[ Altı Ay Sonra ]
Oflayarak elindeki çizim kalemini bırakmış ve eğilmekten tutulan boynu ile geriye yaslanmıştı . Gözlüklerini çıkarıp acıyan gözlerini ovalamış ve yorgun bir şekilde boş boş etrafa bakmaya başlamıştı . Altı ay Önce İsviçre'de Minho ile yüzleşmeleri , ve boşanmaları ardından her gün yaptığı gibi bugün de Şirkette sabahlıyordu .
Minho'nun yokluğunda anılarının olduğu o eve gitmek istemiyor , kendini işine vererek yaptığı hataları düşünmekten kaçınıyordu Hyunjun . Herkes her şeyi öğrenmiş , her şey zayıf bir bina misali kafalarına yıkılmıştı .
Şirket sessizdi , evi sessizdi , şehir bile sessiz geliyordu . Bir yanda Minho'nun kalbini kırmanın vicdan azabı bir diğer yanda ise özlemesine rağmen Jisung'u görememesinin üzüntüsü vardı . Aynı Minho'nun yaptığı gibi Jisung da suratına okkalı bir tokat atmış ve onu bir daha görmek istemediğini söylemişti .
Jisung'un küçük camsız odasında sessizce ağladığını ve yemeden içmeden kesilerek kendine işkence ettiğini tahmin edebiliyordu . Bunları düşünmek bile kalbini kırmaya yetiyordu . Belki Hyunjin ve diğerleri onunla ilgileniyordur diye düşünse de gözleriyle görmesi , ona elleriyle yemek yedirmesi gerekiyordu emin olmak için . Fakat bunu yapamıyordu .
-" Ben çıkıyorum Bay Hwang , istediğiniz bir şey var mı ?" Diyen sekreterine teşekkür etmişti
-" Hayır yok Yuqi , teşekkür ederim ." Dedi hafifçe gülümseyerek
Genç kız çıktığında düşüncelerinde boğulmaya geri dönmüştü .
---
Jackson'ın uzattığı bardağı almış ve artık tadına alıştığı garip meyveli içeceği içmeye başlamıştı . Canı hiç bir şey yemek istemiyordu . Arkadaşları da bunun farkındaydı pekala . Sorunun ne olduğuna dair ufak bir tahminleri de vardı . Sam'in gitmesi . Daha doğrusu onlar Sam gitti zannediyorlardı , ama bilmiyorlardı ki aslında genç adam evinde ve depresyondaydı .
Jisung ve ikizler bu durumu onlara söyleyip işleri daha da karmaşıklaştırmak istememişti . Nasıl olsa ikizleri yan yana görmyeceklerdi , bilmemeleri şimdilik en iyisiydi . Hyunjin'in biraz zamana ihtiyacı vardı , ve o kendini arkadaşları ile görüşecek kadar iyi hissedene kadar Sam'in şehir dışına çıktığını söyleme kararı almışlardı .
Bu süreçte Jisung da çok fazla içine kapanmıştı . Yemiyor , içmiyor , uyumuyordu . Felix ve Seungmin çok endişeleniyordu . Jisung gözlerinin önünde eriyordu . Felix her gün iş çıkışı Jisung'a ev yapımı yemekler getiriyor , sevdiği şeyleri yaparak iştahını geri kazandırmaya çalışıyordu .
Fakat Jisung yiyemiyor , yese bile uzun bir süre geçmeden kusuyordu . Artık Jisung'a gizlice verdikleri vitaminin bile etki ettiğini sanmıyorlardı . Tekrar bir deri bir kemik kalmıştı . Arkadaşları Sam'i aramayı düşünse de Seungmin bu duruma karşıydı . Jisung ona bağımlı yaşayamazdı , ondan kopması kendi iyiliği için en iyisiydi . Küçük kardeşi oyuncak değildi . Sam'i gördüğü yerde suratına bir tane çakmak istiyordu bu sebepten dolayı . Fakat başka bir çıkar yol da düşünemiyordu .
-" Hadi ama lütfen , birazcık hatrım için ye ." Dedi arkadaşına elindeki yemeği uzatırken , Fakat Jisung bulanan midesine hiç bir şey sokmak istemiyordu bu yüzden reddetti
Felix tabağı baş ucuna bırakmış ve odadan çıkmıştı . Çıktığı gibi de sıktığı dişlerini serbest bırakmış ve hızla dolan gözleri ile ağlamaya başlamıştı . Kapının önünde onu bekleyen Seungmin ise yine umutsuz bir sonuç aldıklarını anlamıştı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highway to hell
FanfictionMonoton olarak adlandırdığı hayatında bir değişiklik isteyen Hyunjun , iş anlaşması için gittiği İsviçre de ki o barda hayatının kökünden değişeceğinden habersizdir . [ Hyunho ]