05

169 17 18
                                    

Gözlerini pencereden giren güneşin rahatsız edici ışıkları ile açmış ve elini yüzüne siper etmişti . Esnemek ve kalkmak istemiş fakat görüş açısına giren mavi saçlar ile Minho'nun varlığını hatırlamıştı . Kedi gibi sokulduğu göğsünde huzurlu ifadesi ile uyuyordu . Hyunjin nazikçe Minho'yu omzundan ayırmış ve yastığına yatırarak gözünün önüne gelen saçlarını kenara çekmişti .

Uyurken bile çok tatlı görünen yüz ifadesi ile kendini bakakalmaktan alıkoyamamıştı . İlk defa birinin bu kadar saf ve güzel olduğunu düşünüyordu . Bu kadar kısa sürede bile Minho'nun ne kadar sevilesi biri olduğunu fark etmişti . Onu cam bir fanusa koyup bütün dünyadan ve kötülüklerinden korumak istiyordu . 

İçinde bulundukları bu bir sonu olup olmadığı belirsiz oyunun henüz birinci ayındalardı . Hyunjun dan İsviçre de olanlar ve arkadaşları ile ilgili gelişmeleri alıyor , her şey yolunda olduğu için endişelenecek bir şey olmaması ile burada da yaptıkları oyuna içi rahat bir şekilde devam ediyordu .

Minho'yla vakit geçirmek ve Hyunjun'un Ceo'su olduğu şirkete gidip biraz evrak işi yapmak onun için sıkıcı veya monoton değildi . İş yerindeki ortamı ve bina tasarlamayı sevmişti . Üstelik akşamları eve gelip yemek yaparken Minho'ya yardım etmeyi ve kedilerle ilgilenmeyi de seviyordu .

Hiç böyle bir yaşantısı olacağını düşünmemişti fakat Hyunjin hayalindeki emekli hayatını yaşıyordu . Ne kadar emekli olmasa da .

Verandaya çıkmış aklındaki düşüncelerin karışıklığı ile kendini büyük salıncağa bırakmıştı . Kucağına Minho'nun muhtemelen çok büyük heveslerle aldığı hayvan figürlü yumuşak yastıklardan birini almış ve bahçedeki ağaçları izlemeye başlamıştı .

Görünürde ağaçları izliyor gibi dursa da beyninin içinde bir bin şey dönüyordu . Bazen bunalıyordu bile bu düşüncelerden . Dışarıdan soğuk ve umursamaz görünüyor olması aksine oldukça ince eleyip sık dokuyan bir karaktere sahipti . Ve tam tersi görüntüsünün aksine Hyunjun bir hayli umursamaz ve ilgisiz biriydi .

İkisinin biyolojik ikiz olması ve birbirleriyle bu kadar alakasız olması bütün hayatları boyunca birbirlerinden kopuk ve farklı hayatlar yaşamalarından kaynaklıydı belki de .

-" Günaydın , erken kalkmışsın ?" Dedi gözlerini ovuşturan Minho Verandaya açılan cam kapıdan eşine bakarak

-" Gözüme güneş girdi ." Dedi Hyunjin gülerek , Minho da buna gülmüş ve küçük adımlarla yanına gelmişti

-" Üşüdün mü , yeni kalktın . Hırka alsaydın üstüne ." Dedi Hyunjin göğsüne yatan Minho'ya , genci sarmalamış ve kolunun Üşüdüğünü hissetmişti

-" bir şey olmaz , hava güzel ısınırım şimdi ." Dedi omuz silkerek

Ama Hyunjin tam tersini düşünüyordu . Salıncağın kenarında bulunan pike benzeri ince örtüyü almış ve Minho'nun omzularına bıraktıktan sonra genç adamı burito misali sarmıştı .

