30 | Final

1K 72 40
                                    

Final olduğundan malumunuz bir yorum sınırı yok fakat sizden finale yakışır bir yorum bekliyorum. Onlara hak ettikleri gibi veda edelim lütfen, kırmayın beni tamam mı?❣️

Haftasonuydu ve Jimin haftanın geri kalan günleri okula gelmemişti. Fakat henüz başka bir okula da geçmemişti ve bu içinde bir karmaşa yaşadığının kanıtıydı. Okuldan sonra bir kez dışarıda buluşmuş ve bir yemek yemiştik. Şu an ise yine onun yanına gidiyorduk. Daha doğrusu evine.

Meğersem geçtiğimiz gece beni götürdüğü ev yeni eviymiş ve bu yüzden o kadar dağınıkmış. Şimdi ise tamamen yerleştiği için hepimiz orada toplaşmaya karar vermiştik.

Taehyung arabayı sürüyordu ve yanında Jennie oturuyordu. Ben ise Lalisa ve Jungkook çifti ile arka koltukta oldukça sıkıcı bir yolculuk yapmıştım. Neyse ki Jennie'nin açtığı şarkılar yolu biraz daha çekilebilir kılmıştı.

Jimin'in bana attığı kapı şifresi ile eve girdiğimizde ise hızlıca dibinde bitip ona sıkıca sarılmıştım. Onunla her gün görüşmeye alıştığım için okula gelmediği günler adeta eziyet gibi oluyordu.

Sıkıca o da bana sarılmıştı. Ardından ise hep birlikte uzun ve güzel bir vakit geçirmiştik. Saat biraz geç olduğunda ise onlar gitmişti ve yalnızca ben kalmıştım. Bir süre bizde tatlı tatlı vakit geçirsekte elbette kaçamazdım bu sorulardan. "Ne düşünüyorsun?" Aslında altında çok fazla anlam yatan bu soru ile bana döndü. "Ne hakkında?" Dedi kaşlarını kaldırarak. Başımı hafifçe yana yatırıp gözlerinin içine baktım bir kaç saniye ve anladı. Derin bir soluk verdi hatta. Sonrasında önüne döndü ve omuz silkti. "Karman çorman kafamın içi." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı aşağı yukarı salladım.

"Anlayabiliyorum." Derin bir nefes verip çenesinden tuttum ve bana bakmasını sağladım yeniden. Gözlerine bakarken devam ettim. "Anlayabiliyorum ve senden son bir yüzleşme daha istiyorum." Kaşları çatıldı söylediğimle birlikte. "O suya girmeni istiyorum." İrkilir gibi geri çekildi. Dudaklarını araladı fakat sustu. Çenesinde ki parmaklarım yanağını buldu ve onu rahatlatmak adına okşadı. "Bana güvenirsen hiç bir şey olmayacak." Susmaya devam etti. "Ama önce söyle bana, düşüncelerinde kim suçlu?" Eğer kendini suçlamaya devam ediyorsa bu suya girme işi onu iyice tetiklerdi. Fakat biliyordum bu düşünceyi aşıyordu.

"Chaeyoung..." Dedi kaçmak ister gibi. Gülümsedim ona yine güven vermek adına. "Söyle bana Jimin." Gözleri doldu ve bu yüzden kaçırdı onları benden. "Bana suçlu olmadığını söyle Jimin. Yalnızca küçük bir çocuk olduğunu söyle." Sesim titredi çünkü onun dolu gözleri beni savunmasız kılıyordu. Yutkundu derince. "Ben..." Dedi o da titreyen sesiyle ve zorlukla devam etti. "Ben yalnızca küçük bir çocuktum Chaeyoung." Onun gözünden akan yaşla eş zamanlı olarak benim de gözlerim dolmuştu. Yine de gülümsemeye devam etmiş ve onu kendime çekip sıkıca sarılmıştım. Başını omzuma yasladığında saçlarını bulmuştu parmaklarım. "Ben annemin öleceğini bilsem yemin ederim girmezdim o suya."

"Biliyorum." Dedim hızlıca. Saçlarına bastırdım dudaklarımı ve devam ettim. "Biliyorum Jimin. Biliyorum. Senin hiç bir suçun yok biliyorum, annen hiç kızmadı sana biliyorum. Gerçekten biliyorum, inan bana." Omzuma aktı göz yaşları ve belime dolanan parmakları küçük bir çocuk gibi sıkıca tuttu tişörtümü. "Annen sana hiç kızmadı ve baban yanılıyor, hep yanıldı." Daha sıkı sarıldı bana yine küçüldü kollarımda ve benim ağlamamı da şiddetlendirdi.

Bir kez daha Park Jimin kollarımda ağladı ve bende ona eşlik ettim. Hemen ardından ise evden çıkmış ve arabaya binmiştik. Gittiğimiz yer sahildi. Jimin öyle gergindi ki bunu tüm mimiklerinde görebiliyordum. Bu yüzden sessizliğimi koruduğum o anlardan birindeydim.

angels like you, jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin