Yorum sınırı 85.
Lalisa
Taehyung'un doğum gününü en güzel şekilde kutlamıştık ve o da Jennie de çok mutlu görünüyordu. En yakın arkadaşımın mutluluğu beni de kocaman gülümsetiyordu. Sonra karşı koltukta oturan Jungkook'u görüyordum ve siliniyordu gülümsemem. O ise bana hiç bakmıyordu. Eve geldiğimde hoş geldin bile dememişti. Bir özür dilemek neden bu kadar zor geliyordu anlamıyordum.
Jimin ve Chaeyoung bir diğer yanımda muhabbet ediyorlardı. Jungkook telefonuyla ilgileniyordu ve bende arada muhabbetlere tepki vermek dışında bir şey yapmıyordum. Saatin geçe geldiğini fark ettiğimde derin bir nefesle oturduğum yerden kalkmıştım. Tüm bakışlar bana döndüğünde yalnızca kızlara bakarak mırıldandım. "Ben eve geçeyim."
"Brilikte gideriz Lalisa otursana." Chaeyoung anında karşı çıktığında gülümsemiş ve red etmiştim. "Annem mesaj atmış. Eve geçmem gerek, bir taksiyle giderim." Jennie somurtarak bana baktığında ona bir öpücük göndermiştim. Yüz ifafesi yumuşar gibi olsada çocuk gibi bakmaya devam ediyordu.
"Ben bırakırım seni." Bu teklif Jungkook'tan geldiğinde ona dönüp bakmadan mırıldanmıştım. "Gerek yok." Ardından ise kızlara el sallamış ve evin çıkışına ilerlemiştim. Peşimden hızlıca koşturan kişi ile derin bir nefes verdim. "Sana gerek yok dedim." Sertçe homurdanırken botlarımı geçiriyordum ayağıma. "Gereğini sormadım." Dediği ile göz devirmiş ve hızlıca kapıyı açıp çıkmıştım evden. Ardından ise apartmandan da çıkmış ve taksi çevirmek için ana yola yönelmiştim. Fakat ardımdan gelen adımlar bileğimi kavrayarak durdurmuştu beni. "Lalisa inat etmesene." Onu sertçe itmiş ve öfkeli gözlerimi ona dikmiştim. "Ne inadından bahsediyorsun sen? Çok bile durdum evinde." Ve o an Jeon Jungkook'un gözlerinde ilk kez bir duygu gördüm. Mahcubiyet? Üzüntü? Vicdan azabı? Pişmanlık? Bilmiyordum. Belki de uyduruyordum.
"Yapma böyle." Güçsüz bir sesle mırıldandığında alayla gülmüştüm. Ve o an gözlerim dolmuştu. Lanet olası bir sulu gözdüm! "Sanki kendi kendime kafamda bir şeyler uydurmuşum gibi hissettiriyorsun bana Jungkook." Şaşkınlıkla bakıyordum ona artık. Ne yapmamı bekliyordu? Ona eskisi gibi sevgi dolu yaklaşmamı mı? Hiç bir şey yokmuş gibi gülümsememi? Ben mi çok içselleştiriyordum yoksa?
Sertçe ittim onu göğsünden ve bağırdım. "Sana güvendim! Herkesin uyarısına rağmen sana inandım ben ve kendimi sana bıraktım. O sokakta ki kedileri sevdiğin gibi sevebilirsin sandım beni! Belki de masal okuduğun o çocuklara güldüğün gibi gülebileceğine inandım! Her ne haltsa!" Bağırışlarıma şaşkınca bakıyordu fakat ben durmadım. Sertçe vurdum göğsüne ve devam ettim bağırmaya. "Ama sen bir intikam için beni tüm okula rezil ettin! Sana olan güvenimi yıktın! Benimle alay ettin. Chaeyoung'dan intikam almak için beni kullandın!" Bir kez daha sertçe vurdum göğsüne ve geriye sendeledi.
"Lalisa ben..." Cümlesini kısıkça sonlandırdı. "Sen ne?!" Bir kez daha bağırdım. Cümlesinin devamını getirmesi ve üzgün olduğunu söylemesi için. "Ben... Bilmiyordum beni öyle sevdiğini." Gözümden akan yaşlarla güldüm bir kez daha. "Yalnzıca dış görünüşümü beğeniyorsun sandım beni böyle tanıdığını bilmiyordum. Seni böyle inciteceğimi bilmiyordum. Ben... seni böyle incitmek istemedim. Seni incitince böyle canımın yanacağını düşünmedim. Ben..." Cümleleri sinirimi tepeme getirdi ve yine sertçe ittim onu. "Sen ne?!" Diye bağırdım bir kez daha. Ve o anda gözlerinin dolduğunu gördüm. Şaşkınca kala kaldığımda dolan gözleriyle konuştu Jungkook. "Ben Chaeyoung'dan intikam almadım. Öfkeliydim ve korkuyordum." Sesi titrediğinde şaşkınlığım artmıştı. Ellerim iki yanıma düştü ve durmaya devam ettim. "Korktum ben ne yapacağımı bilemedim. Annem gibi gidersin sandım Lalisa. Korktum." Tekrar ettiği kelimeler, düşen omuzları ve yaşlar dolu yüzüyle bakıyordu bana Jeon Jungkook. Sesi titriyordu, elleri titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angels like you, jirosé
FanfictionOkulun zorbası Park Jimin, kendisine kafa tutan başarılı öğrenci Chaeyoung'u beğenir.