020

122 12 26
                                    

Yüzümde hissettiğim ıslaklık ile uyku sersemi bir şekilde gözlerimi açtım . Yattığım yer olan yatağın sol tarafından ziyade Hyunjin'in göğsüne kadar kaymıştı kafam . Fakat hala netleşmeyen görüşüm sebebiyle ne olduğunu anlayamıyordum . İşaret parmağımla gözlerimi biraz ovuşturdum ve yüzümün önünde siyah beyaz küçük bir köpeğin suratını gördüm .

Bu Hyunjin'in köpeği Kkami'ydi . Nasıl olduysa yatağa çıkmış , üstümüzde sanki babasının yeri misali geziniyordu . Anlaşılan az önce de suratımı yalamıştı . Elimi yanağıma attım ve parmağıma gelen hafif bir ıslaklık ile yüzümü buruşturarak köpeğe baktım . Küçük köpeğin yüzünde beni yargılayan bir bakış olduğuna yemin bile edebilirdim o an .

Fakat boş verdim ve üstümdeki hırkanın koluyla yanağımı silerek yattığım yerde doğruldum . Birbirine giren saçlarımı düzeltirken odaya şöyle bir bakmıştım . Oldukça sade ve ferah renklerle dekor edilmişti . Camdan baktığınızda gördüğünüz deniz manzarası da ayrı bir artıydı bu duruma .

-" Günaydın ." Duyduğum boğuk ses ile kafamı soluma çevirdim , Hyunjin'i boyun girintisine girmiş yatan Kkami'yi severken gördüm

Gözüme çok tatlı gelen bu görüntü ile hafifçe gülümsemiştim . Hyunjin Kkami'yi sevdikten sonra bana dönmüş ve gülümseyen yüzüme bakmıştı . Bir an dalıp gider gibi olduğunu fark ettim bana bakarken .

-" Sana da günaydın ." Dedim , ardından ekledim -" Saat kaç , çok mu uyumuşuz ?"

-" Bilmiyorum , telefonum nerede hiç bir fikrim yok açıkçası . En son bir hafta önce gördüm sanırım ." Dedi düşünür gibi bir ifadeyle

-" benimki senin komodininde galiba , bak bakalım kaçmış saat ?"

Hyunjin uzun kolu sayesinde kafasını çevirmiş ve gördüğü telefonu uzanma gereği bile duymadan almıştı . Ekran tuşuna basmış ve aydınlanan parlak ekranla gözlerini dramatik bir şekilde kısmıştı . Bu yüz ifadesini görünce gülmemi tutamamış , hafifçe kıkırdamıştım .

-" Dokuz buçuk saat ." Dedi gülen ifadem ile tebessüm ederek

Onu onayladım . Ve aramızda garip bir sessizlik oldu . Bugün Hyunjin'le yüzleşmeye geldiğim günün sabahıydı . Dün akşam çok ağlamış , bir çok pişmanlığımız dan bahsetmiştik . Ardından bazı sözler verilmiş ve anlaşmaya varılmıştı . O kadar tuhaftı ki mantıken bakarsanız . Sanki iş anlaşması yapmış gibi el sıkışacaktık utanmasak . Fakat sonuca bakılırsa bir orta yolu bulmuştuk .

-" Aç mısın , kahvaltı edelim mi ?" Dedi yattığı yerden doğrulurken  , karışan saçlarını düzelteyim derken daha da bozmuştu

-" Canım bir şey istemiyor sabahları ." Dedim ve ekledim -" Ama sen açsan sana eşlik ederim ." Dedim , ve hafifçe uzanıp karıştırdığı saçlarını parmaklarım ile nazikçe tarayarak düzelttim

Bu hareketimle ikimiz de tebessüm etmiştik .

-" Yok . Aç değilim." Dedi ardından

-" O zaman sahile gidip biraz yürüyüş yapalım mı ?" Dedim hevesle , deniz çok güzel görünüyordu korkmasam yüzmek bile isterdim

-" Yüzmek ister misin ?" Dedi aklımı okumuş gibi

-" Yüzme bilmiyorum ." Dedim somurtarak , Hyunjin bana inanamaz bir bakış attıktan sonra gülmüştü

-" Öğretmemi ister misin ?" Dedi gülerek , dalga geçer ses tonu ile somurtup kollarımı bağlamıştım , küçük bir çocuk edasıyla

-" Dalga geçmiyorum ki . Özür dilerim tamam ." Dedi panik olarak , buna içimden gülmek istemiştim

Highway to hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin