Bir anda boğazında hissettiği cisim ile aldığını bile fark etmediği nefesi kesildi genç adamın . Nefes almak istiyor fakat boğazında onu engelleyen şey yüzünden nefes alamıyordu . Kısa bir kaç saniye sonrasında bulanık beyni biraz daha aydınlanmış ve etrafındaki sesleri duyar olmuştu . Biri ona yardım ediyordu . Boğazındaki şeyi çıkarmışlardı . Dolan gözleri ile sonunda nefes alabilen genç adam gözlerini açmıştı . Krem rengin ağırlıklı olduğu odaya güneş vuruyordu , gözlerini alan parlak güneş ile bir an yüzünü buruşturarak kafasını ters tarafa çevirmişti .
Ama gözleri ışığa çabuk alışmış , yavaşça kırptığı gözleri ile etrafa bakmaya başlamıştı . Burası bir hastane odasıydı . Yattığı yerden görüş açısına giren camda bir kaç kişi gördü . Bir arada olmaması gereken bir kaç tanıdık yüz . Doğru görüp görmediğini kontrol etmek ister gibi gözlerini bir kaç kez daha kırpmış ama bir şey değişmemişti .
Güler yüzlü erkek hemşire az önce ona yardım eden kişi olmalıydı . Değerlerini kontrol etmiş , ardından da odadan çıkarak dışarıda bekleyen ailesini bilgilendirmişti . Hemşirenin uzaklaşması ile içeri bir anda bir çok kişi girmiş ve ona nasıl olduğunu sormaya başlamışlardı .
-" Ah Tanrım çok korkuttun bizi oğlum , iyi misin ?" Diyen kişi annesiydi
-" İyi misin Hyun ?" Ona endişeli kedi gözleri ile bakan ise Minho dan başkası değildi
-" Size söyledim Hyunjin'e bir şey olmaz diye ." Diyen kişi ikiz kardeşi Hyunjun'du
Fakat Hyunjin'i şaşırtan şey Hyunjun'u burada görmekten ziyade , Hyunjun'un kolunun altında gülümseyen Jisung'u görmekti . Sarı saçları ve Gülümseyen bir yüzü vardı . Hyunjin halisünasyon mu görüyorum diye bir an düşündü . Hem ne olmuştu da ilk başta hastaneye düşmüştü ?
-" Hiç bir şey hatırlamıyorum , ne oldu ?" Dedi boğuk çıkan sesi ile
Tam o sırada içeri doktor önlüğü ile Jackson girdi . Çocukluk arkadaşı , doktorluğu bırakıp tıpa lanet eden ve kendini serseriliğe adayan Jackson Wang .
-" Çikolata içeren bir şey tüketmişsin , bu da alerjik reaksiyona girmene sebep olmuş . Nefes borun şişmiş ve bu ödemden dolayı nefes alamamışsın . Seni baygın bir şekilde ofisinde bulmuşlar ." Dedi önündeki hasta belgelerini doldururken
-" Ah Hyun , Sana inanamıyorum . Beni çok korkuttun . Ne diye alerjini tetiklersin ki ?" Dedi Minho , endişeli bakışlarının yerini sinirli olanlar almıştı
-" Ben ... Bilmiyorum . Hatırlamıyorum ." Dedi kafası karışık olan genç adam
-" Sorun değil Bay Black , şu an da iyisiniz . Şimdilik dinlenin . Ve mümkünse sizi alerjik reaksiyona sokacak olan çikolatadan uzak durun , bir dahakine bu kadar şanslı olmayabilirsiniz ." Ardından çıktı
Nasıl yani ? Geçmiş olsun bile demeyecek miydi ? Her şeyi öğrendiği için mi böyle yapıyordu ? Jisung ile neden konuşmamıştı ? Hyunjin hiç bir şey anlamıyordu
-" Ben çıkış işlemlerini hallediyorum , Eve geçeriz . Evde dinlensin ." Bayan Black Bunu söyleyen oğlunu onaylamıştı
Hyunjun odadan çıktı . İçeride dört kişi kalmışlardı .
-" Geçmiş olsun Hyung . Bizi çok endişelendirdin ." Dedi Jisung Hyunjin'in hasta yatağına biraz yaklaşarak , yüzünde tatlı ve içten bir gülümseme vardı
-" Ah ... Teşekkür ederim . Özür dilerim ." Dedi Hyunjin
-" Özür dileyecek bir şey yok oğlum . Sanırım farkında olmadan yemişsin . Bir dahakine daha dikkatli ol . Sadece korktuk hepsi bu ." Dedi güzel kadın , genç adamın saçlarını okşamıştı anaç bir tavırla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highway to hell
FanfictionMonoton olarak adlandırdığı hayatında bir değişiklik isteyen Hyunjun , iş anlaşması için gittiği İsviçre de ki o barda hayatının kökünden değişeceğinden habersizdir . [ Hyunho ]