014

125 12 24
                                    

Biraz uzun bir bölüm oldu fakat ikiye bölmek istemedim . Yaşayacağınız (eğer yaşarsanız)  duygu karmaşası için de şimdiden özür dilerim . İyi okumalar .
___________________________________________

Etrafında adeta pervane olan genç ile gözlerini devirdi Hyunjun . Jisung'a sakin olmasını ve iyi olduğunu söylese de genç olan ilk defa Sam'in kişisel dairesine gelmişti ve oldukça gergindi . Ne yapması gerektiğini bilemiyor bunu gizlemek için de evin içinde atom karınca misali gezinerek etrafı topluyordu . Önce Mutfağa girmiş ve yiyecek bir şeyler yapmayı denemiş fakat başarısızlıkla sonuçlanmıştı . Morali bozulsa da derin bir nefes almış ve yılmadan başka bir şeylere yardımcı olmak istemişti .

Bir kaç yastığı düzeltmiş , küçük evin salonunu turlayarak toz almıştı . Eline aldığı bibloyu on beş dakika incelemiş , içeride dinlenen Sam yokmuş gibi yapmayı denemişti. Niye bu kadar gergin hissediyordu bilmiyordu . İlk defa yalnız kalmamışlardı ya . Fakat içinde anlamlandıramadığı garip bir his vardı . Çözemiyordu , isim koyamıyordu . Sadece midesindeki bu garip his , belki de iç güdü . Her ne denirse ... Gitmiyordu .

Durdu ve yaptığının çok saçma olduğunu düşündü . Camı açarak biraz nefes aldı . Nefes alırken deniz manzarasına da bakmayı ihmal etmemişti . Büyüleyici bir görüntüsü vardı masmavi denizin . Sam'in istediği zaman evinin salonundan bu manzarayı görebiliyor olmasını kıskanmıştı . Onun odasında cam bile yoktu . Pekala bu kendi isteği sonucu verilmiş bir karardı ama kendini düşünmeden de alıkoyamıyordu , ya benimde böyle güzel bir evim olsa ? Bir şeyler farklı olur muydu ? Yaşadığın alan bu kadar çok etkiler mi seni . Kendimi daha iyi hisseder miydim ? 

Sakinleşip düşüncelere daldığı kısa anını bölen şey evin çalan kapısıydı . Duyduğu kapı sesiyle irkilmiş ve camı kapatarak kapıyı açmaya gitmişti . Çekinerek kapıyı biraz aralamış ve kim olduğuna bakmıştı . Orta yaşlarda güzel görünümlü bir kadın vardı karşısında . Kumral uzun saçları , mavi güzel gözleri . Tanıdık bir simayı andırıyordu , bakışları ve yüzü .

-" Merhaba , Ben Valerie . Sam'in annesiyim ." Jisung duyduğu ile hemen kapıyı açmış ve kadından özür dilemişti

-" Ah özür dilerim . Buyrun içeri girin ." Güzel kadın gülümseyerek içeri girmişti

-" Özür dileyecek bir şey yok tatlım sorun değil . Sen Jisung olmalısın , doğru muyum ?" Dedi tatlı bir ifadeyle

-" Ah ... Evet . İsmimi nereden biliyorsunuz ?"

-" Sam , özellikle son zamanlarda senden çok bahseder . Sana gerçekten değer veriyor ." Dedi çekinen gencin omzunu hafifçe sıvazlayarak

-" Öyle mi ..." Dedi genç olan kendi kendine , buna biraz şaşırdığını itiraf etmeliydi

-" Öyle ya ." Dedi genç kadın , ardından ekledi -" Üstelik benden çekinmene gerek yok ."

-" Teşekkür ederim efendim ." Dedi Jisung saygıyla eğilerek

-" Bana istediğin gibi seslenebilirsin Jisung , rahat ol lütfen . Böyle şeylere hiç takılmam ."

-" Peki Bayan Black ."

-" Sam nerede ? Benim haylaz oğlum gene ne yaptı da kendini hasta etti ?" Sanırım Bayan Black dün gece olanları tam anlamıyla bilmiyordu

-" İçeride , doktor dinlenmesini söylediği için uzanıyor ." Zorla ve bir cok tehditle oraya yatmaya ikna ettim demedi genç olan

Bayan Black içeri geçmiş , yatağında uzanan oğlunu görmüştü . Kulağında kulaklıkları vardı , gözlerini kapatmış . Huzurlu görünüyordu . Fakat orta yaşlı kadının soracak biraz hesabı vardı . Bu yüzden Jisung'a gösterdiği sakin ve anaç tavrından sıyrılmış , endişeli bir ebeveyn tavrına bürünmüştü çabucak . Bu sakince konuştuğu ingilizcesinin de agresif  bir Rusçaya dönmesine sebep olmuştu . Oğluna ne zaman kızsa bunu yapardı fark etmeden

Highway to hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin