9

1.4K 96 79
                                    

Yorum sınırı 70, 🤍

Elimde tuttuğum kitabın ilk sayfalarına göz atıyordum. Çok fazla önerilen bir kitaptı ve bu yüzden onu okumaya karar vermiştim. Karanlığın Yüreği adlı kitap. Gözüme çarpan ise bir cümle olmuştu. Senin gücün yalnızca başkalarının güçsüzlüğünden doğan bi kazadır... Aklıma Jimin'i getiren bu cümleye kısık bir sesle gülmeden edememiştim.

"Elinde ki bir mizah kitabı gibi durmuyor." Duyduğum cümle ile yüzümde ki tebessüm kaybolmuştu çünkü bu cümleyi kuran kişi az önce aklıma gelen kişiydi. Başımı kitaptan kaldırıp karşımda ki Jimin'e diktim doğruca. Üzerinde okul kıyafetleri yoktu elbette bu defa.

Altında ki yırtık kot pantolonu ve üzerinde ki ince, düğmelerinin neredeyse yarısı açık olan beyaz gömleği ileydi. Siyah saçlarını arkaya yatırıp her zaman ki gibi alnını açık bırakmıştı ve güzel cumartesi günümde karşımda dikiliyordu.

"Senin burada ne işin var?" Şaşkınca sorduğumda kaşlarını çattı ve homurdandı. "Burası halka açıp bir kütüphane sarışın?" Alayla söylediğinde kaşlarımı kaldırdım sertçe. "Çok kitap okuyan biri değilsin Park Jimin." Dediğim şeye gülmüş ve bana doğru bir adım atıp gözlerini kısmıştı hafifçe. "Instagrama hikaye atmışsın, bende evde oturmak yerine neden sarışını görmüyorum dedim." Ben bu çocuğun takip isteğini kabul etmekle hata yapmıştım kesinlikle.

Derin bir nefes verip kitabı kapattım ve bende ona bir adım attım. "Bana da sorsaydın keşke beni görmek istiyor musun diye..." Gülümseyip yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve başını da hafifçe yana yatırdı. "İstesen de naz yaparsın sen..." Yalandan gülümseyip ardından gözlerimi devirmiş ve ona arkamı dönüp kasaya doğru ilerlemeye başlamıştım.

Elbette hemen yanımda bitmişti. "Dün gece dışarıdaydın..." Yanımda mırıldandığında onaylarcasına mırıldanmıştım yalnızca. Bir kaç saniye susan Jimin bir adımla önüme geçmiş ve yürümemi durdurmuştu. "Her şeyi sana açık açık mı sormak zorundayım sarışın?" Dediği ile kaşlarımı kaldırdım. "E yani Jimin." Alaylı cevabım onu eğlendirmiş olmalı ki sırıttı. Ama sırıtışı tekrar kaybolduğunda gerginliğe bıraktı ifadesi kendini. Ve bu defa daha net sordu. "Dün gece kiminleydin? Jaehyun mu?" Bu soruları sormak onu memnun etmiyor olmalıydı çünkü sesine oldukça net bir şekilde yansıyordu. Ve kesinlikle takıntılıydı.

Önümde dikilmeye devam ettiğinde derin bir nefes verdim. "Kızlarlaydım. Çekil önümden Jimin." Bıkkınca onu cevapladığımda rahatlamış gibi dikleşti olduğu yerde ve yana bir adım atarak çıktı önümden. Kasaya gidip sıraya girdim ardından.

Dün attığım posta yaptığı yorum zaten yanlış anladığını ele versede karşıma çıkıp bunu soracak yüzü olduğunu düşünmemiştim açıkçası. Fakat unutmuş olmalıyım ki o Park Jimin'di. Benim için çok önemli olmayan cevabı ona vermiş ve ısrarlarıyla uğraşmayı es geçmiştim.

Zaten hala şu tavırları sinirlerimi hoplatıp duruyordu. Eğlencesinin bitmesi için her gece dua etsem de her sabah yine onun gıcık sırıtışı ile karşılaşıyordum...

Sıra bana geldiğinde kitabı almış ve kütüphaneden çıkmıştım. Karşımda gördüğüm Jimin elinde iki tane kahve tutuyor ve doğruca yüzüme bakıyordu. Anlamsızca kaşlarımı çattım bir kez daha. "Tanrım ne yapıyorsun sen?" Huysuz homurdanışım ile elinde ki kahvenin tekini bana uzatmıştı ve cevaplamıştı. "Yalnızca kahve sarışın." Derin bir nefes vererek elinde ki kahveyi aldım. "Sütlü filtre kahve." Diye eklemeyi de unutmamıştı. Her zaman bundan içerdim ve bunu nasıl bildiğini sorgulamakla uğraşmak istemiyordum. "Teşekkürler." Sessizce mırıldandığımda hafifçe gülmüştü yalnızca.

angels like you, jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin