8. BÖLÜM | Düşen Maskeler ve Gözyaşı

27.4K 1.3K 1.9K
                                    

SEKİZİNCİ BÖLÜM

She Knows - J. Cole

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, iyi okumalar dilerim!❤️‍🔥

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, iyi okumalar dilerim!❤️‍🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❄️

Gözlerimi yavaşça araladım.

Yabancı tavan anında gözlerimle kesişmişti. Yavaşça doğrularak bulunduğum alana göz gezdiriyor, nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Burası neresiydi böyle? En son hastanede değil miydim ben?

Üzerimde duran kalın pikeyi sola doğru yavaşça iterek ayaklarımı tahta zemine doğru sarkıttım. Gözlerim çıplak bacaklarıma ardından da üzerimde duran kısa siyah geceliği inceledi. Neler oluyordu? Ben en son altın sarısı takım geceliğimle beraber değil miydim?

Karşımda duran şömine hala daha cayır cayır yanıyordu.

Sağ çaprazımda duran küçük pencere ise hala daha havanın zifir gibi olduğunu gösteriyordu.

Küçük bir modern kitaplık ve şömine dışında odada başka hiçbir şey bulunmuyordu. Modern eşyalara tezat duvar ve yer tasarımının nostaljik bir havası vardı. Buraya hiç gelmediğime emindim ancak zevki göz önünde bulundurursak, kime ait olduğunu az buçuk çıkarabiliyordum. Kulaklarıma ilişerek duymuş olduğum birkaç takırtı sesiyle ayaklandım hızlıca. Parmak ucunda ses çıkarmamaya özen göstererek kapıya doğru yaklaşırken içimi kemiren o dürtü bedenimi esir alıyordu. Çaprazımda duran dizili kitapların önünde duran biblo süs niyetine yerleştirilmiş olmalıydı.

Sol elime alarak sessiz adımlarla kapıyı açtım.

Görünüşe göre birkaç oda daha vardı burada. Aşağıya doğru inen merdivenlere yaklaşarak, parmaklarımın üzerinde ilerlemeye devam ettim. Eğer sessizce dışarıya çıkmayı başarırsam az çok nerede olduğumu anlayabilir hatta kaçabilirdim. Dış kapı şu an tam karşımda duruyordu.

Mutfak olduğunu tahmin ettiğim yerden birkaç ses daha duymamla beraber olduğum yere mıhlandım. Şu an işittiğim ses az önceki sesle benzerdi. Kimdi o? Mutfakta ne yapıyordu? Yoksa bıçak mı arıyordu? Ya beni öldürecekse?

Kapıya temkinlice yaklaştım. Buradan derhal kaçmam gerekiyordu. Fazla zamanım olmayabilirdi. Kapının kulpunu tuttum yavaşça. Olabildiğince sessiz olmaya özen gösteriyordum.

"Nereye gidiyorsun?"

Duyduğum tanıdık sesle açmaya çalıştığım aralık olan kapıyı sesli bir şekilde korkuyla kapatarak çığlık attım. Elim ayağıma dolaşmıştı, şükür ki seslenen o'ydu.

Kuzgun.

Aklımdan birden fazla senaryo geçmişti.

Celladımın beni kaçırmış olabileceğini bile düşünmüştüm.

KUZGUNİ ATEŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin