerken, her kelimeyi şakaya vurabilme yeteneğine...