Okulda klasik günlerden biriydi. Kızlarla kantinde oturup önümüzde ki kağıt yığınına çalışmaya çalışıyorduk... Kantinin bir köşesinden gelen hunharca kahkahalar yine birinin canının sıkıldığını ele veriyordu. "Bıktım bu lanet okuldan." Hırsla söylendi karşımda oturan Jennie. Bende derin bir nefes verip baktım ona. "İnan bende bıktım." Söylediklerim ardından Lalisa'nın bakışları arkama takılmıştı. Bir anda ışıldayan gözleri Jungkook'u gördüğünü ele veriyordu. Eğer Jungkook'u gördüyse diğerlerinin de yanında olması kaçınılmazdı.
Jennie'ye baktım yeniden. Onun da gözlerinde ki bıkkınlık ile buraya geldikleri kesinleşmişti. Saniyeler ardından çaprazımda ki sandalye gürültü ile çekilmişti ve Park Jimin kendini oraya atmıştı. Lalisa'nın yanında ki sandalyeye de Jeon Jungkook oturmuştu. Kolunu Lali'nin sandalyesine atarak muhtemelen onun kalbini hızlandırdığında Kim Taehyung kendini yanımızda ki masaya yaslamış ve biraz daha uzağımızda kalmıştı. Lalisa başını eğerek kendini sakinleştirmeye çalışırken Jennie öfkeli gözlerini Jimin'e dikmişti.
"Sarışın." Bana seslenmesi ile gözlerimi yummuş ve içime derin bir nefes çekerek sakin kalmaya çalışmıştım. Ardından araladığım gözlerim onu buldu. "Bana şu şekilde seslenme demedim mi sana?" Sert çıkışım ile gülmüş ve oturduğu yerde bana yaklaşmıştı. Başını yana yatırdı hafifçe. "Duymuyor musun sesleri? Bak yine birine zorbalık yapıyorlar. Kahramanlığını yapsana sarışın. Yoksa bir tek bize mi çıkıyor sesin?" Olayın üzerinden bir hafta geçmişti ve sevgili Park Jimin yakamı bırakmıyordu. İşin garibi ise bana zorbalık yapmıyor oluşuydu. Beni kimseye rezil etmiyordu. Amacı neydi bilmiyorum ama beni bir haftadır yalnızca yanıma gelip konuşmaya çalışarak rahatsız ediyordu.
"Benim başıma senin gibi bir bela yetiyor da artıyor. Fazlasına gerek yok." Söylediğim ile gülümsemesi büyümüştü. Bana daha da yaklaştı ve tek eli havalandı. Çattığım kaşlarım ile bakışlarım eline döndüğünde. İşaret parmağı ile saç tutamıma dokundu hafifçe. İrkilip geri çekildiğimde gözleri saç tutamımda oyalanırken mırıldandı. "Benden başka kimse başına bela olamaz sarışın. Merak etme." Anlamsızca yüzümü ekşittiğimde saç tutamıma yeniden dokunmuştu. Önce parmaklarının tersi ile biraz dokunmuş ardından da kulağımın arkasına sıkıştırmıştı bu tutamı. Onun üzerinde ki şaşkın bakışlarım devam ederken de geri çekilmiş ve ayaklanmıştı oturduğu yerden.
"Ayrıca!" Dedi alayla. "Takip isteğimi kabul et ve mesajıma bak. Kaç gündür bekliyorum, ayıp oluyor." Söyledikleri sonrası göz kırpmış ve arkasını dönüp yaverlerini de alarak uzaklaşmıştı. Şaşkınlığımızın sessizliği ile geçen bir sürenin ardından Lisa cırlamak ile fısıldamak arasında bir şekilde konuşmuştu. İkisi arasında nasıl oluyordu bende bilmiyorum ama Lisa bunu başarıyordu.
"Aman Tanrım!" Dedi önce ve elleri ile yüzünü örtüp devam etti. "Sırtıma dokundu! Bayılacağım! Ay çok yakınımdaydı Chaeyoung! Ay bayılacağım cidden!" Gözlerimi devirdim ve öfkeli bir nefes verip arkama yaslandım. "Bu Jimin pisliği ne yapmaya çalışıyor?!" Benim yerime sertçe çıkışan kişi Jennie olmuştu. Ve bu sorunun cevabını bende merak ediyordum.
"Bilmiyoum ama canımı çok sıkıyor." Homurdanmam sırasında Lisa ayılıp bayılmaya devam ediyordu.
💟
Jisoo mommy🥵 bi de diğerleri
Jisunni:
Jennie çıktınız mı okuldan?Jenduk:
Unnie
Saat altıJisunni:
Tamam kes
Yarın gelirim o zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angels like you, jirosé
FanfictionOkulun zorbası Park Jimin, kendisine kafa tutan başarılı öğrenci Chaeyoung'u beğenir.