019

107 9 42
                                    

Ağrıyan başım ile oflayarak kafamı önümdeki masaya koydum  . Son zamanlarda o kadar çok düşünüyordum ki bir şeylerin sıkıntısı artık başıma vurmaya başlamıştı . Ben kafamı oturduğumuz kafede ki masaya koyduğumda , eş zamanlı olarak  elinde aldığı kahvelerimiz ile kuzenim de yanıma gelmişti .

İçinde olduğum durumu biliyor bu sebeple ruh halime saygı duyuyor , anlayış gösteriyordu . Fakat artık patlamak üzere olan beynim için bu pek de bir şey ifade etmiyordu .

-" Hey , Min . Kaldır kafanı hadi . Sana en sevdiğin kahveden aldım  ." Dedi

Maya'nın yavru kedi olarak adlandırdığı ama benim somurtma eylemini belirtmek için yaptığım ifade vardı yüzümde , kafamı kaldırdığımda. Maya yine bu yüz ifadesini tatlı bulduğunu belirtmek için gülmüş ve beni daha da çok kaşlarımı çatmaya itmişti .

-" Hey ! Ne gülüyorsun ." Dedim masadaki kahveyi agresifçe kaparken ,

-" Sadece , yüz ifaden aynı kedi gibi ." Dedi genç kız kahvesini içerken

-" Ah May , benimle uğraşmaktan hiç bıkmıyorsun cidden ." Dedim gözlerimi devirerek

Genç kız gülerek omuzlarını silkmişti . Bende arkama yaslanmış ve oturduğumuz kafenin göl manzarasını izlemeye başlamıştım . Bir yandan içtiğim kahvenin tadı çok hoşuma gitmiş , bir yandan da göl manzarası aklımı dağıtmayı başarmıştı .

-" Ne düşünüyorsun ?" Diye sordu May

-" hm ?" Dedim daldığımı fark ederek , önüme dönüp gözlerimi kırpıştırmıştım

-" Daldın gittin , ne düşünüyorsun diyorum ?"

-" Bende bilmiyorum artık , kafam allak bullak ." Dedim nefesimi sıkıntıyla vererek

-" Çok fazla düşünüyorsun Min . Bu iyi değil . Bir şeylerden kaçıp içine atman uzun vadede sana zarar veriyor ."

-" Ne yapabilirim ki ? Başka ne yapabilirim bilmiyorum Maya . Ona aşığım ama onu affedebilir miyim bilmiyorum ." Dedi genç olan üzüntü ile , Maya kuzeninin sesindeki üzüntü tınısını hissediyordu

-" Biliyorum Canım . Yaşadığın durum filmlerden kaçmış gibi tuhaftı . Ama şu noktadan da bakmak lazım . Hyunjunla olan evliliğinde Sam ile olduğun kadar mutlu değildin . Üstelik Hyunjun da sana bu kadar aşık değildi . Onun seni aldattığını öğrendiğini söylemiştin hatta bana ." Dedi masanın üzerinden kuzeninin elini tutarak -" Demek istediğim onu hemen affetmen ya da kollarına atlaman değil elbette . Demek istediğim , burada ondan kaçarak bir şeylere çözüm bulamaz , aşkına ket vuramazsın . Eğer ona gerçekten aşıksan onun seni iyileştirmesine izin verebilirsin . Zamanla kırık kalbini onarabilir ." Minho beyninin içindeki melek ve şeytanın esiri olarak bu konuşmayı kendiyle çok yapmıştı , melek her zaman Hyunjin'i affetmesini söylemişti ona , en azından şans vermesini

Ama şeytan tam tersini istiyor . Hyunjin'in onu kullanıp onunla oynayacağını söylüyordu . Minho buna inanmıyordu kalben , Hyunjin'in ona değer verdiğini hissetmişti . Biliyordu . Fakat Kırılan güveni sebebiyle çekiniyordu .

-" Sence zaman bir şeylere çözüm olur mu ? Gerçekten kırdığı kalbimi onarabilir mi ?" Dedi dolu gözleri ile

-" Hyunjun'un kırdığı kalbinin parçalarını toparlayıp yerine yapıştıranın o olduğunu söylemiştin bana . Kendi kırmadığı bir şeyi tamir ettiğini ..."

-" Son altı aydır tek duyduğum Sam Sam Sam . Onu senin anlattığın kadarı ile bildiğim için böyle olumlu konuşuyorum . Minho farkında değil misin , kalbini ne kadar kırmış da olsa bana onunla ilgili kötü hiç bir şeyden bahsetmedin ." Dedi hafif bir tebessümle

Highway to hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin