-" Hyun şunu arkadan bağlar mısın , elim yetişmiyor ." Dedi Minho eşine seslenerek , gitmeleri gereken bir davet vardı bu sebeple hazırlanıyorlardı
Daha doğrusu o hazırlanıyordu , çünkü Hyunjun çoktan takım elbisesini giyip saçlarını yapmıştı bile .
-" Geldim bir saniye ." Kucağındaki Soonie ile yanına gelen eşine gülmüştü
-" Soonie işimiz var annecim sonra oynarsın babayla olmaz mı?" Soonie cevap verir gibi Miyavlayınca gülmüştü
Hyunjin kediyi yere bırakmış ve giydiği sırtı açık ceketi ile ona bakan Minho'ya gelmişti . Ceketin önünden çarpraz bir şekilde kuşak gibi gelen iki ucu almış arkadan bağlayarak uzun uçlarını öylece bırakmıştı .
-" Oldu mu ?" Dedi sıkılığını kast ederek
-" Evet oldu , açılmaz değil mi ? Üstümdeki ceketi kapalı tutuyor açılırsa kopmle açılır ?" Dediğinde Hyunjin aynadan Minho'nun ceketinin önüne bakmış ve eliyle açık olan kısmını düzelttik ten sonra arkasına geçmişti , arkadaki bağları tekrar kontrol etti . Açılmazdı
-" Hayır canım , sağlam açılmaz merak etme ." Dedi ipleri kontrol ettikten sonra gerilen yüz ifadesini serbest bırakıp gülümseyerek
-" Tamam o zaman , küpelerimi takayım çıkalım olur mu ?" Dedi Minho tatlı tatlı giyinme odasından çıkarken
-" Olur tabiki , ben hazırım . Matthew'i arıyorum o zaman arabayı getirsin ." Dediğinde Minho küpesini takarken onaylamıştı
Giydiği beyaz takıma uyacak , inci tanelerine benzeyen küpelerini de takmış ve elindeki parfüm ile eşine dönmüştü .
-" Parfüm sıktım mı ben ?" Dedi hatırlamaya çalışarak
-" Bilmem ?" Dedi ona doğru gelerek , kulağından çektiği telefonu ile hafifçe eğilmiş ve Minho'nun boynunu koklamıştı
Minho Hyunjun'un verdigi nefesini boynunda hissedince huylanmış ve kıkırdamıştı .
-" Hayır sıkmamışsın , bence gerek yok . Kendi kokun da yeterince güzel ." Dediğinde Minho kızarmış ve çoktan sıktığı parfümün şişesini kenara bırakmıştı
Hyunjin Minho'nun çilekli duş jeliyle harmanlanmış tatlı kokusunun yerini alan yapay parfüm kokusunu sevmese de kızaran eşi ile içten içe gülmek istemişti . Fakat kendini tuttu .
Minho yere eğilip kedilerini tek tek öptükten sonra çantasını alarak ayağa kalkmıştı . Hyunjin'in yanına geldiğinde genç adam eşinin beline elini koymuş ve hafifçe onu yönlendirmişti . Evden çıktıklarında kapısını açmış ve Minho bindikten sonra o da binerek Matthew'a davetin adresini vermişti .
Normalde olsa gitmemek daha mantıklı gelirdi ama bu yer değiştirme ne kadar sürecek bilmediği için normal davranmalıydı . Bugün gittikleri davet bunca zamanlık hayatı boyunca sadece fotoğraflardan görüp tanıdığı babası olan Bay Hwang'ın evinde yapılacaktı .
Bir aydır Hyunjun'un hayatını yaşamasının sebebi olan kişiydi . Haftalardır Londra daydı ve geldiği gibi de bu daveti vermişti . Bu sebeple bu davete gitmek darma dağınık yüzleşme planları için bir adım olabilirdi . Telefonundan Hyunjun'a bununla ilgili bir mesaj atmış o da dikkatli olmasını , orada her şeyin yolunda olduğunu söylemişti .
-" Geldik bay Hwang ." Duyduğu ses ile beyninin içindeki karmaşıklık dan çıkmış ve şoförüne dönmüştü
-" Tamam Matthew , arabayı bırak sen gidebilirsin . Dönüşte ben kullanırım ." Dediğinde şoför onu onaylamıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highway to hell
FanfictionMonoton olarak adlandırdığı hayatında bir değişiklik isteyen Hyunjun , iş anlaşması için gittiği İsviçre de ki o barda hayatının kökünden değişeceğinden habersizdir . [ Hyunho ]