-" Hıh çok güzel oldu şimdi üşümezsin ." Dedi , Minho eşinin söylediğinin altındaki sarkazmı sezmiş ve gülmüştü

-" Sağ ol anne ." Minho'nun dalga geçtiğini fark ederek  , yüzüne yalandan kızmış gibi bir ifade yerleştirmişti

-" Acıktın mı , kahvaltı yapalım mı?" Dedi Hyunjin , dalga geçme seansları bitince

-" Bilmem ?" Dedi Minho bir an durarak

-" Ne demek bilmem ?"

-" Bilmem sabah kalkınca böyle bir tuhaf oluyorsun , canım bir şey yemek istemiyor ."

-" Hmm , hadi o zaman çıkıp biraz hava alalım . Sonra geldiğimizde acıkırsan yeriz bir şeyler ." Dedi öneride bulunarak

-" Olabilir , ama çok üşendim şimdi ." Dedi yüzünü buruşturarak , Hyunjin anın kapılmışlığı ile genç adamı bir çırpıda kucağına alıverdi

İkisi de bu yaptığı harekete eşit derecede şaşırmış gibiydi . Hyunjin bir an gerçekten de Minho'yla evliymiş gibi hissetmiş ve kendini ana fazla kaptırmıştı . Belki de Hyunjun gibi mesafeli olmalıydı . Minho'ya yanlış umutlar verip onu üzmek istediği en son şeydi .

-" Kişisel şoförüm mü oldun bu durumda ?" Dedi Minho garip havayı dağıtmak ister gibi

-" Öyle olmasını istiyorsan ..." Dedi Hyunjin dalga geçip muzip bir yüz ifadesine bürünerek -" Hwang Hava yollarını tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz Minho Bey ." Dedi ve uçak sesleri çıkararak içeri girdi

Minho kıkırdarken Hyunjin üst katın merdivenlerini tırmanmış ve yatak odasına gelmişti . Henüz toplamadıkları yatağa genç adamı yavaşça atmış ve Minho gülerken o da geri çekilip onun debelenen haline bakmıştı . Kabuğu üstüne düşen bir kaplumbağa misali debelendikten sonra kalkmış ve giyinme odasına giderken Hyunjin'e dil çıkarmıştı. .

---

İkili dışarı çıkmış , ellerinde su şişeleri ile sahil kenarında kısa bir yürüyüş yapmış ve temiz hava almışlardı . Parkta oynayan küçük çocukları izlemiş , biraz daha acıkınca ise eve dönme kararı almışlardı .

Hyunjin eve dönerken gördüğü pastaneye uğramış ve ikili için bir kaç tane poğaça almıştı . Minho bunun çok mantıklı olduğunu düşünmüş ve güzel kokulu poğaçaları eşinin elinden almıştı .

Yolda giderken yedikleri poğaçalar sebebiyle eve geldiklerinde toklardı . Ellerini yıkamış ve kahve yaparak verandaya çıkmışlardı . Kediler bahçedeki çimenlerde kendi kendilerine boğuşurken biraz oturmuş , birbirlerine  eşlik ederken sessizliğin tadına varmışlardı .

Saat geçip hava kararmaya başlayınca da serinleyen havadan dolayı içeri girmişlerdi . Minho kedilere mamalarını vermiş ardından kurutucudan çamaşırları çıkarmak için çamaşır odasına geçmişti . Hyunjin de ona yardım etmek için peşinden gelmiş , ikisi yere çökmüş önlerindeki sepetten aldıkları kıyafetleri katlamışlardı .

Katladıkları kıyafetleri yerlerine yerleştirdikten sonra ise akşam yemeği hazırlamaya koyulmuşlardı . Kolay ve pratik bir şeyler hazırlayan ikili oturmuş , bir kadeh şarap eşliğinde yemeklerini yemişlerdi .

Sakin ve huzurlu geçen günü televizyonun önünde izledikleri romantik komedi ile de bitirmişlerdi .






___________________________________________

Aradan zaman geçti , yani bir şeyler yavaş yavaş da olsa oluyor . Bu da normal ama aynı zamanda da soft bir günleriydi .

Noluyor amk demeyin tamam mı üzülürüm 😔





Highway to hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin