19

1.1K 87 138
                                    

Yorum sınırı 80 <3

Biraz ileride duran arabadan inen Jimin yavaş adımlarla buraya doğru geliyordu. Yerimde duramayıp bende hızlıca ona adımladım ve öfkeyle konuştum. "Cidden ne halt ediyorsun sen?" Derin bir nefes veren Jimin mırıldandı. "Bir halt ettiğim yok sarışın." Nasıl böyle umursamaz olabiliyordu anlam veremiyordum.

"Neden arkadaşımın kapısına dayandın ve onu rahatsız ettin. Dövdün mü tehdit mi ettin ne yaptıysan sesi çok rahatsızdı." Alayla gülümserken başını yana yatırdı yavaşça. "Arkadaşın?" Hala tek takıldığının bu olması inanılmazdı. Gözlerimi yumup sakince bir kaç nefes alıp verdim ve bu defa sessizce konuştum. "Bak arkadaşım ya da eski sevgilim olması detayının bir önemi yok." Gözlerimi araladığımda kaşlarını çatmış olduğunu gördüm. Ağzımdan çıkacak şeyi dikkatle bekliyordu. "Sen kim olarak gittin onun kapısına?" Sorabileceğim en kibar şekilde sormuştum bunu. Yanlış bir hamle yapmak istemiyordum çünkü diyeceğim şeye çok fazla dikkat edeceği açıktı. "Sevgili değiliz, bir ilişkimiz yok. Sen ise öyleymiş gibi davranıyorsun ve bu benim kafamı karıştırıyor."

"Seni yanımda istiyorum Chaeyoung." Aniden kurduğu cümleyle kalbim hızlansada belli etmedim. "Jaehyun'un barışmak istediği belli ve bu beni korkuttu." Sessizce konuşuyordu. Kimsenin duymasını istemediği açıktı. Onunla ilgili en sevdiğim şey bana her zaman en dürüst haliyle gelmesiydi.

"Jae ile barışmak istesem bu yaptığın beni durduramazdı Jimin." Söylediğimle derince yutkunmuştu. Hızlıca ekledim. "Onunla barışmak istemiyorum. Konu ona bir şeyler hissetmem değil ama bu yaptığın yanlıştı." Kaşlarımı kaldırarak tane tane konuşmuştum.

"Ben buyum. Bunu biliyorsun." Dedikleriyle başımı iki yana salladım ve aynı onun gibi biri duyacakmış gibi sessizce konuştum. "Sen bu değilsin. Baban yüzünden böyle davranıyorsun." Gözlerini devirip geriye doğru bir adım atmış ve homurdanmıştı. "Konu saçmalaştı." Her daim açık olsada buna değinilmesi canını sıkıyordu anlaşılan.

"Her neyse Jimin. Bir ilişkimiz yok, öyleymiş gibi davranmayı bırak." Gözleri yeniden beni buldu. Bu defa gözlerinde beni rahatsız eden ifadesi vardı. Pekala sanırım babasından bahsetmemeliydim çünkü şu anda yanlış düşündüğümü bana kanıtlamak ister gibi bakıyordu. "Bir ilişkimiz yok." Başını aşağı yukarı sallayarak mırıldanmış ve bana doğru bir adım atmıştı.

Derin bir nefesle geriye kaçmaya çalıştım fakat belime giden parmakları ile beni olduğum yere sabitledi. Hafifçe yüzüme doğru eğildiğinde kalbim sertçe çarpıyordu. "Hakkımda en son varsayım yaptığında ne dediğimi hatırlıyor musun sarışın? Bir dahakine aklımdan geçeni yapacağımı söylemiştim." Zorla yutkunurken dudaklarıma inen gözlerine bakmak gittikçe zorlaşıyordu.

O da zaten beni daha fazla zorlamayarak dudaklarımızı birleştirmişti hızlıca. Şokla kalan bana kıyasla dudakları arasına aldığı dudaklarımı sertçe öpen Jimin'in belimde ki parmakları beni sıkıca tutuyordu. Kalp atışlarım daha da hızlanırken öylece kalmaktan başka bir şey yapamıyordum. Dudaklarımın üzerinde ki dudaklarını kavramam öyle çok zamanımı almıştı ki ilk tepkimi vermem saniyeler sürmüştü. Çatılan kaşlarımla onu kendimden itmiştim sertçe. Parmaklarından zorla kurtulmuştum ama geriye doğru bir adım atabilmişti. Bir sonraki hamlem ise benim bile beklemediğim bir şey olmuştu. Suratına sert bir tokat. Yana dönen başı ile içten içe şok yaşasam da dışarıdan gayet kararlı görünüyordum. "Kendine bir şeyler kanıtlamak için beni kullanamazsın Park Jimin." Babasından bahsetmemiş olsam normal bir şekilde ayrılacağımız bu gecede beni öpmüştü ve kendisinin kötü çocuk olduğunu kanıtlayacağını düşünmüştü.

angels like you, jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin