Geçen bölüm liskook yazdım diye mi düştü etkileşim arkadaşlar whats your problem ha?😡😡😡 neyse o zaman bu bölüm toparlanmanızı emrediyorum🦾 yorum sınırı 85!
Çalan zille uzandığım kanepeden zorlukla kalkmış ve ayaklarımı adeta sürüyerek kapıyı açmaya gitmiştim. Abimin işten erken geldiğini veya üst katta ki yaşlı komşumun bir şey için yardım isteyeceğini düşünerek açtığım kapı da Park Jimin ile karşılaşmıştım.
Gözlerim irice açıldığında güzel gülümsemesi ve bu defa alnına dökülmesine izin verdiği siyah saçları ile karşımda Jimin vardı. Elinde bir market poşeti tutuyordu ve ben şokla, dağınık saçlarım ve civcivli şort pijamamla ona bakıyordum. "Jimin?" Şokla adını söylediğimde pijamamı süzmüş ve kıvrılan dudakları ile içeri girmişti. Bir kaç saniye daha şaşkınca dursam da kapıyı kapatmış ve peşinden ilerlemiştim. "Senin ne işin var burada?"
"Okula gelmedin ve mesajlarıma da bakmadın. Bu yüzden arkadaşlarına sordum, Lalisa bana ters ters bakarken Jennie hasta olduğunu söyledi. Arkadaşların kişilik mi değiştirdi?" Kesinlikle değiştirmişlerdi.
"Yine de evime neden geldiğini anlamıyorum." Evi incelemeye devam ederken en sonunda mutfağı bulabilmiş ve oraya girmişti. "Sana çorba yapacağım. Annem ben ne zaman hasta olsam yapardı ve çok iyi gelirdi. Hala hastalandığımda yaparım kendime. Resmen bir ilaç." Ona çorba yapan biri olmamasına üzülmek için geniş bir zamana ihtiyacım vardı bu yüzden bunu erteledim.
Elinde ki poşeti tezgaha bırakmış ve bana dönmüştü. "Bu arada pijaman harika." Alayla söylediği şeye göz devirmiştim. "Jaehyun mu aldı bunu yoksa? Malum seni civcive benzetiyor." Derin bir nefes vererek ona adımladım ve mırıldandım. "Hayır tabi ki. Jennie almıştı." Kaşlarını kaldırıp indirmiş ve üzerinde ki ceketi çıkartıp sandalyeye asmıştı.
Raflara yönelip hepsini açıp kapayarak tencereyi bulmuş ve eline almıştı. Yüzüme ister istemez bir tebessüm yayıldığında heyecanlı adımlarla yanına ilerlemiş ve mırıldanmıştım. "Gerçekten bana çorba mı yapacaksın?" Kurduğum cümle ile bana dönmüş ve o da gülümsemişti. Yüzünü yüzüme eğdi ve mırıldandı. "Hmhm." Hemen ardından ise dudaklarını alnıma bastırmış ve bir iki saniye kadar öptükten sonra geri çekilip önüne dönmüştü. Kalbim hızlıca çarparken bir süre onu izlemiş ardından da yaptığı işe dönmüştüm. Dirseklerimi tezgaha yaslayıp dikkatle izlemiştim neler yaptığını. Eğer bir gün hasta olursa bende onun için yapmalıydım bu çorbayı.
Görsel hafızam sağolsun her şeyin aklımda kalacağına emindim. Zaten akşam bunların hepsini bir kenara yazardım. Ardından bütün malzemeleri tencereye atmış ve hepsini iyice karıştırırken baharatlarını da eklemişti. Ve biraz daha karıştırdıktan sonra da ateşi kısıp kapağını kapatmıştı. "Bir beş dakika kadar kaynadıktan sonra hazır olucak." Mırıldandığı cümle ile bana döndüğünde bende dirseklerimi tezgahtan çekmiş ve doğrulmuştum.
Yüzümde hala duran gülümseme ile ona baktığımda o da tebessüm ediyordu. "Teşekkür ederim." Diye mırıldandığımda önemli olmadığını belirtircesine omuz silkmişti. İki tabak ve iki kaşık alarak masaya bırakmıştım ardından. Beş dakika sonra ise çorbanın altını kapatmış ve tabaklarımıza doldurmuştu. Geçip karşıma oturduğunda bende heyecanla çorbadan ilk kaşığı almıştım.
Beklediğimden güzel olduğu için gözlerim hafifçe açılmıştı ve ona bakmıştım. Yorumumu bekliyordu zaten. "Çok güzel olmuş." Dediğim ile rahatlamışçasına gülümsemişti o da. Hasta çorbaları genelde güzel bir tata sahip olmazdı fakat bu gerçekten lezzetliydi. Sebebi Jimin'in elinin değmiş olması olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angels like you, jirosé
FanfictionOkulun zorbası Park Jimin, kendisine kafa tutan başarılı öğrenci Chaeyoung'u beğenir.