Sakin adımları ofisin cam kapısını bulmuş , ve tıklatarak içeri girmişti . Genç adam meşgul bir şekilde çalışıyor gibi görünüyordu , çünkü kafasını kaldırıp ona bakmamıştı bile . Fakat buna aldırış etmedi ve sakin adımları genç adamın masasını buldu . Masasında boş bulduğu kenara oturmuş ve ne çizdiğine bakmıştı .
Hiç bir şey çizmeyip sadece kağıda baktığını görünce ise şaşırmıştı . Dalmış mıydı yoksa ?
-" Hyunjun ?" İsminin seslenilmesi ile kafasını kaldıran genç adam karşısında Jisung'u görmüştü
-" Ah , hoş geldin canım . Ne zaman geldin hiç fark etmemişim ?" Dedi , sanırım cidden dalmıştı
-" İyi misin ? Dalgın görünüyorsun ?" Dedi endişeli bakışları ile
-" Bu proje biraz önemli . O yüzden stres yaptım sanırım , ama iyiyim bir sorun yok merak etme ." Dedi
-" Emin misin ?" Dedi Jisung gözlerini kısıp sorgular bir ifadeyle bakarak , bu yüz ifadesi çok komik görünüyordu sanılanın aksine
-" Eminim fındık faresi ." Dedi gülerek
-" Ya demeyin diyorum şunu bana ya ." Dedi küserek
-" Niyeymiş , İsviçre'de iken hoşuna gidiyordu ." Dedi
-" Yoo . Jackson buldu bu lakabı bana . Bende bir şey diyemedim . Bir tane çaksa ağzıma , on dikiş atarlar ." Dedi yalandan dramatize ederek
-" O sana kıyamaz bilmiyor musun ?"
-" Biliyorum sshhhhh !" Dedi ve ekledi -" Yok fındık faresi falan . Fare ne hem ." Dedi yüzünü buruşturarak
-" Hmm ... O zaman başka bir şey bulmamız lazım . " Dedi yalandan düşünür gibi elini çenesine atarak -" Sincaba ne dersin . Hm , sincap surat !" Dedi gülerek
-" Ya !" Diyerek Hyunjun'a vurmaya çalışmış ama uzanayım derken kaymış ve geriye masanın önünde duran koltuğun üstüne düşmüştü
-" Jisung dikkat et , bir yerini inciteceksin ." Dedi Hyunjun
-" Ne olacak ? Çocuk muyum ben !" Dedi kızarak
-" Çocuksun mu dedim ben şimdi ?" Dedi Hyunjun
-" Bilemicem , çok şüphelisin ." Dedi tekrar aynı yüz ifadesini yaparak , gözlerini kısmıştı
-" Yapma şu yüz ifadesini ısırırım bak yanaklarını ." Dediğinde , Jisung korkuyla geri kaçmıştı
-" Hayır ! Çok acıyor bak sakın !" Dedi hayır anlamında parmağını göstererek
-" Korkmadım ."
-" Korksan iyi edersin ." Dedi
-" Hmm , öyle mi ?"
-" Öyle ." Dedi kendinden emin bir şekilde
-" Diyorsun ?" Dedi Hyunjun muzip bir ifadeyle
-" Diyorum ." Dedi Jisung
-" Peki ." Dedi Hyunjun yola gelmiş gibi yaparak
Ardından sandalyesinden kalkarak tetikte bekleyen Jisung'u kovalamaya başladı . İkisi ofisin içinde köşe kapmaca oynar misali birbirinden kaçıyordu . Hyunjun Jisung'u yakalamış ve gıdıklamaya başlamıştı . Jisung kıkırdarken kurtulmaya çalışıyordu , fakat beceremiyordu . Hyunjun da çok fazla eziyet etmemiş , çabucak bırakmıştı genci .
-" Karnım ağrıdı !" Dedi Jisung soluklanırken
-" Bir şey olmaz ." Dedi Hyunjun masaya kalçasını yaslarken
-" Öyleyse bende seni gıdıkliym gör bir şey olur mu olmaz mı ." Dedi , parmaklarını onu gıdıklayacakmış gibi yapmıştı
Ama Hyunjun bu blöfü yemedi tabiki . Ve sakince beklemeye devam etti . Jisung masaya yaslanmış olan sevgilisinin bacakları arasına girmiş , Hyunjun da Jisung'u belinden yakalamıştı . Sıkıca sarılmıştı sonra da .
-" Seni seviyorum biliyorsun değil mi ?" Dedi boynuna küçük bir öpücük kondurduktan sonra
-" Biliyorum . Ben de seni seviyorum ." Dedi yüzünde kocaman bir gülümseme ile
---
Minho Skylar'ın hamileliğinin üçüncü ayında Kore'ye geri dönmüştü . Hyunjin ile oldukça güzel giden bir ilişkileri vardı , fakat ailesini ve arkadaşlarını özlemişti . Bu sebeple ikili Kore'ye gelmişti bir süreliğine . Fakat küçük bir problemleri vardı . Hyunjin ve Hyunjun birbirinin tıpatıp aynısıydı . Minho boşandığı eşinin ikiz kardeşi ile ortaya çıkınca bu durumu nasıl açıklayacaklardı hiç bir fikri yoktu .
Bay Hwang ile konuşup her şeyi açıklamayı düşündüler ilk başta . Ama İkizlerin yer değiştirdiği o altı aylık süreci paylaşmak ve her şeyi birbirine katıp kimseyi kimseye düşman etmek istemiyorlardı . Aynı İsviçre'de ki tayfaya nasıl tanıştıklarının gerçek hikayesini anlatmadıkları gibi , Koredekilere de anlatmayacaklardı .
Minho , Hyunjin , Hyunjun ve Bay Hwang herkesi karşısına alarak olayları şu şekilde anlatmıştı ;
Bay Hwang ve Bayan Black gençken aşık olup evleniyorlar fakat anlaşamıyorlar ve kanlı bıçaklı bir boşanma davası sonucu ikizleri alıyorlar . Ortak velayet olduğu için birbirini görmek zorunda kalan ikili buna katlanamıyor ve çocuklarını da alarak başka şehirlere gitmeye karar veriyor . O zaman mantıklı düşünemiyorlar , henüz gençler . Akılları başlarına geldiğinde artık çok geç oluyor . Bu sebeple ikizler birbirini tanımadan büyüyor .
Buraya kadar bir yalan söylemiş sayılmazlardı ...
Ta ki ikili birbirlerini şans eseri bulana kadar . Hyunjun gittiği iş gezisinde Hyunjin ile tanışıyor ve ikisi gizlice birbirlerini tanıyıp kardeşlik bağlarını devam ettiriyorlar . Minho ve Hyunjun boşanınca da Minho ve Hyunjin tanışıyor . Ve kafaları uyuşunca sevgili olmaya karar veriyorlar . Hyunjun da Jisungla tanışıyor ve ondan hoşlandığını anlayınca onunla sevgili olmaya karar veriyor .
Uydurdukları hikayenin tek düzeliği kurcalayanın anlayacağı cinsten olsa da kimse üstünde durmamıştı . İkizlerin birbirlerinden hayatları boyunca ayrı olması daha büyük ve hassas bir konu gibi geldiği için kimse ayrılma boşanma olaylarına takılmamıştı . Herkes Hyunjin ile tanışmak istemişti üstelik . Sonuçta Hyunjun'un tam tersi bir karakterde ve görünüşteydi .
Hyunjin ve babası da tanışmışlardı . Tabi babasının bilmediği yaklaşık bir buçuk sene önce zaten tanışmış olduklarıydı . Fakat Aynı Hyunjun ve annesinde olduğu gibi bunu sakladılar .
Her şey bu şekilde tatlıya bağlanmış , bir şeyler daha da rahat olmuştu . Herkes sevdiği insanla rahat ve mutluydu . Önemli olanda buydu .
___________________________________________
Son 2
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highway to hell
FanfictionMonoton olarak adlandırdığı hayatında bir değişiklik isteyen Hyunjun , iş anlaşması için gittiği İsviçre de ki o barda hayatının kökünden değişeceğinden habersizdir . [ Hyunho ]